-->

21 Temmuz 2020

son pişmanlık neye yarar, her şeyin bedeli var

Oğlum büyümüş. Üstelik cümlede tek başına duran büyümek değil bu. Gerçek bir büyümekten bahsediyorum.
Büyüdüğünü, dün onunla bir kaç şeyi üst üste yaşadığımda fark ettim. Sonra uyurken oturup izledim ve gördüm. Kocaman bir ergen olmuş.
Geldiğinden bu yana ise, öncesinde gözümde nasıl bir yer edinmişse artık bi türlü büyüdüğünü görmüyordum. Göremiyordum. Çocuğun nerdeyse bıyıkları terleyecek ama ben hâlâ bebekmiş gibi davranıyordum, görüyordum ve bu benim elimde değildi. Çünkü o bir bebekti.

Onu bebek olarak görmemin nedeni tabiki yılda 1-2 hafta vakit geçirmemiz ve sadece telefonda konuşmamız olabilir. Bunu çok dramatize edip karıştırmaya gerek yok. Sonuçta yıl boyunca görmediğim bir oğlum vardı ve ben sadece kağıt üzerinde, kağıttan bir babaydım.
Spermlerimden hayat bulmuş olması, can vermiş olmam,  onun yaşayıp 12 yaşına gelmiş olması vs vs bunların şimdiye kadar önemi yoktu. Zaten olsaydı, yarrak peşimde koşacağıma oğlumun yanında olurdum. Ama onun yanında olmadım ve tüm sorumluluğunu annesinin almak istemesiyle beraber, bende dünden razı olup hemen verdim.

Bu anlamda kendime dönüp baktığımda sanırım kendimi çok ama çok vicdansız biri olarak görüyorum. Hatta acımasız, yarrak delisinin tekiyim bence.
bence ben götün kendisi, oğlumun kavga ettiğimizde dediği gibi; şerefsizin tekiyim.
(bu arada şeref neydi yav? cidden bilmiyorum ve anlamına da bakmadım. bakmayacağım. uğruna yaşayacağım kavramlarımın olmaması iyi bir şeydi galiba. kendimi öyle inandırmıştım ve işte bu inançla 35 yıl hızla geçti gitti. )

Aradan 35 yıl geçmesine rağmen, ben hâlâ büyümedim sanki. Üstelik bunu da yeni fark ediyorum. Yani oğlumla şu bir haftadır vakit geçirmeye başladığımızdan bu yana yeni fark etmeye başladım. Onun büyümüş olduğunu anladığımda, kendimin de kocamış olduğunu anladım. Ama şunu da söylemeliyim ki; ben her zaman için aslında onu büyük, büyümüş, bir birey olarak gördüğümü sanıyordum. Şimdi ise henüz yeni anlıyorumki; kendimi kandırmışım.
Ya da geçen yıldan bu yana o çok büyüdü ve ben 1 yıl sonra tekrar onunla vakit geçirmeye başladığım için büyüdüğüne henüz yeni şahit oluyorum.

Şimdi buraya ne kadar süslü cümleler, sikindirik şeyler yazarsam yazayım biliyorumki; hiçbiri onu büyürken yalnız bırakmış olmamın yerini almayacak. Bunun için üzgünüm.
Yani öyle kendimi kahretmedim tabii ama ne bileyim onun büyümüş olduğunu fark ettiğim o ilk anda içim dışım bi tuhaf oldu. Gözlerim nemlendi falan işte.

Oysa ilk gün geldiğinde oğlum gibi bile hissetmemiştim. Sanki yabancı biriyle selamlaşmışız gibi, alıp evime götürmüşüm gibi. Ama sonra laçka halimden dolayı yavaş yavaş yakınlaştık ve şimdi biraz daha iyiyiz. Üstelik baba oğul ilişkisi gibi bir şey olduğunu bile hissetmeye başladım.
Güzel, garip, muhteşem bir his. Her siki olan baba olmalı bence ve her amı olan da anneliği tatmalı. En az bir kez olsa bile.

Dün kavga ederken, ona çok kızdığımda "bana istediğin kadar kız, beni sevdiğini biliyorum" dediğinde çok mutlu oldum. O an kızgındım belli etmedim ama içimden kızgınlıkla beraber mutlu da oldum.
Bugün ise daha farklı yönlerini keşfediyorum ve öyle görünüyorki, ben aslında ne olursa olsun ondan uzaklaşmamalıydım.
ve evet son olarak; oğlumu hiçbir şekilde terk etmemeli, onun büyüyüşüne şahit olmanın bir yolunu bulmalıydım. tabi olmadı ve her şeye her zamanki gibi geç kaldım. geç analdım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.