-->

25 Ağustos 2022

yüksek yüksek tepelere ev kurup, aşrı memlekete kız kurusu versinler

Geçen yıl “sıcak aile yuvamıza davet ediliyorum” sanarak döndüğüm evimize gelişimden bi kaç gün sonra “artık gitmem gerektiği konusunda” bana baskı uygulamaya başlayan aile bireylerimizle gerilimimiz gittikçe arttı ve bi kaç hafta sonra 4numaralıAblamla olan tartışmalarımızdan birinde bana söylediği;

-bu internet, telefon ne pislik varsa hepsi sende
-benim işim bu. hırsızlık veya daha kötü bir şey yapmıyorum, yıllardır ekmeğimi bunlar sayesinde kazanıyorum
-sıs sıs ekmeğini kazanıyormuş! 24 saat elinden hiç düşmüyor öyle!!
-ya elimden düşmüyor da ne olmuş sanki? hepiniz biliyorsunuz benim işim bu, yıllardır bana gelen işleri bunlarla takip ediyorum
-he he iş yapıyormuş, bu telefon internet sana kafayı yedirdi, ne şeytanlıklar varsa bunlardan öğrendin. 
-ya ne kafa yedirmesi, ne şieytanlığı? ne saçmalıyorsun? Sende biliyorsun ben bunlarla iş yapıyorum iş!
-he he iş yapıyorsun
-iş yapıyorum tabii, senin gibi gece yarılarına kadar internette sevgili arayıp bulduklarımla da sabahlara kadar yazışıp, saatlerce konuşmak için kullanmıyorumki” diye karşılık verdim ve o anda, evdeki herkesi büyük, ağır ve sonsuz bir sessizlik kapladı. Bi kaç saniye sonra “sessizliği bozmazsam, asla bitmeyeceğini anlayınca”ysa şöyle devam ettim;

-tabiki de sevgilin olacak, bu yanlış değil. yanlış birşey yapmıyorsun.  Zaten yaşın oldu 40! Artık bi şekilde bi yerlerden birilerini ayarlaman, sevgili edinmen ve kendine yuva kurman gerek. Ama telefonu, interneti sen 24 saat bu amaçlarla kullanıyorsun diye, bana sanki yanlış şeyler yapıyormuşum gibi suçlayarak bağırıp çağırarak konuşamazsın. hepiniz biliyorsunuzki, beni evden kovduktan sonra bende ekmek paramı bunlardan kazanmaya başladım. ekmeğimi böyle kazandığımı bilmenize rağmen sanki kötü bir şey yapıyormuşum gibi konuşarak beni ayıplama hakkın yok! Benim işim bu! ve çok şükür yıllardır ekmeğimi bunlardan kazanıyorum 📱💻⌚️
... demiştim ve o andan sonra evdeki herkes, sanki az önce hiçbir şey konuşulmuyormuş gibi gündelik hayatına dönüvermişti.

Bu konuşmadan sonra telefonu ve bilgisayarı daha çok kullanmaya başlamış ve hatta işim olmadığı zamanlarda bile nerdeyse elimden hiç düşürmez olmuştum. Ablam tarafında ise bi anda farklı gelişmeler ortaya çıkmış o ay, Ablam’a bi anda güya görücü gelmiş, bi kaç hafta sonraysa istenmeye gelinmiş, sonrasındaki haftalardan birinde ise apar topar nişan yapılmış ve işte şimdi de düğünüydü...
yani özetle; 4numaralıAblam bu haftasonu evlenip kocasıyla aşrı bir memlekete gitti. Evdeyse ben, annem ve 3numaralıAblam kaldık. Bakalım bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek, zaman neler doğuracak.

16 Ağustos 2022

YAZIYOR YAZIYOR YAZIYOR

Bilgisayar çöktüğünden bu yana buraya, yani Ağlama Duvarı'ma daha az uğruyor ve hatta yer yer hiç uğramıyorum. Ben gelip buralara içimi dökmesem bile hayat durmayacak şekilde devam ediyor. Yani hayat durmadı, sadece bilgisayar çöktü o kadar.
Peki bilgisayar çöktükten sonra "neler oldu, oluyor, olacak" cümlelerinden oluşan sizin için basit ama benim için hayati sayılan ve "herhangi biri sorsunda konuşmaya başlayayım" diye cevaplamak için can attığım soruları ise, beni daha iyi duymanız için soyunmaya başlayarrak anlatıyorum;

1-Ablam(4numaralı) bu hafta sonu evleniyor.
Geçen ay beni evden olabildiğince uzak tutmaya çalıştıkları aktraksiyonlar arasında yapılan gereksiz nişan olayları falan derken, önceki hafta da ben kontrollerim için İstanbul'dayken koca adayıyla başbaşa daha iyi vakit geçirip birbirlerini tanısınlar diye resmi nikah kıydılar ve bu hafta sonu da telli duvaklı, yalandan ağlamaklı bir merasimle artık özgürce seks yapabilecekleri bir hayata adım atıyorlar. "hızır evliliği" dediğim bu işi başlatanın ben olduğumu, en başından ve tüm detaylarıyla uzun uzun anlatmak isterdim ama bulduğum şu kırık dökük bilgisayardan çıkan tıkırtılar yazmaya dair olan heves mevesi bırakmadı. Ayrıca kendi klavyene alışmak denilen bir şey varmış, onu da anlamış bulunmaktayım.

2-Üniversite kazandım, bu yıl yine üniversiteli oluyorum. (iletişim fakülesi-gazetecilik bölümünü kazandım)
Geçen yıldan bu yana mecburi olarak eve kapanmışken ve kendimi oyalamak, aile içinde oynadığımız Zihinsel Olimpiyat Oyunları'nda mental olarak çöküp bunun sonucunda da fiziksel olarak bileklerimi kesip kendime zarar vermemek, herkesin bana karşı bir olup gösterdikleri psikolojik yıldırma politikalarına yenildikten sonra  yaratılan gerginlik anında içlerinden birine saldırıp resmi olarak da "huzur kaçıranın teki" etiketiyle adlandırılmamak, yıllar önceki çaylak zamanlarımda istenmediğim yüzüme açık açık söylendiğinde, istenmediğim için kötü davranıldığında yaptığım gibi uzaklara gidip köksüz bir kurumuş zeytin ağacı gibi tek başına yaşamayı tercih etmemek için, büyük içsel bir başkaldırıyla başımı alıp tüm sınavlara vurdum ve sınav günlerine kadar da kendimi çıkmış sorular ve benzer soru kitapçıklarıyla meşgul tutarak tüm dikkatimi girebileceğim sınavlara vermiştim.
Zihinsel kaçış oyunu saydığım bu sınavların sonuçları da iyi gelmeye başladı ve bunlardan biri de tabiki üniversite sınavıydı.

Dün tercih sonuçları da açıklanınca, beni kızdırıp kendileri için beşpara etmez psikolojimi alt üst ettirip sahip olduğum iki çaputu sırtımdaki çantaya atıp ebemin amına gitmek yerine, burada kalmaya dair tek çıkış kapımın da bana sonuna kadar açıldığını görüp sevinçten, kendime yakın saydığım bir kaç tanıdığıma haberi, ekran görüntüsü eşliğinde whatsapp'den şu şekilde uçuruverdim;
Her şeyi geride bırakarak küçük bir anadolu kasabasına yerleşip gazeteci olmaya karar vermişimdir :))

3-İnternetten ufak bi sosyal medya işi buldum. Onunla geçinip gidiyorum. Aynı zamanda 2 yıllığına geçici de olsa emekli de olduğum ve Recep Tayyip Erdoğan babamız, biz emeklilere sahip çıkıp maaşımızı 3.500 TL yaptığı için para biriktirebildim. Bu konunun yanisi şu ki; az sonra işsiz kalsam, beni 3 yıl idare edecek parayı biriktirmiş durumdayım. 
Ve evet, para biriktirme işini sevdim. Tam bana göre bi olaymış. Hem sular akarken, bidonumu doldurmayıp ne yapacağım ki?

Şimdilik böyle durumlar. Eylül'de yine İstanbul'a kontrollere gidiyorum. Bu seferki kontroller, genel sağlık durumum ve bundan sonraki süreç için daha net sonuçları edindirecek bana. Dualarda buluşmayı unutmayalım. 

13 Ağustos 2022

kuru yaprak

Orda öylece yaşar gidersin.
Kimsenin hayatına dokunmadan, kimse senin hayatına dokunmadan.
Tıpkı ıssız dağ başındaki o yaban otu gibi.
En uzak deniz kıyısındaki kum taneciklerinden biri gibi.
Rüzgârlı ilk havada, dalından hemen kopmaya hazır o kuru yaprak gibi.
Anlatacak onca hikâyen olmasına rağmen dilsizmiş gibi
ve en ufak tıkırtıya bile hasret olmana rağmen, hiçbir şey duymayan bi sağır gibi öylece yaşar gidersin..