-->

31 Aralık 2022

31 aralık 2022

kafamda yine tuhaf şeyler oluyor. 3 ay önce ameliyat olduğum kafatasımın deri altındaki ufak kaşınmalarda, kaşırken fark ettiğim bir bezelye tanesi kadar ufak şey, o günden sonra kaşınmayı bıraktığı için ara ara unutsamda büyüdü büyüdü büyüdü ve o günden bu yana avuçiçimi kaplayacak kadar bir iriliğe ulaştı. bi kaç haftadır geceleri uyandığımda baş ağrılarım olduğunu fark edince ve sonrasındaki günlerde "acaba aslında başağrısından dolayı mı uyandım" türünde düşünceler oluşunca, geçen hafta doktora gittim ve durumu özetledim. o da "mr çekip bakalım" dedi ve 15 Ocak için mr günü aldım.
O gün gidip mr çekicem. Umarım yine tümör değildir. noolur, noolur, nooolur bu iç şişlik TÜMÖR olmasın. amin allahım.
Mr çekimi ve doktor randevusu sonrası, İstanbul'daki onkoloğuma da görünmeye gideceğim. Eylül ayındaki kontrolümde onkoloğum;
-başka bi yerde mr çekme şansın var mı?" sorusuna;
-ya aslında bu ameliyat sonrası hani ailemle yaşamaya başladığım için ve orda tek devlet hastanesi olduğu için, ben orda çekip geliyorum. ama denerim, bakarım başka yere" demiştim.
Memlekete geldikten sonra buralarda sordum soruşturdum ama mr cihazları ve elemanlar hep aynı ve çokta iyi çalışan bir şey yok cevapları alınca, İstanbul'daki özel hastanede çekmeye karar vermiş oldum. hem en azından özel hastane olunca ve mr karşılığında binlerce lira alınca, mecburen elemanları ve cihazları da, burdakilere nispeten biraz daha düzgün çalışıyorlardır diye düşünüyorum. umarım yanılmam.
biletleri şimdiden aldım. bakalım gidişimde ne olacak. (şu an bunları yazarken hafif bi baş ağrısı yoklayıp duruyor.)
------
evdeki durumlarda pek değişme yok. "insanlardan sana acınmasını beklemek boş iş dostum" cümlesine tapınmama, cümleye tapınarak kullanmama az kaldı. bu insanlardan bazılarının annem, ablam, abim gibi ailemden olmaları ise çok değişik.
gerçi ailem olmayanlarda bunlardan pek farklı değillerdi ya.. çünkü kendi gözümle görüp şahit oldum, gönlümle gördüm.
örneğin öküz herif, ben hastanede radyoterapi seansı aldığım günlerde benimle irtibatı kesmişti ve bi gün aniden radyoterapi aldığım hastaneye gelip beni o dönem evimiz dediğimiz yere götürmüştü ve akşam aldığım kemoterapi haplarından sonra uyumak için çırpındığımda, o ise ısrarla onu sikmemi istemişti. ben yapamayacağımı söylediğimde pijamalarımı indirip ölü olan sikimi ağzına atıp çiğneyerek kaldırmaya çalışmış, sikim kalkmayınca ve ben onun bu haline üzüntüden dolayı sızlamaya başlayınca beni yataktan "siktir ol git diğer odaya. sabahta çık git kuzenin midir ne boktur onun evine. senle mi uğraşacam ben ya" diyerek kovmuştu ve ben o gece diğer odaya gidip ağlayarak anca geç bi saatte uyuyakalmıştım.
şimdi dönüp geriye bakarsam; o deneyim bana "insanlar ne kadar kötü olabilirler?" sorusunun cevabını net bi şekilde vermiş bulunmakta ve onun özelindeki ilişkimde, hatanın bende değil, onda olduğuna yüzde yüz emin etti beni.
kanser tedavisi görürken sikin kalkmaması normal olmasına rağmen, birinin seks için ısrar edip durması ve sikin kalkmadığı-seks yapmak istemediğin için akşam yataktan kovulan biriysen, emin ol karşındaki kişi saf kötüdür. ondan daha kötüsü yoktur. boşuna onu anlamaya çalışma. boşuna kendini kandırma ammınakoduğumunpiçi.
----
şimdi kötü insan tanımını gerimizde bırakacak olursak diğer gelişmeler şöyle;
haftaya sınavlar başlıyor. vizeler pek kötü değildi, finaller ise, bunca salağın içinde çok zorlayacak gibi duruyor lakin inşallah yanılırım.
----
burda olup iyi kötü oğlumun büyüyüşüne şahit olmak çok hoş. kavgalarımız artık yok denecek kadar az ve hatta bazen sırf kavga etmiş olmak için atışıyoruz :))
üstelik aramızdaki ilişki baba-oğul kutsal ruh'tan, sanki yavaş yavaş bi arkadaşlığa dönüşmek üzere gibi hissediyorum. 
geçenlerde kitap okuması için verdiğim kitapları almadı ve karşılık olarak "sınıfta bi kız bi kitap verdi onu okuyorum" dedi. o anki ses tonundan ve söylerkenki tınısından, sanki kız arkadaş edinmek istiyor veya kız arkadaşı olsun istiyor enerjisi aldım.
her neyse ne ama umarım henüz küçücük olan tertemiz kalpleri kırılmaz ve bu dönemlerini güzel anılarla atlatırlar.
---
yarın 2023'e girmiş olacağız. başka da bir şey yok. 
aaa 2022 yılı değerlendirmesi yazacağım bi ara. bu yazı olmaz. çünkü şimdi aklıma geldi.

19 Aralık 2022

macbook pro alan fuckir

Bi kaç gündür içimde nedensiz bi durgunluk var. Sanki beni üzecek çok önemli bir şeyler olmuş ama henüz haberim yok ve bunu hissediyor olmaktan ötürü durgunum. Umarım beni üzecek hiçbir şey olmaz. Olmasın, Allahım amin...

Şu mecburi görevden dolayı memlekette olmanın verdiği içsel rahatsızlık bitmek bilmiyor. Mecburi görevler hep böyle kötü, bıkkın ve enerji sömürücü mü hissettiriyor, yoksa sadece ben mi böyle hissediyorum. Polisler, Pırpırlı Askerler, Milli İstihbarat Teşkilatı'nda çalışanlar, Yurt Dışı Ateşeleri, Ateş Böcekleri ve mecburiyetinden her şeyi yapanlar duydunuz beni değil mi?

Can sıkıntım bugün bitmek bilmedi ve bi ara bi kaç damla gözyaşı döktüm. Evet 4-5 taneden fazla değillerdi. Sizin canınız sıkıldığında kaç tane dökersiniz?

Can sıkıntısından hemen sonra çocukluk arkadaşlarımdan biriyle konuşurken "uzun zamandır, hatta sanırım 5 yıldır seks yapmadım ve belkide bu yüzden kendimi kötü hissediyor olabilirim" diye dert yandım ve o da bana "yapmak zorunda değilsin. seks gibi olan ama içinde seks olmayan başka şekilde gidermeye çalış" dediğinde ona "her gece osbir çekiyorum zaten. yoksa başka nasıl uyuyacağım ki?" dedim ve o da beni "belkide uyumak için değil de, sadece gerçekten zevk almak için çekmelisin" diye yanıtladı.
Bu önerisi mantıklı geldi ama zaten osbir bana zevk veren bir şey olmadı hiç ve bende zevk almak için yapmıyorum. hatta hatırladığım kadarıyla bu hep böyleydi. yani sağlıklıyken de osbiri, daha çok azgınlığımı dindirmek ve kendimi az önce tanıştığım birilerinin koynuna atmamak için kullandığım gizli silahlarımdan biri olarak kullandım hep. Hatta bu gizli silahımı bazen, az sonra yatağına girmek üzere olduğum kişinin evinden kaçmak içinde kullandığım çok oldu....
Şimdi tüm bunları geçip sonuca gelirsek; sevişmeye net bi şekilde karar vermiş bulunmaktayım ve bu kişinin cinsiyetinin önemsizliği gibi, aşık olduğum veya bana aşık biri olup olmadığını da önemsemiyorum. Evet, mermiyi sürdüm ve tetiğe basmak için eli yüzü hafif düzgün ama birazda akıllı birini kesmeye başlamış bulunmaktayım. Yarın sabahtan itibaren bu bakış açısıyla etrafa bakmaya başlıyorum. allahım affeyleyarabbülalemün...

Annem ve ablamın kavgaları bitmek bilmiyor. İlk geldiğim yıl, onlar kavga ettikçe, kavga nedenlerinin benden kaynaklı olduğunu sanıyordum ama meğer benimle hiç ilgisi yok. Çünkü yaklaşık 6-7 aydır onlarla "çay içer misin?" - "hayır" cümlelerinden başka aramızda konuşma geçmiyor ve ben evdeyken de kitap okuyup, bilgisayarda çalışmak dışında bir şey yapmadığım için kendimden emin oldum. Onlar ise beni unuttukları ilk anda, atışmaya başlıyorlar ve sonrasında da ortalıkta sikilmedik am bırakmıyorlar. Her şeye kavga ettiklerini söylememe ise gerek yok herhalde.
İki kokuşmuş yaşlı kadının birbirini incitmek için çırpınıp durmasını acınılası bulsamda, ilk zamanlar yaptığımı yapmıyor ve sadece onların bağrışlarını dinlemekle yetinip sakinliğimi korumaya çalışıyorum. Çünkü biliyorumdaki, onları ayırmak-atışmalarını sonlandırmak için aralarına girdiğimde geçen yıl yaptıkları gibi hemen beni evden kovmaya başlayacaklar. Hayır hayır hayır. Geçen yılki o salak, şimdi ben değilim...

Hayatlarımızdaki tüm hengameler devam ederken, okul olaylarım da devam edip gidiyor. Hayatım boyunca milyonlarca salak gördüm ama bunlar, hep farklı zamanlarda ve bir arada değillerdi. Fakat şimdi bir aradalar ve sınıfa girdiğim her defasında "bunca salağın içinde ne yapıyorum, benim işim ne burda" diye kendimi sıkıştırmadan edemiyorum. Yanisi; salaklara tek tek tahammül edebilirim lakin bir aradalarken çok zorlanıyorum. Allahım güzel allahım sabrımı çoğalt ve bunların salaklıklarını da azalt. lütfen. AMİN...

Geçen ay dünyanın parasını verip gıcır gıcır bir MacBook Pro aldım, şu an bu satır ları onunla yazdım.
Param bitti ühü.
Geçen ay çalışmaya da başladım. Yine online ortamdan sosyal medya işleri falan işte. Ama henüz maaşı vermediler ve ne kadar vereceklerini de bilmiyorum. Ajans sahibi eski bi arkadaşım, ona güveniyorum ama beni denetleyen göt sürekli işi eksik yaptım algısı yaratıp duruyor. Cumartesi günü ve ondan sonraki günlerden bu yana whatsapp grubunda çok fazla üzerime gelip durmaya başlayınca az kalsın bi ara dayanamayıp "sikecem yaptıracağın işi" diyecektim de kendimi tuttum.
Artık tahtam eksik olsada, aklım birazcık başımda sayılır. Çünkü mobbing mobbing mobbing mobydick yani. Kovuluncaya-iş bitinceye kadar çalışmaya kararlıyım. hem zaten kibir-onur-gurur vebilumum şeyler kimsenin sikinde değil. Yeni öğrendim. 
 


01 Aralık 2022

gelişmelerle karşınız dayım

Artık ağlayan kelimelerin bir araya geldiği hüngür hüngür dökülen cümleler kurmak istemiyorum. Çünkü bugün içimde, sevincini bulmuş ağlamayan bi palyaço var artık ve şu an kahkahaları çok fazla, tüm camlar şangır şungur.
Ağlamak zaten "ahhh canımmmm" adlı iki kelimeyi sık duymaktan başka bi boka yaramıyor. Şimdi bi kedi gibi sus ve yallayarak temizle tüm yarrralarını.

Sevdiğim insanların zor zamanlarımda yanımda olmamaları harika bir şey. en azından onları sevmemem gerektiğini öğretiyorlar bana.
ve sanırım "polyanayı zorla sikseler "iyiki kondomsuz siktiniz, 9 ay 10 gün sonra çocuğum olacak" diye sevinçten kafayı yer." modumdayım şu an.

Kalçalarımın başlangıç kısımlarının biraz üstünde iki gamze var. Az önce duş alırken, 15 yıl önce falan boşaldıktan sonra yatağından utana sıkıla çıktığım birinin, bir anda adeta büyülenmiş bir ses tonuyla, arkamdan "oha kalçalarında gamze var" dediği zaman farkına vardığım gamzelerimi ellerken olayın gerçekleştiği anı anımsadım. Üstelik kalçalarımdan dolayı iltifat edildiği için biraz yüzüm kızarmıştı. Oysa daha 3 dakka önce tanıştığım birinin yatağına girdiğim için utanmalıydım ya neyse şimdi....

Bi kaç yıl önce okul bahanesiyle Kıbrısta takılırken tanıştığımız ufak tefek bedenli, çirkin yüzlü, benimkinden daha kalın olan tok erkek sesli (Travesti Sesli) bi kız vardıya, o avukat olup İstanbul'a yerleşti ve şu an İstanbul'un altını üstüne getirmekle meşgul. Üstelik amını, oltanın ucundaki yem olarak kullanmayı öğrenmiş durumda ve bunu hayatının her alanında kullanmaktan geri kalmıyor. Hatta insanların kendisini yadırgayacağından korkmasa, sokak ortasında insanların üstüne üstüne yürüyüp o an kendisine yol vermeyen birine denk gelince de "benim amım var tamam mı? şimdi çekil kenara da geçeyim" demekten geri kalmaz.

Bu ve buna benzer diğer abartılı davranışları hakkında akıl vermemeye özen göstererek bi kaç sefer konuştuk ettik, İstanbul'a her gittiğimde görüştük ama yok. "Yollu yolunda gerek" kafasına çoktaaaan ulaşmış. Onun için avukatlık falan ise "ne iş yapıyorsun" sorusuna bocalayabildiği tüm egosuyla "avukatım. siz ne iş yapıyorsunuz? hıımm tamam." diye cevap vermek ile oyalanılacak uğraştan öte bir şey değil.
İlk davasını da aldı. Dava konusu ise "fuhşa yer sağlama" 
"Yanlış anlaşılma falan var" diyor ama aslında yanlış anlaşılma yok. Zaten o da "amaaaan banane ya, ben parama bakarım. davadan bi 5.000 alsam yeter. gerçi ilk davamın böyle olması kötü ama ne yapayım, daha yeni stajı bitirdim ve bi yerden başlamam lazım artık."
Aldığı davaları geçip, duygusal(!) bakış açısı ve yaşamının özetine gelirsek;
Salak, önüne gelen paralı adamlara amını siktirirse içlerinden birinin mutlaka onu seveceğini ve hiç olmadı, en azından amı için, yani düzenli seks için peşinden koşacağını ve hatta zamanla da kendisini terketmeyeceğini sanıyor.
Bu konuyu da anlattım ama anlamadı. Ya zaten bu işler öyle kolay olsa benim şimdiye kadar siktiklerimden kurduğum bi ordum olurdu ve hatta dakkasında Amerika'ya savaş açardım. gerizekâlı.
                        --------------
Hava sıcaklıkları hafif hafif düşmeye devam ederken, geçen hafta bi anda yeri gördü. Artık burdaki herkes gibi montlu olmasamda, bol kazaklı ve bereliyim. Oysa şu 1 ayı daha plastikten hallice basit içlik ve üstüne geçirdiğim kazak mazakla atlatmayı düşünüyordum.
Neyse haftaya mecburen giycem hardal rengi montumu ve sokaklarda parmakla gösterilmeye bile gerek duymadan az önce sıçılmış taze bok gibi yürüyerek geçip gideceğim halkın arasından. 
Ey halkım, hep beraber sıçtık.
                                                    --------------
anneme orospu demenin normalliğine ulaşmış durumdayım. henüz yüzüne karşı söylemedim ama onu her gördüğümde içimden "orospu orospu orospu" diye tekrar etmeden duramıyorum. çünkü evde olduğum sürece, kaltak sürekli peşimde ve daima kendince gizli gizli ne yaptığıma bakıp bakıp gidiyor. Oysa gizlenerek yapmasa, gizlenmeye çalışmasa bu hali beni germeyecek ama işte orospu sanki 007 James Bondvari takıla takıla sinir ediyor beni.
Üstelik dışarı çıktığımda da balkondan beni gözetleyip ne tarafa gittiğimi görüp, sonrasında da peşimden geliyor. bi kaç sefer dönüp bakarsam belki beni takip etmeyi bırakır diye dönüp eve geldim ama yok. Kaltak huyunu bırakmadı ve bırakacak gibi de değil. Bu yüzden okul olmadığı günlerde bazen evden hiç çıkmıyorum. Böylece o da benim yüzümden sokaklarda sürtmemiş oluyor. Sürtük iyice sürtmeli ama işte...
                                                        ------------
okuldaki sosyoloji hocamız, gözüme tam bir "enfes parça" gibi gelmeye başlamıştıki, şu 2 haftada adamdan soğumaya başladım. 
amerikadaki yüksek lisansı, cartı curtu bilmem nesi dışında hayatında bir şey başaramamış o cahil köylü çocuğu olarak sınıfta takılması, derste seks muhabbeti açmak istemesine rağmen sınıftaki kendisinden daha köylü kalmayı başarmış öğrenciler tarafından tersleneceğinden korkup lafı eveleyip gevelemesi gözümden düşmesine neden oldu. Ulan amınoğlu, madem uzun zamandır seks yapmadın git bi osbir çekde öyle derse gel. ama yok. kafa basmıyor galiba. her derste "amerikada bla bla, xx yerde şöyle şöyle yapardık, kızları götürürdük" gibi konulara girerek sosyoloji anlatıyor gibi davranması garip gelmeye başladı. üstelik sanki anlatacağı çok şey varmış da, bizden çekiniyormuş-bizim yüzümüzden rahat olamıyormuş gibi halleri de hiç dayanılır gibi değil.
                                            -------------------
Bu yaz evlenen 4numaralıAblam 4 hafta önce misafir olarak geldi ve hâlâ gitmek bilmiyor. Ulan kocanın yanında oturmayacaksan ne diye evlendin. Üstelik evlendiğinden bu yana şu anki gelişi 2.defa oldu ve bence bu işte bi bok var.
Umarım sonu boşanma ile biten bir şeyler olmaz. Çünkü ben her gece 3numaralıablam'ın da evlenip gitmesi için dua edip dururken, Allah'ın beni onun boşanıp geri dönmesiyle ters köşe yapmasına şu an hiç hazır değilim. allahım ne olur, hiç kimsenin yuvası yıkılmasın. hiç kimsenin yuvasını yıkma. AMİN.
                                                                --------------
Önceki yıl hastanede terapiler ilaçlar vs alırken ve bi kaç hafta sonra artık ufak ufak kendime gelip, imamın kayığına bir adım kadar uzak olduğumu iyice fark ettiğim sıralarda içimden "allahım eğer beni yaşatırsan bir kurban keseceğim" türünde dualar etmiş ve ölmemek için yalvarıp durmuştum. Öldürmeyen Allah'ıma verdiğim o sözü geçen ay tuttum ve bi kurban kestim.
Aslında daha erken kesecektim ama bizimkiler sürekli salladıkları bahanelerle, allah'ıma verdiğim sözü yerine getirmemin- kurban kestirmemin önüne geçmişlerdi. Defalarca kestim keseceğim derken, aradan 1,5 yıl geçti ve işte geçen gün onlara söylemeden, burada tanıştığım bi arkadaşla gidip hayvanı alıp, hayvan sahibine de kestirip, bir saat içindede kurban etlerini sağa sola dağıtarak sözümü yerine getirdim.
İçim rahat. çok.