-->

17 Aralık 2020

bir intihar sekli olarak delirmek

Delirmenin kişisel bir tercih, yaşanılan çağdaki toplum düzeninden bir çeşit uzaklaşma yolu, hayatın yüklediği sorumluluk almaktan kaçış şekli, yani korkaklıktan kaynaklı bir ruh veya yaşam şekli olarak düşünürdüm. Ama bu son zamanlarımda, eskiye nazaran daha sık yaşadığım şu adını "gerçekliğe bağlanma" dediğim şey yani ruhsal veya psikolojik farkındalıklardan anladığım şu olduki; aslında delirmek, en basit tanımlamasıyla edindiğin yeni farkındalığın yaşattığı derin bir dehşet halinin yaşanmasıdır. Üstelik anlatmak için çırpınmana rağmen, doğru kelimelerin bir araya geldiği cümleleri kurmaktan acizsindir ve senden başkasının seni anlayamadığı gerçeği de ayrı bir dehşet yaşatıyordur.
Anlatamadığın bu yeni farkındalığın altında tek başına ezilirken, öylesine sessizleşirsinki bir yandan da tüm sakinliğini korumaya çalışarak her şey olup bittikten sonra "acaba diğer insanlarda bunu yaşamışlar mıdır, yaşıyorlar mıdır?" diye düşünerek senin gibi insanların da olabileceğini, tıpkı şu an senin yaşamış olduğun bu farkındalığı anlatmak için doğru cümleleri bulamaman gibi onlarında bulamadığı için susup, tek başlarına ezildiklerini düşünürsün. Yani böyle düşünürken bile aslında yalnız olmadığını, yalnız ezilmediğini düşünerek, dehşeti hafifletmeye, yaşadığını kendin için normalleştirmeye çabalarsın. Oysa normal değil. Kabullenmelisin. Çok acilen kabullenip, iyileşmelisin.
Ve akıllı kalmak kadar, delirmek de çok zordur. Üstelik delirmek, akıllı kalmaktan daha güçtür.

Eskiden delilere bakıp "ne güzel, hiçbir şeyi ciddiye almıyorlar, hiçbir şey umurlarında değil" derdim. Şimdi ise onları kendimce de olsa birazcık anlıyorum; Delirmek bir korkaklık hali değil. Bir rahatlık, bir umursamazlık veya başka bir durum değil, delilik bir çaresizlik halidir. Ve gerçekten bir yardım çığlığının vücut bulmuş halidir. Yani delilik ne övülecek, ne de sövülecek bir haldir. Delilik sadece bir acil yardım çağrısıdır.


1 yorum:

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.