-->

18 Temmuz 2023

Birazda Gerçekler Hakkımda Konuşalım mı? 4 --

şurda başlamıştı: https://hayaterkegi.blogspot.com/2023/06/birazda-gercekler-hakkmda-konusalm-m.html

 ------10----
Az önce kendimi "ailemle aramızın süper şeker olmasını istiyor muyum yoksa istemiyor muyum" diye düşünürken yakaladım ve hemen anında ağzımın payını verdim. Çünkü ailemle aram süper şeker olursa ve her şey yolunda giderse aslında bu benim tutsak edilmem, kendimi bir kurbana dönüştürmemden başka şey olmadığı anlamına gelmez ve evet, bütün kurbanlar olmasa bile kurbanların çoğu aslında kurban olmaya gönüllüdürler ve sanki kurban olmak istemiyorlarmış da hayat onları kurban etmiş gibi davranırlar. Hayır, ben kurban olmak istemiyorum. Ben iki arada bi derede olarak yaşamaktan memnunum. Ben bu gerginliğin bana özgürlük verdiğini, sunduğunu ve özgürlüğümün bu gerginliğe bağlı olduğuna iman etmiş o ermişin ta kendisiyim. Bu konu özelinde son olarak şunu söylemeliyim ki; ailemle aramızdaki gerginliklerin bitmesi için çok çaba sarfedip hep ödün verdim ama onlar ne çabalarıma değer verdiler, ne de ödünlerimi saydılar. Hatta tam tersi olarak, çaba ve ödünlerimin zayıflığımdan kaynaklı olduğunu sandılar ve beni kendilerine muhtaçlığımdan kaynaklı bi eylemler zinciri içerisinde hareket eden bi zavallı olarak görüp, daha fazla ezip hakaret ettiler. Oysa böyle değildi ama kimse ne anlatacağım ki?

ve şimdi hepsini siktir et; bana böyle davrandıkları için çok mutluyum, hep böyle davranacaklarını bildiğim için de çok sevinçliyim. Çünkü iplerimin hepsi kendi elimde ve özgürlüğüm benden başkasına ait değil.
ve her zaman dediğim gibi; sevilmediğini bilmek kadar değerli olan hiçbir şey yoktur. Sevilmediğini bilmek özgürlüktür. Kimseye yalakalık yapmak zorunda olmadığını bilmek, yalan söylemek zorunda olmamak, istediğin zaman istediğin yere siktir olup gidebilme biletinin elinde olmasıdır. ve eğer sende bu durumdaysan, tüm bunları yaşıyorsan sakın ola çekip gitme, içlerinde kal ve onların seni sevmediğini biliyor olduğunu bilmelerine rağmen onlarla yaşayarak onlara işkence edip bundan biraz zevk almaya bak.
Şu an ben, onların her gün gözümün içine gitmem için yanıp tutuşarak bakmalarını sağlıyor ve gitmiyor olmamdan dolayı da acı duymalarına çok ama çok seviniyorum. 

----11----
-şeyi düşünmeye başladım; annemle doğru bi ilişki kurabilseydik, yani bebeklik dönemimde o bana düzgün bi annelik yapıp iyice kucakladıktan sonra memesini ağzıma soksaydı, bende bebek ağzımla memesinin ucuna tutunarak ona çocukluğumu yapsaydım ve bunun sonrasındaki yıllarda da o yılların içindeki gerekliliklere göre karşılıklı kurlarımıza devam etseydik, kafamdaki eksik tahtalardan biri olan kadın imgesinin tamamlanmışlığından dolayı aslında annemi sikerek çocuk sahibi olma içgüdüsünün vereceği yönlendirmeyle sadece kadınlara ilgi duyup, tüm aşklarımı da sadece kadınlara beslediğim için en sonunda olan şimdiki bu yaşımda etrafım 10-15 çocukla sarılı mutlu bi baba olur muydum?
yani bence, freud ve onun gibiler birazda olsa haklı gibiler. aslında erkekler sikecek karı ararken anneleriyle, kadınlarda onları okşarken sikecek koca ararken babalarıyla karşılaşmayı ummaktan başka bir şey yapmıyorlar ve bunu sanki sadece ben ve Freud biliyormuşuz gibi davranıyor tüm dünya.
Oysa bu doğru saçmalıkları anlatan kitaplar tüm vitrinleri süslüyor, internetin her yerinde pdf olarak gezip tozuyor, akademik dünyada alıntılana alıntılana anlamı bilinmiyor olmasına rağmen okunmaya devam eden kur'an ayetine dönüştü ama kimse bu gerçeği mecbur kalmadıkça dile getirmiyor. yani ben;
homoseksüellerin sorununun, annelerinin sikilebilecek bir canlı olarak görememelerinden kaynaklı olduğunu düşünmeye başladım ve eğer annemi sikmek isteseydim ve onun, evin tabanından 1 basamak yukarıda olan tuvalete girip kapıyı kapatmadan çişini yapıp sonrasında da esmer teninden daha kara olan kıllı amını musluğun altında bulunan tastan avuç avuç su alıp yıkarken gördüğüm o çocukluk dönemlerimde midem bulanmasaydı belki de şimdi cinselliğin yarrak peşinde olduğum tarafında değil, bi ihtimal tüylü şeftali ısıran tarafında olurdum.
doğruyu net olarak bilmiyorum fakat yıllarca hayatlarına yakından tanık olduğum binlerce homonun  anneleriyle ilişkilerinin de hep sorunlu olduğunu gözlemledim ve çoğunun da babaları benimki gibi köşedeki boş çuvalın teki veya tamamen silik bi gölge gibiydi hep.
Yani diyorumki; sorunlu ve fazlasıyla baskın bi annenin varlığı, tüm canlılarda olduğu gibi, şimdi homo olarak adlandırılanların da DNA'sında bulunan ibne moleküllerinin, hayatlarında olmayan baba figürünü ortaya çıkarmak üzerine yeşermiştir ve sonuç olarak da farkında olmadan, aslında kadınlardan değil erkeklerden hoşlandıklarını düşünerek hayatlarını bi yarrağa göre şekillendirmişlerdir. Zaten içe doğru karmaşık bir amcıktansa, dışa açılan ve yolu net olarak gösteren yarrak daha çekici gelmiştir.

devamı: https://hayaterkegi.blogspot.com/2023/07/birazda-gercekler-hakkmda-konusalm-m-5.html


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.