Etraf çok sessiz. Bazen nadir de olsa; koridorda, yere sağlam basan birilerinin ayak sesleri yankılanıyor o kadar. Bir de şehirler arası yoldan geçen araçların vın'lamaları.
Onlarca öğrenci sınavları bittiği için memleketlerine döndü. Benim olduğum katta ise 3 kişi kaldık. 1 haftadır odamda ise yalnızım.
İçerisi sıcak, klima 26 dereceye ayarlı ve odaya girdiğim gibi sadece açma tuşuna basıyorum, 30 dakika sonra oda çırılçıplak kalınacak kadar ısınmış oluyor.
Her gece, daha önce beraber olduğum hoş erkeklerden biriyle yakınlaştığımızı düşünerek mastürbasyon yapıp boşalıyorum.
Boşaldıktan sonra kendimi, anlamsız ve gereksiz bir eylemde bulunmuş olduğum için aptal gibi hissediyorum.
Eskiden mastürbasyon yapmaktan zevk alırdım, şimdi ise alışkanlığa dönüşmüş bir hareketten öteye geçmiyor. Üstelik sikimi ellerimin arasında fazla sıktığımı ve bir an önce boşalmak için fazla gelgit yapmış olduğumu da boşaldıktan sonra, sikimin şişmesinden anlıyorum.
Bununla beraber, zaman geçtikte sikimin kalkışının zorlaştığını da söyleyebilirim. Artık eskisi gibi kolay bir şekilde erekte olmuyor veya olduğunda ise hemen geçiyor. Bunu, bir performans düşüklüğü sorunu olarak adlandırabiliriz. Çünkü doğal bir uyaranla değil, yapay bir uyaranla erekte edilip boşaltılması onu yoruyor ve zamanla doğallık hissini kaybettiği için, daha sert bi uyaran baskısına ihtiyaç duyuyor. bu gittikçe daha fazla uyaran vermeme neden olacak.
Doğallığın kayboluşu böyle oluyor ve hayatın her alanındaki doğallığın kayboluşu bundan farksız değil.
Geçen aydan bu yana, oda da yalnız kalacağımı biliyordum. Sınavlar bittiğinde yanılmadım ve herkes gitti. Ben de son bi haftadır okuma listemde bulunan yeni onlarca e-kitap'ı indirip telefonuma yükledim. Bu sayede geceleri bir kitap kurduna dönüşüyorum.
Telefon sürekli yanımda olduğu için bazen her şeyden bunaldığımda veya bir yerden bir yere giderken otobüste de kitap okuyorum. Zaten hattımı da ona ödeyecek bir bütçem, beni arayacak kimsem olmadığı için bir kaç aydır tamamen dondurdum. Böylece telefon mecburen bir; e-kitap okuyucuya dönüştü. Okumak insanın, zamanını çalan en değerli uğraş.
İki Şehrin Hikayesi, Puslu Kıtalar Atlası, Damızlık Kızın Öyküsü, Yeraltından Notlar, Aklında Bir Sayı Tut (okuduğum en gereksiz kitap bu oldu), Cinsel Aşkın Metafiziği, Tezer Özlü'nün okuyup yarım bıraktığım bir kaç kitabı (nedense dilini sevmedim, bencil bir dili, fazla süslemeye çalışmış gibi duran cümlecikleri, tarzının yapaylığı beni onu okumaktan soğuttu), Nietzsche Ağladığında, Robinson Crusoe, Venedik Taciri, Bulantı okuduklarımdan bazıları oldu.
umarım şu mecburi sessizliğin içinde diğer onlarca kitabı da okuyup bitirmiş olurum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.