-->

23 Aralık 2018

yazma arzusundan

Yaşlandıkça omuz ve kulaklarımdaki bir kaç tüy, tüylükten kıla dönüştüler. Öyle abartılı bi durum değil ama, tek tük olmalarına rağmen gözüme çarptıklarında "kurt kocamaya başladı" cümlesini kurdurtmadan beni rahat bırakmıyorlar.
Bu sabah da uyandıktan sonra aynada kendimi süzerken kulağımdakileri görüp "kulaklarımdaki kıllar da aldı başını gidiyor" diye kendi kendime sesli bi şekilde söylendiğim için, oda arkadaşım çakmağıyla yakmayı teklif etti ve "olur" cevabımdan sonra da yakıp "üff içerisi tavuk kızartması gibi koktu amığa koyim" diye kendince espri yaparak kapıyı açıp balkona çıktı.

Mardin Nusaybin'li. 22 yaşına henüz basmış kalın kafalı bi çocuk. Koca etli burnundan; kalın kafalılığının, hayatı boyunca peşini bırakmayacağı sonucunu çıkarmak hiç de zor değil.
Seyrek saçlarından daha dolgun ve gür olan kaşlarının arasını sürekli alarak, onları ikiye bölmesine rağmen devamlı kızgın ve çatık kaşlı bi şekilde etrafına bakması yüzünden aradaki temizlenmiş bölgeyi tekrar gölgeleyerek bakışlarını tek kaşlılaştırdığının da hiiiiç farkında değil.
Bence tek kaşlı olmak ona daha çok yakışıyordur ama bana fikrimi sormadığı için düşüncelerimi onunla paylaşmak yerine, burada siz milyonlarca kişiyle paylaşıyorum.

Bu arada, biri herhangi bir konu hakkında fikrimi sormadan yorum yapmamayı da yeni öğrendim. Öncesinde çok fazla salak durumuna düştüğümü, kendimi kendi ağzımla düşürdüğümü rahatlıkla söyleyebilirim.
Zaten her şeyi de işte böyle geç ve çetrefilli öğreniyorum.
Bunun nedeni; ergenliğimi, kendi yaşıtlarımla yaşamak yerine ve bu sayede bazı şeyleri kendi olağan süreçleri içerisinde öğrenme şansına kavuşmak yerine, abim ve yengem tarafından, dış dünyadan yalıtılmış olarak yaşamam olsa gerek.
Henüz başka bi neden bulamadım. Aklıma gelirse, buraya da yazarım.

Tekrar Nusaybinli'ye dönecek olursam; burnundan soluyarak konuşması, ses tonuna, sanki boğazında bol miktarda balgam varmışcasına veya burnunda sümkürülmeyi bekleyen koca bi topak sümük varmış gibi bi hava katıyor.
O konuşurken, içimden "keşke sümkürsen, keşke boğazını temizleyip de rahatlasan" diye söylenmekten, çocuğu doğru dürüst dinleyemiyorum bile.
Zaten pek iletişimde de olmadığımız için gündelik konuşmalar dışında pek bir şey de konuştuğumuzu söyleyemem. Yani kaçırdığım bir şey yok ama yine de kendime dert etmiş bulunmaktayım. (umarım en büyük derdim bu olur.)

Okumaya da pek meraklı değil. Daha çok ailesi istediği için gelip okumaya başlamış. Sonrasında da bir işe yerleştireceklermiş ve hayatı kurtulacakmış. Umarım düşündükleri gibi olur. Umarım her şey bu kadar basittir. (belki de aslında her şey bu kadar basittir.)

Abartılı yerel konuşma tarzı, okul nedeniyle memleketinden buraya gönderildikten sonra içine düştüğü yalnızlığını yok etme ve kendini kabullendirme çabasından başka bir şeyden kaynaklı değil. Oysa insanın hiçbir zaman olduğu gibi kalamayacağı göz önüne alındığında, çabasının gereksizliği hemen anlaşılıyor.

Diğer oda arkadaşım da ondan pek farksız değil. Ama İstanbul Avcılar'da doğup büyümüş biri olduğu için, konuşması ve hayata bakışı biraz daha farklı. Aynı olan şey ise, o da kendince uydurduğu saçma sapan davranış ve konuşma tarzını kabullendirme çabası içerisinde ucubece yaşayıp gidiyor.
Bazen ikisine de fena halde sinir oluyorum ama sinirim geçtikten sonra ikisini de komik bulduğum için, hallerini göz önüme getirip kahkaha atmaktan kendimi alamıyorum.
Bunun nedeni onları küçük görmem sanıyordum ama öyle değilmiş. Daha çok acıma duygumdan kaynaklı bir ruh halinden kaynaklandığını şimdi daha net görebiliyorum.
Yazıyı bırakıp, matematik çalışmaya başlayayım. Malum bu yaz DGS sınavı ile büyük bi kavgam var.

2 yorum:

  1. Keşke Wattpad de yazar olsan. Yoksa yazıyorsun da bizim mi haberimiz yok, sitede mi göremedik bi ibare acele de konuşmuş olabirim tabii. Ama hem yazıp hem de para kazanmak kötü bir şey olmasa gerek. O kadar lüzumsuz ve kötü imlalı ve kısır düşünceli yazarların arasında öyle bir sivrilip büyürsün ki. Burada bedava yazana kadar orada para verip daha çok kitleye ulaşabilir ve şöhret olabilirsin. Ki bana göre bir şöhretin var zaten ama blog köşelerinde yok olmasa iyi olur.

    YanıtlaSil
  2. popülerliğe meraklı olduğum, popüler olmayı delice istediğim, dünyayı popülerliğimden dolayı ekseninden çıkarıp tüm alemi oynatmayı düşündüm zamanlarımdayken, burdaki yazıları oraya da atıyordum. sonra popüler olmanın çok da önemli bir şey olmadığını, önemli olanın aslında sadece yazmaya devam etmem olduğunu anlayıp kabullenerek sakinleştim.
    artık popüler olma merakım tamamen geçmiş, iyice sakinleşip kendi halimde yazmaya devam etmeye karar vermiştim. çünkü bunun, benim için daha iyi olduğuna inanmış, öyle yaşıyordum.ki hâlâ da öyle düşünerek yaşıyorum.
    zaten saçma sapan bi şekilde, saçma sapan bi kalabalığın popüleri olmaktansa, sakin sakin yaşayıp, 10-15 kişinin popüleri olarak kalmanın zevki çok daha güzel.
    benim için iyi niyetli olarak kurduğun güzel düşüncelerin için çok teşekkür ederim. ben böyle iyiyim ve gittikçe daha da iyileştiğimi bana iyilik yapmak istersen, gerçekten düşünen, düşünerek yaşayan insanlara blogumu önermeni rica ediyorum :)

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.