-->

24 Ocak 2024

Sosyoloji Ödevim'den 100 aldım-Starbucks Çay Bahçesi

Geçen ay sosyoloji dersi vize sınavım vardı ve aşağıdaki satırları yazarak 100 aldım. Nasılsa hocanın benimle ve notumla işi bitti, en azından çöp olmasından da buralarda yayınlamaya devam edeyim.
Aşağıdaki yaklaşımım hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Vize Konusu
1. Bir Starbucks şubesini ziyaret edin ve mekan tasarımından ürün sunumuna, müşteri ilişkilerine varıncaya dek pek çok yönüne dair gözlemler yapın.
2. Geleneksel bir kahvehanede de benzer alanlara ilişkin gözlemlerde bulunun.
3. İki toplumsal mekanı, bütün özellikleri itibariyle karşılaştırın.
4. İki toplumsal mekan arasında ne türden benzerlikler ya da farklılıklar söz konusudur? Tartışınız.


Starbucks şubeleri izlenimlerim
Bir bölgenin sürekli canlı olan ve insan trafiğinin yoğun olduğu merkezinde, günün modern mimarisine uygun şekilde inşa edilmiş yapılarda açılan Starbucks, daha ilk bakışta “israf” diye tanımlayabileceğim kadar abartılı olan ışıklandırması, sadece mekanı ışıklandırmak için değil, aynı zamanda mekânın farklı köşelerinde-alanlarında farklı renklerde ışık kullanımıyla markanın renklerini öne çıkararak, kendi atmosferini yaratmak üzerine kurgulanmış şekilde yerleştirilmiş.
Mekana girildiği anda, insanın içinde sıcaklık hissi yaratan bu ışıklandırmalar, aynı zamanda belli dönemlerde daha fazla tüketilmesi istenen ürünlerin hangileri olduğunu da belirleyecek-işaret edecek şekilde yerleştirilmeye özen gösterilmiş ve olası müşteriler “ay’ın” veya “haftanın kahvesi” olarak isimlendirilmiş ürünü sipariş etmeye yönlendirilmiş oluyorlar.

Duvarlardaki kahve renkleriyle harmanlanarak yakalanan ve dönem dönem değiştirilen görsel çalışmalar sayesinde burası bazen bir yeme içme mekanı olması yanında, içeri giren kişide bulutlu bir sanat galerisi çağrışımı yaptırmaya varacak kadar özen gösterilmiş. Müşterilerin burada tükettiği şeyin sadece kahve olmadığı-olamayacağı mesajı, daha en başından zihinlere gönderilmiş oluyor.


Girişe fazla uzak olmayan konumuyla, geleni onlarca çeşit kahveden birini sipariş verdirmeye yönelten alandaki kasiyer dahil olmak üzere, çalışanların hepsinin isimleri yakalarındaki kartlarda yazılı. Bu durum, müşteriyi, kasiyer dahil tüm çalışanları daha önce hiç tanımıyor olmasına rağmen sanki tanıdık birine sesleniyormuşcasına ismiyle hitap ettirerek, bu aşamadan sonraki iletişimi daha yumuşak tutturup, olası iletişim kazalarını önleyecek veya görmezlikten gelecek zorunlulukta bırakıyor. Aynı zamanda ilk temasın bu şekilde olması, müşteriye; mekana ait olma hissi veya sahiplik durumu yaşatıyor.

Kasiyere (Ayşe, Ali) adıyla hitap edilerek, zor isimlere sahip onlarca ürün içinde kişiselleştirilebilerek verilen sipariş sonrası yapılan ödeme aşamasında, kasiyer Ayşe’de müşteriye adını sorup öğreniyor ve müşterinin adını, markanın verilen siparişin hazırlanma aşamasında kişiselleştirilmesini sağlayacak şekilde hazırlattığı kahve bardağına yazıyor ve bardağı, yanındaki çalışma arkadaşlarına iletip, siparişin hazırlanmasını tetiklemiş oluyor.

Bardak, ürünü ve hangi boyda ürün verildiğini belirliyorken, üzerindeki kutucuklara atılan TİK işaretleri de verilen ürünün tat yoğunluğu, içerikleri gibi diğer bileşenleri belirliyor ve bardağı alan resmi iş elbiseli Barista Ali veya Fatma, bir kaç dakika içinde farklı aşamalardan geçirilerek son halini alan siparişi tamamlamış halde tüketime hazır bi şekilde “tüketici” değil artık bir “misafir” olarak tanımlanan kişiye, bardağın üzerindeki adıyla yüksek sesle hitap ederek siparişinin hazır olduğunu söyleyip, elindeki tek kullanımlık dolu karton bardağı siparişlerin bırakıldığı alana bırakıyor.
Adı seslendirilen Gamze-Mehmet siparişi hazırlanma aşamasına geçerken oturacağı yeri seçmiş, mekanın sunduğu ücretsiz internete bağlanmış, eşyalarını bırakmış ve mekanın duvarlarında yankılanan adını duyup gelerek adının yazılı olduğu bardağı büyük bir gururla alıp yerine dönmüştür.
(Henry Ford, ürün montaj hattından farkı olmayan bu aşamaları görseydi ne derdi acaba veya gözleri yaşarır mıydı?)

Mekanda sadece gündelik geçici misafirler değil, her gün aynı saatte ve aynı arkadaşlarıyla gelip aynı içeceği alanlarda bulunmakta. Çünkü onlar, markanın yeni tanımlamasıyla müşteri deği, artık birer gerçek misafir.
Misafirleştirilmelerine rağmen burada herkes birbirinden kopuk ve fazlasıyla bireysel, zihinler farklı sorunlar ve konularda yoğunlaşmıştır. Ortak bir kültürden çok, sürekli değişken olan bir dünyaya ayak uydurma ve ona yetişmeye çalışan bu kalabalıkların tükettiği şey sadece bir kahve değil, bir imaj veya imajlar dünyasıdır. Önemli veya önemsiz hayatlarında tüketicilikten, adlarıyla hitap edilerek misafirliğe terfi edilen bu kalabalıklar, akıp geçmekte olan değersiz yaşamlarında kendilerini sipariş verme ve siparişin hazırlanma aşamalarında hissettirilen önemli kişi olma duygusu karşılığında, markanın daimi birer tüketicisine dönüştürülmüş olarak, markanın başka ülkelerden getirdiği ürünü tüketirken, hem kendilerini, hemde markanın ürünü servis aşamasına kadar getirirken yarattığı devasa  sömürüyü devam ettirirler.
Ve evet artık savaş, birbirini tanımayan, birbirleriyle hiçbir zaman husumeti olmayacak insanların karşılıklı cephelerde saklanarak birbirlerine ateş etmeleriyle değil, birbirlerini bir anlığına tanıyıp bir kaç kurşun parası tutan kahveleri yudumlarken gerçekleşiyor.
Burda herkes birbirinden habersiz birer savaşçı olmasına rağmen yanlarında hiçkimse ölmüyor. Fakat kahve zincirinin ürün tedariğini sağladığı gözlerden uzak bölgelerdeki ilkel yaşam koşulları altında ölümler gerçekeleşmeye devam ediyor. Sömürü, askerlerin misafirleştirilerek alıcı-verici’ye dönüştürülmesiyle devam ediyor.


Geleneksel kahvehane izlenimlerim
Şehirden çok, bulundukları mahalle veya semtin canlı bölgesinde konuşlanan ve bulunduğu 3-5 km karelik alanı canlandıran kahvehaneler; mahalle veya semt sakinlerinin müşteri olmasıyla öne çıkıyor. Burada herkes birbirini gerçek anlamda tanır. Birbirlerinin işini, yaşını, özel hayatına varacak kadar detaylı konularda tüm bilgiye sahiptirler. Bunun nedeni, gerçek tanışıklıktandır.
Burada çoğunlukla kişisel gündelik sıkıntılar veya gündemdeki ana konular konuşulur ve tamda bu yüzden burada kültür uzun zaman boyunca sabit kalır. Aynı üzüntüler, aynı düşünceler, aynı konular. Kısaca aynılıklar etrafında dönen bir habitat var olmuştur.

Ürün çeşitleri çay, türk kahvesi veya gazlı içecek gibi 3-5 çeşit olurken, çalışan veya kahveyi işleten de hep aynı kişidir ve gündelik giyimiyle çalışmaya devam eder. Uzun zaman boyunca el değiştirmeyen mekân, belki işletmecinin ölümü veya önemli bi hastalığı nedeniyle el değiştirebilir. Bunun dışında sabittir.
Mekan, bulunduğu semt-mahallenin politik veya popüler düzenine göre şekillenmiştir, şekillenmeye devam eder ve bu çerçeveyi tamamlayıcı renklere, posterlere, süs objelerine sahiptir. Oturaklar genelde sandalye veya küçük tabureler halindeyken, bakışların ona yönelik veya yönelebilecek şekilde olduğu merkezde daima bir televizyon bulunur ve televizyonda, kahvehanenin bulunduğu semt-mahalle’nin siyasi görüşüne yakın bir kanal açıktır. Belki futbol gibi daha enerjik ağırlıklı etkinliklerin olduğu günler, maçın yayınlandığı-yayınlanacağı kanal açık olabilir.
Değişen şartlar içinde televizyon yine açık olsada, artık internetsiz bir kahvehane de bulmak imkânsızdır. İnternet sayesinde, şimdi her ne kadar farklı cephelerde birbirimizi gözleyip başımızı kaldırdığımız anda alnımızın çatısına bir kurşun yiyecek durumda değilsek bile, okyanusun ötesinde olan birbirimizin başına gelenleri izlemek, okumak imkânına sahibizdir.
Kahvehanede sunulan ürünlerin çok çeşitli olmaması, işletmeci ve müşteri arasında hesabın kolay yapılmasını sağlarken, hesap ise masadan kalkıldığında topluca ödenir. Parası olmayan bir sonraki gelişinde ödeme yapabilir, yapmasa bile bazen ay sonunda topluca ödeme yapılması durumu da vardır.
Çalışan sayısının en fazla 2 kişi(kazancı denilen çay yapan kişi ve çay servisi yapan) olması ve gelenlerin eşraftan olması tanıdık sabitliği sağlar. Bu aynı zamanda kimin ne olduğu, ne yaptığı, ne yapacağı gibi bilgilerin de hızlı yayılması demektir.

Mekânın ışıklandırması estetik veya konumlandırma gibi faktörlerden değil, ihtiyaçlardan kaynaklıdır ve bu doğrultuda şekillenmiş, yer verilmiştir.


İki Mekânın Benzerlikleri
-Dinlenme, sosyalleşme odaklı mekanlar olmakla beraber, ilk amaçları tüketim-para kazanmadır.
-İçecek odaklı açılmalarına rağmen, dönüşüm geçirmişlerdir ve yaşamın süreğenliğinde doğal bir değişim yaşanmış, yaşanmaya devam etmektedir.
-Bazen işlevlerinden tamamen bağımsız olarak sadece bir lokasyon görevi görürler.
-Ücretsiz internet, tuvalet vb imkânlar
-Çalışan ve müşteri isimleri bilinir ve karşılıklı isimlerle hitap edinilir.

İki Mekânın Farklılıkları
-Kahvehanede isimler samimiyet ve gerçek tanışıklıktan dolayı bilinirken, Starbucks’da ise isimler bir görev-iş yapış şekli olarak biliniyor.
-Mekan seçimi ve konumu Starbucks’lar için şehrin can attığı noktalar olurken, kahvehaneler için bazen başka bir seçim şansı olmadığı için açılan herhangi bir yer olabilir.
-Mekan ışıklandırması gibi durumlar birinde tasarım-estetik öncelikliyken, diğerinde ihtiyaç durumuna göre şekillenmiştir. Bazen kahvehanedeki dış lamba haftalarca yanmıyor olsa bile önemsenmez.
-Starbucks, sınırsız ürün çeşitleriyle kafa karıştıran ve “misafir” denilmesine rağmen “tüketici” olduğu gerçeğinin, bu sınırsız ürün çeşidiyle saklanamadığı ve böylece her defasında farklı bir ürün satışının hedeflerken, Kahvehane çay-türk kahvesi gibi basit ürünleriyle varlığını devam ettiriyor.
-Çalışan sayısı farklıdır.
-Çalışanların isimleri farklıdır; kazancı, çaycı, barista gibi.
-Starbucks iş elbiseleri-üniforması varken, Kahvehane’de gündelik elbiselerle çalışılır.
-Starbucks’da çalışan ve müşteri birbirine isimleriyle hitap etmesine rağmen gerçek anlamda birbirini tanımaz ama Kahvehane’de gerçek tanışıklık söz konusudur. Üstelik kimin hangi masaya, hangi gün ve saate geleceği gibi detaylarda herkesçe bilinir ve kabuldür.
-Biri zincir mağazalardan oluşurken, diğeri bireysel olarak açılmaktadır.
-Ürün tedarikleri birbirinden tamamen farklıdır.
-Açılan kahvehanelerin işletmecileri genelde elinde bir mesleği olmayan, meslek edinememişlerden oluşmaktadır.
-Birinde adeta FORDİZM koklanabilirken ve hatta tamamen aşikârken, diğerinde sadece temel-basit bir VER-AL vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.