Bilirsin işte, hayatını yarı ibne olarak yaşayınca korktuğun şeylerin başında; AİDS'ten ölmek vardır. Diğer geri kalan tüm ölümler ise normal ve aslında aklında hiç yoktur bile.
Durum böyle olunca "aids kapmış olarak ölmek" dışındaki tüm ölümler güzeldir. Çünkü ölümlerden ölüm beğenmişsindir ve artık hepsi güzeldir.
Yıllar böyle gelir geçer ve sen günlerden bi gün, küçük bi hastane odasında kendini bulduğunda acıların artmış, etrafın kalabalıklaşmış, görmediğin aile bireylerinden bir kaçını yanı başında görmüşsündür. Meğer günler önce gece yarısı bi baygınlık geçirmişsindir ve o gün hayal meyal acile kaldırıldığını-getirildiğini hatırlamak dışında aklında bir şey yokken, orda ise tamamen bayılıp kaldığını hiç hatırlamazsın. Sonrası zaten işte bu yatakta gözlerini açmış olmaktan ibarettir.
Hayat senin için artık bu yatakta ne yaptığını anlama çabalarından ibarettir. Ama bir kaç dakika sonra yine uyuya kalırsın. Çünkü ilaçlar çoktur, ağırdır ve senin bedenin tüm bunların altında ezilmek dışında bir şey yapamaz.
İki gün sonra yine uyanırsın ve Öküz Herif sana "hadi iyisin, bir şeyin yok. Beyninde küçük bir parça et var onu alacaklar, zaten abinlerde yolda geliyorlar" dediğinde yine uyuya kalırsın.
Bir kaç saat sonra uyandığında, duyduklarının doğru olup olmadığını, neden ameliyat olacağını düşünürken tekrar uyuya kalırsın.
Ne kadar zaman sonra uyandığını hatırlamadığın ve zaten artık önemsiz olan bir zamanda tekrar uyandığında, hatta hemşireler tarafından dürtüklenerek uyandırıldığında başucunda yıllardır görmediğin aile bireylerinden bir kaçı vardır ve sen hayal meyal gözlerini açıp etrafına bakınırken, onların gerçekten aile bireyleri olup olmadığını anlama çabası içerisinden sıyrılıp emin olduğunda elini uzatıp içlerinden biririnin, en çok kırgın olduğunun, seni hiç anlamadığını düşündüğünün, seni hiç önemsemediğinden emin olduğunun elini tuttuğunda ağlamaya başlarsın. Sonrasını hatırlamazsın. Aklında kalan tek kare budur. Ağladığın ve ağlattığın.
Sonra bir şeyler olur, olmuştur işte. Ne olduğunu bilmediğin ve unuttuğun bir şeyler. Zaman geçer. Çünkü onun işi budur. Umarsızca geçip gitmek. Unutkanlığından dolayı nasıl geçtiğini bilmezsin. Belki de bir kaç gün veya bir kaç saat. Ama her uyuya kalıp, uyandırıldığında bir şeyler değişmiştir. En çok da mekanlar ve çevrendekiler.
Şimdi koca bir curcuna var etrafta, hemşireler doktorlar ve diğer çalışanlar sürekli bir şeyler yaparlar. Başını kaldırabildiğin ilk anda etrafa bakındığında senin gibi bir kaç yatan kişinin daha olduğunu görürsün. İşte tam o anda Öküz Herif yanına gelir ve sana "abinler geldi, her şeyi halledecekler, en az 15.000 TL'lik masraftan kurtulduk" der.
O anda karşında bir insan olmadığından emin olursun fakat bi kaç saat sonra bunu da unutursun. Lakin bir kaç saat sonraki tam uyanıklığın esnasında bu cümleyi hatırladığında artık aklından hiç çıkmaz. Sen onun için bir masraftın ve işte o da bu masraftan kurtulmak için aileni haberdar etmiştir.
Gerçekten işlemler başlamıştır. Sahipsiz olarak getirildiğin hastanede ailen sana sahip çıkıp tüm işlemleri başlatmışlardır ve işte şimdi biraz daha iyi olduğun için yoğun bakım odasından da çıkarılıp başka bi odaya alınmışsındır. Abinler yanında, hemşiren serum takmakta, iki kişilik odada başka bir hasta kendi yatağında yer yer inleyerek zaman harcamakta.
Az sonra doktorlar geldiğinde konuşmalarından, kendi durumunu, neden burda olduğunu, ne yaptığını, yapılacağını, yapacağını vs vs vs anlamaya çalışırsın. Bunu, sonraki günlerde de odana her geldiklerinde yaparsın. Çünkü sana ne olduğunu bilmiyor ve ne olacağı hakkında da kimse bir şey söylemiyordur.
Bir kaç gün sonra, o güne kadarki tüm kulak misafiri oluşlarının toplamında duyduğun parça parça bilgileri derleyip sana ne olduğunu anlarsın. Meğer kansermişsindir ve acilen ameliyat olman gerekiyordur.
Bunu da çok sonra emin olarak anlarsın. Hatta günler sonra. Çünkü yarım yamalak duyduklarından emin olamazsın. Çünkü yer yüzünden kanser olabilecek en son kişisindir. Çünkü kanser değil, aids olacaktın. bu yüzden de sen kanser olamazsın. Sen kanser değilsin ve olmayacaksın.
Ama işte olmuşsun. Şimdi üzerinden aylar geçince anladığın, emin olduğun gibi meğer kansermişsin. İlk haftalar etrafında yaşanan curcunayı anlamlandıramamış olsanda, işte şimdi tüm yaşananların üzerinden aylar geçtiğinde eminsin ve sana ne olduğunu biliyorsun. Artık bir şeyin yokmuş gibi numara yapıp insanlara tebessüm etmene gerek yok. "Aslında bir şeyim yok, bunlar abartıyorlar" hissiyle hemşirelere sürekli teşekkür etmene gerek yok. Sen bir hastasın ve bunu kabullenmek zorundasın.
Verilen tüm ilaçlar boşuna değil, hemşirenin sürekli gelip başka bir serum takması show amaçlı değil, ailen orda öylece sana bakarken rol yapmıyorlar, rol yapan sensin, çünkü hastalığını kabullenemedin.
Oysa kabullenmelisin. Sen bir hastasın. Uzun zamandır görmezden geldiğin belirtiler artık dağ gibi karşında duruyorlar ve sen olmadığını sandığın o iğrenç büyük ve çok ağır olan kibrini yere bırakmayı denemelisin. Pes et artık. İnsanların yardımına ihtiyacın var. Aids'den değil, kanser'den öleceksin belki.
Kanser olduğumu kabullenmemin bir tek nedeni; yarı ibne olduğum için, yıllardır AİDS kaparak öleceğimi düşünüyor olmam değil. Bunun tek bir nedeni olamazdı. Zaten olmamalı. Haftalar sonra anladım neden kabullenemediğimi. Çünkü sosyal medya ünlüsü kanser hastalarının "acı yok ROCKY" tavırları, kanserin acısız, güle oynaya gelip geçen bi hastalık olduğu izlenimine kapılmama neden olmuştu. Hatta ölürken bile sanki kahkaha atarak son nefesini verecekmişsin tavırları buna neden olmuştu. ama şimdi acı çekiyordum ve kanser denilen şey hiç de güle oynaya zaman geçirilecek bir hastalık değilmiş. Hele ilk günlerdeki o yorgunluk, eklem ağrıları, kusmalar, mide bulantıları. Rabbim onca kanser hastası acı çekerken, bunlar nasıl show yapıyorlarki böyle?
İşte şimdi anlıyorum kanser hastalarının acılarını ve kendilerini. Show yapanları hala anlamıyorum. Ama gerçekten sessizce acı çekenleri anlıyorum. Kanser öyle gülüp geçilecek bir şey değilmiş. Show yapmak için geçirilecek bir hastalık değilmiş. Hiçbir şeyin yokmuş gibi 24 saat boyunca etrafa gülücük efektli suratınla bakınacağın, ağzın kulaklarına varmış bir şekilde kahkaha bombası fırlatacağın kadar basit bir hastalık değilmiş. Allah bana ve diğer tüm hastalara şifa versin diyerek, bende bu showu bitireyim.
İnstagram'da da şöyle bir şey yazdım: https://www.instagram.com/p/CNAR2ZoAXdn/
Allah yardımcın olsun. İnşallah sağ salim atlatırsın bu dönemi. Uzun süredir seni takip ediyorum seni ve bir yakınım hasta olmuşcasına üzüldüm. Hatta bu kadar üzülmeme bile şaşırdım desem yeridir. Tekrar çok geçmiş olsun
YanıtlaSilAmin çok sağ ol. İnşallah bir an önce atlatırım.
Silcanım hayat erkeği. biz de o elini tutanlardanız, bunu asla unutma. <3
YanıtlaSilTeşekkür ederim, eksik olma abim.
SilÇok geçmiş olsun, Rabbim kimseye vermesin. Bir an önce sağlığına kavuşman temennisiyle...
YanıtlaSilamin.
SilSanırım okurken şok geçirdim. Hiç tanımadığım ama çok yakınım olan birinin başına gelmişçesine üzüldüm. Çok büyük geçmiş olsun. İnşallah inşallah sağlığına kavuşacaksın.
YanıtlaSilAmin, amin. İnşallah, inşallah, inşallah.
SilBende çok istiyorum :)
Hiçbir kanser kolay değildir hiçbir kanser iyi değildir.. ne hissediyorsan nasıl hissetmek istiyorsan bunu doya doya yaşa! İsyan et,çığlık at,şikayet et,darıl,kız hiçbir şeyi içinde tutup kendine yük yapma. O gülenler de emin ol kafalarındaki delirmeyi bastırabilmek adına(belki de istemsiz) böyle davranıyorlar. Çok çok üzüldüm, bütün kalbimle dua ediyorum senin için. Minik kızım derin bir uykuda şuan onu seyrederken düşündüm hiçkimsenin başına gelmesin böyle bir şey başa gelene de rabbim dayanma gücü versin. Umarım sağlıkla ve güçlü bir şekilde atlatırsın bu süreci. Yeni doğmuş bir bebek gibi yeni başlangıçlara adım atarsın. Şifa ve kolaylıklar diliyorum tüm kalbimle.
YanıtlaSilTüm duaların için amin amin. Ayrıca güzel dilek ve temennilerin için de çok teşekkür ederim.
Sil