-->

11 Aralık 2020

hakkimda hayrlisi

bir erkekle yaşamak için ölüp bittiğim günler, haftalar, aylar, yıllar falan hepsi geride kaldı. sırf bir erkekle yaşamak için tüm hayatımı alt üst etmiş olmama da acıyorum. yazık ettim kendime. zamanıma. ruh halime. psikolojime. her bokuma yazık ettim.
artık bir erkekle yaşamak için yanıp tutuşmuyorum. çünkü bir erkekle yaşamak boka bulanmaktan başka bir şey değil. üstelik ne yaparsan yap, zamanını alıp seni yormaktan başka bir şey vermiyor eline. bu çok acınılası bir durum ve bunu anlamak için yıllar geçmesei gerekiyor. hatta bunu anlamak için yıllarını vermen gerekiyor. 
özetle; işte bak ben anladım ve karşılığında yıllarımı verdim. siz vermeyin ibneler.
bakın şimdi tüm ateşim söndü, bende küle döndüm. keşke güle dönseydim. ama olmadı. 
yıllar önce yola güle dönüşmek için çıkmıştım ama ne yazıkki küle döndüm. (bu uyaklı cümleden edebi şeyler çıkarmaya çalışıyorum. çünkü yapacak daha iyi bir şeyim yok. saat gecenin yarısı ve ayaklarım üşüyor olmasına rağmen inatla oturmaya devam ediyorum. keşke doğalgazın parasını ben ödeseydim de eskiden olduğu gibi, üşüdüğüm zaman açabilseydim. ama ne yazıkki parasını ben vermiyorum ve bu yüzden açmaya hakkım yok. nerden nereye geldim. resmen kül olduğumun başka bir kanıtı)

yorulduğum şey bir erkekle yaşamak falan da değil. yorucu ve her şeyde bi kusur bulup, bunu sürekli yüzüne çarpan, kusur bulmak içn her şeyi didik didik eden bir insanla yaşamak.
aslında olay hep böyleydi ama ben görmemeyi seçiyordum. zaten başka ne yapabilirdimki? çünkü kusur bulmak istesem, araya eser miktarda karışan olumlu şeyleri de hiç görmeyecek, cehennemden farksız olan hayatımı cehennemden daha beter bir ad bularak isimlendirmek zorunda kalacaktım.
her neyse işte, tüm bu yorgunluğu edebi bir şekilde anlatmak yerine şunu söylemeliyim ki; ben çok yoruldum. artık iyi bakarsam iyi görürüm, iyi konuşursam iyi olur, güzel bakarsam güzel görür adlı kendi kendimi oyalayıp durduğum kandırmacalarımdan da gına geldi. o kadar yoruldumki; kendimden bile kaçasım var. kendimi bile terk edesim var. 
artık yaşım 35 oldu ve ben incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar önemsiz bir şey için yorulmak istemiyorum. ben artık kendi kabuğuma çekilip ordan bir müddet yaşamak ve sonra günüm geldiğimde azraile ellerim havada sessizce teslim olmak istiyorum. ben çok yorgunum. yolun yarısında bu kadar yorulduğum için pes etmek bana yakışmadı ama ne yapıyım; elimden başka bir şey de gelmiyor.
belki de hakkımda hayrlısı budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.