-->

12 Temmuz 2023

Allah’a mektup

Bu mektuplar, kendimi bildim bileli sadece kafamın içinde değilde, tüm bedenimde gezinip duran aklımın bi köşesinde daima hareket halinde olan bir şeydi. Bu konuya ait hareketlilik beni, bazen yolda yürürken sağa sola öylesine boş boş bakarak ya da evde tek başıma otururken bi anda gelen can sıkıntılarının nedeni üzerine düşünürkenki çok bunalımlı anlarda ellerimi açtırarak Allah'a dua ettirip göndertmiş, karşılığını ise zaman içerisinde gerçekleşmesini veya olmasını istediğim her neydiyse istediğim gibi öylece hiç farkında olmadan almıştım.
Fakat bir çok karşılık bulan mektubum olduğunu hep unuttum, bazense Allah'a gönderdiğim mektupları benim istediğim gibi de gerçekleştiklerini-gerçekleşmiş olduğunu çok sonraları hayal meyal ya fark ettim, ya da hiç fark etmedim ve şimdi anlıyorumki; zaten hepimiz Allah'ın bizi yarattıktan sonra hiç duymadığını-görmediğini ve hatta bizi kendi halinde bırakıp hiç iplemediğini düşünüp, kendimizi iyice sahipsiz hissettiğimizde acılar içinde kıvranırken tüm inançsızlığımıza rağmen yine O'na mecbur kalışımızdan dolayı son çare olarak "allah'ım belki varsındır. aklım seni anlamaya yetmiyor diye niye yok sayayım" adındaki o bi anlık düşünceye sarılıp mengene dişlileri arasında sıkışmakta olan özümüzü sakinleştirmek için ellerimizde birikmiş mektupları ard arda atarız. İşte bu sabah, böyle düşünceler arasında gidip gelirken (11 temmuz 2023 saat 07:40) gerçekleştiğinin farkına vardığım isteklerimi yazmaya karar verdim.

Allah'a Mektup 1: Allah'ım içimdeki erkek sevgisini yok et
Yıllar önceki yıl olan 2017 yılında; o güne kadar yaşadığım yıllık-aylık-haftalık-gündelik ve saatlik ilişkilerden, beni sadece yarrağa ihtiyacı olduğunda arayan ibnelerden ve kendi sonu belirsiz ibneliğimden o kadar yorulmuş ve bundan dolayı da artık ne yapacağımı, ne hissedeceğimi bilemez haldeydimki dayanamayıp Allah’a "allahım, ben artık bunun ne olduğunu bilmiyorum ve içinde yürüdükçe de ne bok olduğunu da iyice karıştırmaya başladım. aşk arıyorum dedim ama görüyorsunki beni sevsinler diye siktiğim adamlar dışında karşıma kimse çıkmıyor. belki kendimi siktirirsem seven çıkar dedim ama iki postadan sonra kimse dönüp bi daha yüzüme bakmıyor. ne olur allah'ım herkesin sadece yatak arkadaşı olduğum, yatak arkadaşlığı yaptığım ama yatak dışında hiç karşılık bulmadığım bu halime, zihnimin bundan fazlasını nasıl bulacağını bilmediğim şu zavallılığıma bi son ver. allah'ım eğer bu takılıp kaldığım duygu durumu bir hastalıksa al benden yok et. hastalık değil de senin verdiğin bir armağansa da ben artık yoruldum bu günübirlik piçlerden ve bu yüzden al armağanını istemiyorum. al benden ne olur al güzel allahım. çünkü görüyorsun istediğim gibi biri çıkmıyor, çıktı sandıklarım ise beşparasız olduğumdan iyice emin oldukları anda siktir olup gidiyorlar ve farkındasındırki; tüm bunlardan dolayı olsa gerek bende aşk-sevgi-o birine değer verdiği-verildiği için seven yanımdan uzaklaşmaya başladım ve herkes gibi sadece yakışıklı bi erkeği, güzel bi kadını daha sikme uğraşına doğru son sürat yol alıp zifte bulanıp kaldım. ne olur allah'ım benim bu zifte bulanmış haldeki çırpınmamın beni daha da aşağı çekmesine izin verme. ziftlenip kendimi kaybetmezsem hiçbir şey bulamayacağımı, olamayacağımı fark edip atladığım bu dipsiz dehlizlerde bile bana sahip çıkan ve hep ışığa yönlendiren rabbim, bu dehlizde benim bulacağım-beni bulacak bir şey yok, geç anladım ve bu yüzden artık kendimi daha fazla kaybetmek istemiyorum. görüyorsun ya kanatlarım ziftli her tarafım çamur. buna rağmen umudum da yine senden başkasından yana değil. ben artık çok çok güçsüzüm ve fark ettimki kendimi bile dinlemez olmuşum, kendime dahi sözüm geçmiyor. ne olur allahım bana sahip çık. beni artık sadece bana bırakma Allah'ım ve lütfen içimdeki bu erkek sevgisini yok et." diye yalvarmaya başlamıştım. 

Ellerimi açarak veya herhangi bi yerdeyken çok umutsuz olduğum anda dışımdaki hiç kimseye çaktırmadan içimden ağlayarak sessizce ettiğim bu erkeksizlik isteği dua'larından oluşan mektuplarım sonrası Allah duamı kabul etmiş olacakki, beni o yıl okul bahanesiyle Kıbrıs'a gönderdi ve ben orda gerçek anlamda seksten çok uzak kalabilmiş oldum. Hatta orda hoşlandığım biri vardı ama bunu sadece onu gördüğüm zamanlarda fark ederdim. Tıpkı onunda beni gördüğünde fark etmesi gibi ve biz onunla hiç azıtmadan kendi orta yolumuzu bulup, birbirimizin sınırlarına hep saygı duyarak iki arkadaş olarak kalmayı, yakınlığı sadece arkadaşça tutmayı başardık.
Oysa ben birinden hoşlandım mı, etrafın amınakoyardım ya hayretti bana ve ben uslu durabilmiştim.
2017-18 sonrasındaki yıllarda da değişen bir şey olmadı. İlk önceleri yalnızlık yıllarım başladı, yalnız kalmak istiyorum, sekse doydum vs vs sanmıştım ama şimdi anlıyorumki mektubuma doğru adresi yazabilmiştim ve o da doğru adrese gitmekten başka bir şey yapmayarak gideceği yere varmış, içinmdeki dua çok çok çokça kabul olmuştu.
Tabii osbire devam ettiğimi de söylemeliyim. Zaten herhangi biriyle olmaktansa osbir her zaman en güzelidir.

ve inşallah, benim için de doğru kişi denilen biri varsa, Allah bizi bingbang gibi çarpıştırarak ortaya büyük bi aşk çıkartır.

 Allah'a mektup 2: Ailemle yaşamak 
Kendimi bildim bileli sevgi dilendim insanlardan. Sadece tanımış olduklarımdan değil, tam aksine tanımadığım ve hatta daha az önce tanıştığım insanlardanda çok fazlaca sevgi dilendim. Çünkü sevgiyi ilk kaynağımdan alamayınca, karşına çıkan herkeste kalmış biraz sevgin varmış ve istemek en doğal hakkınmış gibi yaşarsın. Üstelik böyle yaşadığını da bilmezsin.
Bende bilmiyordum ve 2016 yılının aylarındaki günlerden birinde, şu an yüzünü hiç hatırlamadığım ve sisler içinde bi siluet olarak anımsadığım biriyle tanıştığımızda, hangi hareketimden dolayı sarf etttiğini bilmediğim "kimseden sevgi dilenme" cümlesini kurarak beni beynimden vurdu.
Evet ben oldum olası sevgi dilenmiştim ve yıllardır bunun hiç farkında olmadan, tıpkı evcilleştirilip sokağa atılan o süs köpeğinin, herkesin peşinden büyük bi hevesle koşması gibi durmadan yorulmadan koşarak patilerimden tutup başımı okşamalarını istemiştim.
İşte o zaman bunun nedeninin; aslında ailemden uzakta olduğum, onlardan ayrı ayrı bi yaşam kurmaya zorlanmışlığından kaynaklı olduğunu anladım ve sonraki aylarda bu durumu iyice sindirdiğimde aklıma "allah'ım ben her şeyi bok ettim ve nasıl temizleyeceğimi bilmiyorum. ne olur allahım sen beni ailemle birleştir." diye dua etmeye başlamıştım. Hatta o dönem arkadaşlarımdan biriyle olan buluşmalarımızda sık sık "...ya bana baksana sanki hiç kimse yok, sanki dalından kopup sokakta rüzgarın oraya burya savurduğu yaprak gibi tek başımayım" diye içimi dökmüştüm.
Sonra yıllar hızla geçti ve işte 2020 yılı sonunda bi anda hastanelik olup uyandığımda ailem yanımdaydı. O arkadaşımda beni hastanede ziyaret etti ve bu beni çok değerli hissettirmişti.
Aradan aylar geçip ben toparlandığımda, ailemin yanına dönmüştüm ve arkadaşımla olan telefon konuşmalarımızdan birinde bana "hatırlıyor musun bana hep '
sanki hiç kimsem yok, sanki dalından kopup sokakta rüzgarın oraya burya savurduğu yaprak gibiyim' deyip duruyordun. bak gördün mü, hiçde kimsesiz değilmişsin. ailen durumunu duyunca hemende koşup geldiler ve bak işte sen artık onlarla yaşıyorsun." demişti.

Evet o mektubumda ulaşmış, duam kabul olmuştu ama içlerine girdikten sonra anladım.
Demekki allah bazen insanı, kendisine iyi olmayan, iyi gelmeyen yerden uzak tutar. ama insan bunu anlamaz ve yinede oraya dönmek isterse, Allah onun içten yakarışını kabul edip onu istediği yerde döndürür ve gerçeği görmesini sağlar.
Gerçeği gördüm, artık kimseden sevgi dilenmiyorum ve buraya dönüşümle beraber, yıllardır ettiğim başka bi kaç bi duamın daha kabul olunarak gerçekleştiğini fark ettim..
beni sadece bana bırakmayıp hep sahip çıktığın için çok teşekkür ederim güzel Allah'ım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.