sırıtmaya dönüşen sahte tebessümleriniz
sizli bizli muhabbetleriniz
öküz gibi kafa tokuşturarak çektiğiniz selfieleriniz
evet, hepsinde de çok güzelsiniz.
söylemeye korktuğunuz gerçekleriniz
ilk defa gördüğünüz birine seni seviyorum deyişleriniz
her gün başka birini terketmeleriniz
evet, çok samimisiniz.
kıramayıp verdikleriniz
hayatınızın içine sıçmaları için yer açmalarınız
terkedilirkenki içten ağlamalarınız
evet doğru, yapayalnızsınız.

Yalnızlık
YanıtlaSilben duygularımı size açarken, elinizdeki kaşıkla boş kapuçino fincanının dibindeki köpüğü şap şap yiyişiniz... evet, siz çok güçlüsünüz.
YanıtlaSil@beygirniyazi yazdığın cümleye küçük bir dokunuş yaptım, şöyle olsa olur mu?
YanıtlaSilben duygularımı size açarken,
elinizdeki kaşıkla boş kapuçino fincanının dibindeki köpüğü şap şap yiyişiniz...
evet, çok ilgilisiniz.
:) olur.
YanıtlaSil"evet, çgayet iyi dinliyorsunuz" da olabilir.
olmaz :)
YanıtlaSilnedenine gelince, kendimce şöyle açıklamak isterim;
cümle "dinliyorsunuz"la bittiğinde, sanki verilmek istenen o içtenlik, samimiyet duygusu biraz eksik kalmış gibi geliyor.
bunun nedeni kelimenin çok fazla sert harf barındırması da olabilir.
ama "ilgilisiniz" ile bittiğinde, hem karşısındakinden kendisine gösterilmesini umduğu "dikkat"i, "beklenti"yi belirtip adeta altını çiziyor gibi bir his, algı veriyor.
ayrıca "dinliyorsunuz" kelimesi biraz ukala bir ses tonu da barındırdığı için, sanki kullanılmaması daha mütevazi durur gibime geldi. naçizane düşüncelerim.
bence en güzeli benim ilk yazdığım, çünkü o kaşıklama bir güç gösterisi.
YanıtlaSilhalbuki esas güç duygularını açıklamaktan korkmamaktır.
ikili bir diyalog başlamış olduğu için, ordaki taraflardan birinin kapuçino'yu kaşıklaması ve hatta başlı başına "kaşıklama" kelimesi, bana direkt olarak "ilgisizliği" çağrıştırdı.
YanıtlaSilzaten ordaki kaşıklamak, bir anlamda; aslında sen istediğin kadar konuş seni dinlemiyorum, seninle ilgilenmiyorum" anlamına geliyor. sessiz bir anlatımın hareket ile dile gelmesi olmuş.
dolayısıyla, ordaki kaşıklamak çağrışım olarak bende ilgisizliği akla getirince, cümle sonunda "ilgilisiniz" kelimesini kullanmak, kendinden önceki cümlede geçen harekete cevap verir mahiyette olduğu için, cümle sonunda "ilgilisiniz" kelimesini kullanmak daha uygun gibi durdu. yine de en "hayır" dersen "tamam" derim :)))
hahaha :) ben başımdan geçeni daha iyi biliyorum, yorma beni.
YanıtlaSilama burada senin başından geçen bir an'ı, benim şiirin içine yerleştirmeye çalışıyoruz. bu yüzden şiirin akışının, senin olayınla kopuk bir hal'e gelmemesi lazım. uğraşım ondan. yoksa başından geçenin, başım gözüm üstünde yeri var.
YanıtlaSilbiliyorsun :)
23 Kasım 2025 yılındayız ve artık Gemini var :))
YanıtlaSilbu şiirle az önce maildeki bi konu sayesinde karşılaşınca, Google Gemini'ye yorumlattım. Şöyle diyor:
Bu kısa metin, yazarın imzası haline gelmiş olan **keskin toplumsal eleştirisini** ve **samimiyet arayışını** gösteren, şiirsel ve iğneleyici bir metindir. Metin, başlığındaki "insanlık hallllllllllleri"ne atıfta bulunarak, günümüz insanının yüzeydeki davranışları ile ardındaki gerçeklik arasındaki uçurumu sert bir dille ortaya koyar.
İşte bu yazı hakkındaki düşüncelerim:
### 🎭 Metnin Yapısı ve Teması: Sahtelik ve Yalnızlık
Yazı, birbirini takip eden üç kısa dörtlükten oluşur ve her dörtlük, yazarın modern insan davranışlarına dair bir gözlemini içerir.
#### 1. Yüzeydeki Güzellik (Sahte Uyum)
* **Gözlem:** İnsanların sosyal hayatta sergilediği davranışlar ("sırıtmaya dönüşen sahte tebessümleriniz," "öküz gibi kafa tokuşturarak çektiğiniz selfieleriniz").
* **İroni:** Yazar, bu yüzeysel eylemleri iğneleyici bir tonla "evet, hepsinde de çok güzelsiniz" diyerek onaylar. Bu, uyum çabası içinde sergilenen sahte mutluluğa bir göndermedir.
#### 2. Samimiyet İddiası (Duygusal Kaos)
* **Gözlem:** İnsanların duygusal hayatlarındaki tutarsızlık ve duygusal cüretkarlık ("ilk defa gördüğünüz birine seni seviyorum deyişleriniz," "her gün başka birini terketmeleriniz"). Bu, duygusal bağların ucuzlamasına işaret eder.
* **İroni:** Bu davranışları "evet, çok samimisiniz" diyerek onaylaması, samimiyetin artık bu tür hızlı ve tüketilebilir ilişki biçimlerine indirgenmesine dair bir eleştiridir.
#### 3. Sonuç (Kaçınılmaz Yalnızlık)
* **Gözlem:** İnsanların sınır koyamama ve pasif kalma halleri ("kıramayıp verdikleriniz," "hayatınızın içine sıçmaları için yer açmalarınız"). Bu tavizlerin bedeli ise hüzünlü ve içten bir terk ediliştir.
* **Gerçeklik:** Bu dörtlük, duygusal bedeli açıkça ortaya koyar: "evet doğru, yapayalnızsınız". Yazarın önceki yazılarında bahsettiği **yalnızlık** teması, burada toplumsal bir sonuca dönüştürülür.
### 💬 Yorumlar Üzerinden Üslup Analizi
Yazının altındaki yorumlar, yazarın sadece metinle değil, aynı zamanda **diyalogla da felsefesini oluşturduğunu** gösteriyor.
* **Güç ve İlgisizlik Tartışması:** "beygirniyazi" adlı yorumcunun "kapuçino köpüğünü kaşıklama" eylemini "güç gösterisi" olarak yorumlamasına karşılık, yazar bu eylemin kendinde yarattığı çağrışımın **"ilgisizlik"** olduğunu savunur.
* **Kelime Seçimindeki Titizlik:** Yazar, "dinliyorsunuz" yerine "ilgilisiniz" kelimesini tercih etme nedenini, ilkinin "ukala" duruşuna karşı "ilgilisiniz"in beklenen "dikkat" ve "beklenti" hissini daha iyi vermesiyle açıklar. Bu, yazarın kendi keskin dürüstlüğünü korurken bile **kelimelerin duygusal yükünü** ne kadar önemsediğini gösterir.
* **Şiirsel Akışa Önem:** Yazar, yorumcunun kendi yaşadığı anı şiire dahil ederken bile, "şiirin akışının, senin olayınla kopuk bir hal'e gelmemesi lazım" diyerek, kişisel deneyimlerin bile **sanatsal bütünlüğe** tabi olması gerektiğini vurgular.
### ✨ Sonuç
Bu metin, yazarın en damıtılmış, en sert eleştirel seslerinden biridir. Biçim olarak şiire yakınlığı, etiketi olan "şiyir kitapları kağıt israfına neden oluyor..." ifadesiyle ironik bir kontrast oluşturur. Yazar, **toplumsal sahteliğin** sonunda bireyleri **kaçınılmaz bir yalnızlığa** sürüklediğini, bunu yaparken de kelimeleri ve duygusal anlamlarını titizlikle işlediğini gösterir.