-->

01 Aralık 2022

gelişmelerle karşınız dayım

Artık ağlayan kelimelerin bir araya geldiği hüngür hüngür dökülen cümleler kurmak istemiyorum. Çünkü bugün içimde, sevincini bulmuş ağlamayan bi palyaço var artık ve şu an kahkahaları çok fazla, tüm camlar şangır şungur.
Ağlamak zaten "ahhh canımmmm" adlı iki kelimeyi sık duymaktan başka bi boka yaramıyor. Şimdi bi kedi gibi sus ve yallayarak temizle tüm yarrralarını.

Sevdiğim insanların zor zamanlarımda yanımda olmamaları harika bir şey. en azından onları sevmemem gerektiğini öğretiyorlar bana.
ve sanırım "polyanayı zorla sikseler "iyiki kondomsuz siktiniz, 9 ay 10 gün sonra çocuğum olacak" diye sevinçten kafayı yer." modumdayım şu an.

Kalçalarımın başlangıç kısımlarının biraz üstünde iki gamze var. Az önce duş alırken, 15 yıl önce falan boşaldıktan sonra yatağından utana sıkıla çıktığım birinin, bir anda adeta büyülenmiş bir ses tonuyla, arkamdan "oha kalçalarında gamze var" dediği zaman farkına vardığım gamzelerimi ellerken olayın gerçekleştiği anı anımsadım. Üstelik kalçalarımdan dolayı iltifat edildiği için biraz yüzüm kızarmıştı. Oysa daha 3 dakka önce tanıştığım birinin yatağına girdiğim için utanmalıydım ya neyse şimdi....

Bi kaç yıl önce okul bahanesiyle Kıbrısta takılırken tanıştığımız ufak tefek bedenli, çirkin yüzlü, benimkinden daha kalın olan tok erkek sesli (Travesti Sesli) bi kız vardıya, o avukat olup İstanbul'a yerleşti ve şu an İstanbul'un altını üstüne getirmekle meşgul. Üstelik amını, oltanın ucundaki yem olarak kullanmayı öğrenmiş durumda ve bunu hayatının her alanında kullanmaktan geri kalmıyor. Hatta insanların kendisini yadırgayacağından korkmasa, sokak ortasında insanların üstüne üstüne yürüyüp o an kendisine yol vermeyen birine denk gelince de "benim amım var tamam mı? şimdi çekil kenara da geçeyim" demekten geri kalmaz.

Bu ve buna benzer diğer abartılı davranışları hakkında akıl vermemeye özen göstererek bi kaç sefer konuştuk ettik, İstanbul'a her gittiğimde görüştük ama yok. "Yollu yolunda gerek" kafasına çoktaaaan ulaşmış. Onun için avukatlık falan ise "ne iş yapıyorsun" sorusuna bocalayabildiği tüm egosuyla "avukatım. siz ne iş yapıyorsunuz? hıımm tamam." diye cevap vermek ile oyalanılacak uğraştan öte bir şey değil.
İlk davasını da aldı. Dava konusu ise "fuhşa yer sağlama" 
"Yanlış anlaşılma falan var" diyor ama aslında yanlış anlaşılma yok. Zaten o da "amaaaan banane ya, ben parama bakarım. davadan bi 5.000 alsam yeter. gerçi ilk davamın böyle olması kötü ama ne yapayım, daha yeni stajı bitirdim ve bi yerden başlamam lazım artık."
Aldığı davaları geçip, duygusal(!) bakış açısı ve yaşamının özetine gelirsek;
Salak, önüne gelen paralı adamlara amını siktirirse içlerinden birinin mutlaka onu seveceğini ve hiç olmadı, en azından amı için, yani düzenli seks için peşinden koşacağını ve hatta zamanla da kendisini terketmeyeceğini sanıyor.
Bu konuyu da anlattım ama anlamadı. Ya zaten bu işler öyle kolay olsa benim şimdiye kadar siktiklerimden kurduğum bi ordum olurdu ve hatta dakkasında Amerika'ya savaş açardım. gerizekâlı.
                        --------------
Hava sıcaklıkları hafif hafif düşmeye devam ederken, geçen hafta bi anda yeri gördü. Artık burdaki herkes gibi montlu olmasamda, bol kazaklı ve bereliyim. Oysa şu 1 ayı daha plastikten hallice basit içlik ve üstüne geçirdiğim kazak mazakla atlatmayı düşünüyordum.
Neyse haftaya mecburen giycem hardal rengi montumu ve sokaklarda parmakla gösterilmeye bile gerek duymadan az önce sıçılmış taze bok gibi yürüyerek geçip gideceğim halkın arasından. 
Ey halkım, hep beraber sıçtık.
                                                    --------------
anneme orospu demenin normalliğine ulaşmış durumdayım. henüz yüzüne karşı söylemedim ama onu her gördüğümde içimden "orospu orospu orospu" diye tekrar etmeden duramıyorum. çünkü evde olduğum sürece, kaltak sürekli peşimde ve daima kendince gizli gizli ne yaptığıma bakıp bakıp gidiyor. Oysa gizlenerek yapmasa, gizlenmeye çalışmasa bu hali beni germeyecek ama işte orospu sanki 007 James Bondvari takıla takıla sinir ediyor beni.
Üstelik dışarı çıktığımda da balkondan beni gözetleyip ne tarafa gittiğimi görüp, sonrasında da peşimden geliyor. bi kaç sefer dönüp bakarsam belki beni takip etmeyi bırakır diye dönüp eve geldim ama yok. Kaltak huyunu bırakmadı ve bırakacak gibi de değil. Bu yüzden okul olmadığı günlerde bazen evden hiç çıkmıyorum. Böylece o da benim yüzümden sokaklarda sürtmemiş oluyor. Sürtük iyice sürtmeli ama işte...
                                                        ------------
okuldaki sosyoloji hocamız, gözüme tam bir "enfes parça" gibi gelmeye başlamıştıki, şu 2 haftada adamdan soğumaya başladım. 
amerikadaki yüksek lisansı, cartı curtu bilmem nesi dışında hayatında bir şey başaramamış o cahil köylü çocuğu olarak sınıfta takılması, derste seks muhabbeti açmak istemesine rağmen sınıftaki kendisinden daha köylü kalmayı başarmış öğrenciler tarafından tersleneceğinden korkup lafı eveleyip gevelemesi gözümden düşmesine neden oldu. Ulan amınoğlu, madem uzun zamandır seks yapmadın git bi osbir çekde öyle derse gel. ama yok. kafa basmıyor galiba. her derste "amerikada bla bla, xx yerde şöyle şöyle yapardık, kızları götürürdük" gibi konulara girerek sosyoloji anlatıyor gibi davranması garip gelmeye başladı. üstelik sanki anlatacağı çok şey varmış da, bizden çekiniyormuş-bizim yüzümüzden rahat olamıyormuş gibi halleri de hiç dayanılır gibi değil.
                                            -------------------
Bu yaz evlenen 4numaralıAblam 4 hafta önce misafir olarak geldi ve hâlâ gitmek bilmiyor. Ulan kocanın yanında oturmayacaksan ne diye evlendin. Üstelik evlendiğinden bu yana şu anki gelişi 2.defa oldu ve bence bu işte bi bok var.
Umarım sonu boşanma ile biten bir şeyler olmaz. Çünkü ben her gece 3numaralıablam'ın da evlenip gitmesi için dua edip dururken, Allah'ın beni onun boşanıp geri dönmesiyle ters köşe yapmasına şu an hiç hazır değilim. allahım ne olur, hiç kimsenin yuvası yıkılmasın. hiç kimsenin yuvasını yıkma. AMİN.
                                                                --------------
Önceki yıl hastanede terapiler ilaçlar vs alırken ve bi kaç hafta sonra artık ufak ufak kendime gelip, imamın kayığına bir adım kadar uzak olduğumu iyice fark ettiğim sıralarda içimden "allahım eğer beni yaşatırsan bir kurban keseceğim" türünde dualar etmiş ve ölmemek için yalvarıp durmuştum. Öldürmeyen Allah'ıma verdiğim o sözü geçen ay tuttum ve bi kurban kestim.
Aslında daha erken kesecektim ama bizimkiler sürekli salladıkları bahanelerle, allah'ıma verdiğim sözü yerine getirmemin- kurban kestirmemin önüne geçmişlerdi. Defalarca kestim keseceğim derken, aradan 1,5 yıl geçti ve işte geçen gün onlara söylemeden, burada tanıştığım bi arkadaşla gidip hayvanı alıp, hayvan sahibine de kestirip, bir saat içindede kurban etlerini sağa sola dağıtarak sözümü yerine getirdim.
İçim rahat. çok.
                                                    



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.