-->

26 Nisan 2021

karmaşık bir kaç cümle toplamı

Şimdiye kadar "hayatı anladığımı sanıyordum" ama şu son bi kaç haftadır aslında pekde anlamadığımı düşünmeye başladım. Zaten anladığımı sandığım kısımlarına da çocuksu bi anlam yükleme çabasıyla yaklaştığımı, derin olduğunu sandığım ama aslında pekde derin olmayan şekilde yüzeysel yaşadığımı, yer yer düşüncesizce ele alıp ani kararlarla işaretlediğim bir kaç doğruyu ise silerek veya karalayarak çok çok yanlış yaptığımı şimdi daha net görebiliyorum.
Üstelik tüm bunları yaşarken, herkese "hayat karmaşık değil, onu yaşayan biz zavallılar karmaşıklaştırıyoruz" deyip duruyordum. Oysa bizler zavallı değildik, ben zavallıydım.

Tüm zavallılığıma rağmen, kendime fazlada haksızlık edip "yaptığım her şeyi de yanlış yaptım" diyemem. Çünkü aralarda doğru yaptığım, doğru olduğu için her şeye rağmen tüm gücümle arkasında durduğum şeylerde oldu. Eminim bu saatten sonra da olacak. Fakat artık, eskisi gibi, doğrunun ne olduğu konusunda kafamda beni hızlıca karara vardıracak hiçbir netlik yok ve eğer karar almam gerekirse, bana çok zor gelecek gibi geliyor. Hatta bu yüzden oturup karar almaya üşeneceğimi bile düşünüyorum.

Şu son zamanlarda, gelecekte beni bekleyen tek şeyin; eskisi gibi yanlış dahi olsa sırf kendi içimde ölçüp biçtiğim bir karara varmış olarak yaşamak değil, kararsızca bir yaşam olduğunu da düşünmeye başladım. Bunun nedenleri ise çok fazla. Özellikle şu son yaşadığım sağlık sorunu, psikolojik gelgitli rahatsızlıklar, büyük ameliyat, aile ile tekrar iç içe girmiş olma mecburiyeti, epilepsi teşhisinin de ayrıca konulmuş olması vs vs derken, kafam allak bullak oldu. Sanki bundan sonra birilerinin yardımı olmadan yaşamam imkansızlaşmış gibi bir his, bazen sağdan soldan beni yoklayıp duruyor. Yoklama sonucu ise işte bu düşüncelere teslim olmuşken buluyorum kendimi.

Oysa eskiden yanlış dahi olsa, sırf kendi kararım olduğu için hayatı en sade, en basit haliyle yaşamaya, onu gittiği yere kadar zorla da olsa gütmeye özen gösterirdim. Şimdi ise tüm bunlardan sonra sanki basitlik, sadelik ve özenden geriye bir şey kalmayacak, bırakmayacağım, bırakamacağım gibi hissediyorum.
Çünkü şu bi kaç haftadır anladığım kadarıyla; insanlar ellerinde görünen birer hesap makinesiyle yaşamıyorlarsa da hayatı hep bir matematiksel işlem, kayıp kazanç ilişkileri vs vs üzerine kurulu olarak yaşıyorlar. 
Yani evet, ellerindeki görünmeyen birer hesap makinesi var ve sadece kendilerinin duyabildikleri tıngırtılar eşliğinde yaşayarak günlerini kazançlı bir şekilde geçiriyorlar.
Bu onlar için iyi, benim için kötü oldu. Çünkü kaydeden her zaman kötü duruma düşmüştür. Yüksek puanı alan  her zaman kazanan taraftır. Aldığı için kazanıyor. Bense hesap yapmak için zaten geç kaldım.

Özetle; şu bi kaç aylık hengameden anladığım kadarıyla; hayatı anlamamışım ve gelişigüzel yaşamama rağmen, yine de bir şeyleri de kaçırdığımı düşünmüyorum. Fakat bir çok konuyu çok eksik yaşadığımı, eksik kaldığımı görebiliyorum.
Belki de aslında bunlar eksiklik değildir ama yaşlanmış olmak, yaşlandığını görmüş olmak, bakıma muhtaç olmuş olmak hayatı yanlış anladığımı düşündürüyordur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.