-->

24 Kasım 2019

kendinden bile kacmak

bir kaç gündür aynada kendime bakamadığımı fark ettim. tıpkı eskisi gibi bir his bu. aynada kendime değil de sadece bir parçama bakıp hızlıca kaçtığım zamanlarıma döndüm. yani saçımı yapmak istiyorsam sadece saçıma bakıyorum, sakalıma bakmak istiyorsam sadece sakalıma bakıyorum ve sonra aynanın karşısından defolup hayatın içine karışıyorum.

ama gerçek şu ki aslında hayatın içine karışmıyorum oralarda bi yerde kayboluyor ve tuvaletlerden birinde işedikten sonra elimi yıkamak için lavaboya gittiğimde, kendimle göz göze gelmemek için hızlıca yıkayıp tekrar ortadan kayboluyorum.

evet işte eski ben oyum. yani kendini görmek istemeyen ve bunun farkında olmayan ben.
bunu ise bugün bir daha anladım ve gördümki; kendimden kaçıyorum.

neden kaçtığım hakkında ise hiçbir fikrim yok ama aynada kendime bakınca sanki o ben değilmişim gibi bir his beni alıp götürüyor. 
sahi aynadaki biz, aslında biz miyiz? biz değilsek kim?

fark ettiniz mi?
aslında kendimden, kendimle ilgili yazarken bile kaçıyorum. 
nasıl kaçtığımı fark etmediyseniz söyliyeyim; yazı tekil giderken bi anda çoğula bağlıyorum.
 işte yukarda söylediğim; hayatın, kalabalığın içine karışmak da böyle oluyor.
tuvalette bile kendimle başbaşa kalmamak için hemen kalabağlığın içine kaçıyorum.


2 yorum:

  1. Çok düşünüyorsun ciddi anlamda çok düşünüyorsun.Ve sürekli yazman geriye dönüp bakman yaşadığın geçirdiğin dönemleri unutmana engel oluyor büyük ihtimal.İnsan beyni kendine zarar veren stres kaynağı olan düşünceleri silme eğilimindedir üstünü bir şekilde kapatır.Ama sen bunu ciddi anlamda engelliyorsun hayatının en ufak ayrıntısına kadar yazmanın güzel yanları da var tabi ancak kötü yanları da var bir kere bunları yazarken bile neler olduğuna dair düşünmen kendin hakkında düşünmen bile bu durumu yapıyordur.2010'dan beri yazıyormuşsun.Çoğu insana 2010'da ne yaptığını sorsan biraz düşünür belki cevap bile veremez ama sende böyle bir durum olduğunu pek sanmıyorum.Yanılıyorumdur da belki bilmiyorum.Sadece böyle düşündüm ve seninle paylaşmak istedim.
    Bir de sana şöyle bir şey söyleyeyim bir şeyi unutmamak için tekrar edilme aralığı ve sayısı vardır.İlk 1 saat sonraki gün ve sonraki 6 aydır ve bir senedir.Sen bir kere yazarken önceki gün veya 2 önceki günü düşündüğün için bunu aklına kazıyorsun.Sonra da bir 6 ay sonra yazıyı okuduğunda tekrar aklına geliyor ve 1 sene sonra da yazına bir bakıyorsan bu unutmanı ciddi olarak engelliyor aynı duygu durumunu kısır döngü gibi zihninde canlı tutuyorsun.Bu kadar yük fazla bence.Unutmak bazen en iyi şeydir.

    YanıtlaSil
  2. Sergen selam, aslında bi anlamda haklısın, yani geriye dönüp düşünmelerim konusunda. Öte yandan unutma konusunda ise; çok çok unutkanım. tabii bunun b12 vitamin eksikliğinden kaynaklı olduğunu söyleyen arkadaşlarım da yok değil. nasıl unuttuğum konusuna örnek ise; dün olanları bile bazen unuturum. evet dün olanları ve hatta belki 1 saat önceki olayları bile.
    tabii bunun üzerine düşündüm ve gördüm ki; aslında olayları veya hayatımdaki şeyleri önem derecesine göre sıralıyor ve önemsiz bulduklarımı bi anda unutabiliyorum. bu hep böyle oldu. önemsiz diye etiketlediğimi anında unutuyorum.
    yükler ise, genel olarak hayat üzerine çok düşünüyor olmam olabilir. yani; hayat nedir, neden yaşıyoruz, neler yapıyoruz, neden yapıyoruz, insanlığın gelişimi vs vs vs
    böyle uzayıp gidiyor.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.