-->

01 Eylül 2017

Harbiyeli ev arkadaşım

32 yaşındaki gününü görüp, 33'üne doğru giderken üniversite kazanmış olmanın ŞOK'unu tamamen atlattım.
Şimdi sırada okul kazanmanın yarattığı etkileri azamiye indirmek var.
Mesela okula gitmek için bu güzelim şehirden, bu muhteşem İstanbul'dan ayrılmak zorunda kalınca, evi dağıtmadan teslim edebileceğim ve aylar sonra dönüp geldiğimde, evde bi problem çıkarmamış ve çıkarmayacak olan sağlam ev arkadaşı bulmak gibi.
Üstelik sadece bir tane ev arkadaşı değil, iki tane bulmam lazım. Çünkü şu anki ev arkadaşım da, geçen gün "önümüzdeki ay çıkabilirim" demişti.
İşte bu yüzden, Canım İstanbul'dan ayrılmadan önce önce iki tane uyumlu ev arkadaşını ayarlayıp öyle gitmem lazım.
Tabii iki ev arkadaşını birbirine ısıtma işi de yine bana kalıyor. Çünkü bir kaç gün beraber geçirince, çıkabilecek pürüzleri öngörüp fazla büyümeden yok edebilirim. Ama burda olmadan bir ev arkadaşı ayarlamaya kalkışırsam, işte o zaman sıçarım.

Durum böyle olunca internetteki güncel "ev arkadaşı aranıyor" ilanlarını gezmeye başladım ve kendimce mantıklı bulduğum bir kaçıyla iletişim kurmak için mesaj attım. Bu mesaj atarak muhatap olduğum kişilerden bir kaçı evi beğenmedi, bir kaçı beni beğenmediği için olsa gerek hiç dönmedi, bir kaçı ful eşyalı her boku olan ve her şeyi dahil aylık 600 TL'lik kirayı yüksek buldu, bir kaçı ık mık etti, bir kaçı da sikecek adam aradığı için anlaşamadık.

Öyle böyle derken ilanlardan birine attığım mesaj sonrası dönüş yapan biriyle telefonda konuştuk, anlaştık ertesi gün de çıktı geldi.
O geldiğinde diğer ev arkadaşım da evdeydi ve böylece onlar da tanışmış oldular.
Tanışma faslı bitmeye yakın kahveleri yapıp geldim ve havadan sudan, eften püften şeyler konusunda laflamaya başladık.
Yaşı henüz 21 ve geçen yıl ki 15 Temmuz Darbesi'nden sonra kapatılan Harbiyeli çocuklardan biri.
Darbe gecesi, izninden dolayı tatilde olduğu için, Subay olan abisini aramış ve ne yapacağını sormuş. Abisi de "hemen telefonunu kapat, sakın ulaşılabilir olma. sabaha kadar bir yere gitme ve yat. bende şimdi kapatıyorum. ertesi gün ulaşılır olduğunda, soran olursa "şarjım bitmiş, fark etmemiştim" dersin" dediği için eve girdiği gibi uyuma numarası yapıp, darbeyi televizyondan izlemiş.

21 yaşında bir çocuğun, 2 yıldır sabah akşam silahlısı da dahil yüzbinlerce lira değerinde her türlü eğitim almasına rağmen korkudan uyuma numarası yapmasını normal görüyorum. Ama Darbe'nin, Tayyip Erdoğan ve çevresi tarafından yapıldığına ve ordunun içinde bu ülkeye ihanet edecek hiçbir insanın bulunmayacağına inanması normal değil.

Böyle inanması, benim nazarımda onu salak gibi gösterse de, yüzüne karşı "salak mısın nesin?" diyemedim ve bunun yerine "ordunun içinde bu halkı sevmeyen yüzlerce komutan var. Senin ve senin gibiler gibi, askerliği bir meslek olarak değil, sadece bu toprağın üzerinde yaşadıkları için boyunlarına Vatan Borcu diye yüklenilmiş olan görevi yerine getirmek için askere gidenleri köle olarak gören binlerce paralı subay var. ama sen kalkmış bana "ordu da ihanet edecek kimse yok" diyorsun" dedim.
Nefesi kesildi ve hazır yüzü patlıcan gibi kızarmışken durmadım ve "hem Tayyip bu kadar rahatken ve yasal olan tüm gücü elinde bulundurmuşken, kendi kendine darbe yapmaz. Buna rağmen darbe'nin Tayyip tarafından yapıldığına inanan varsada, açıkçası aklından şüphe ederim." diye devam ettim.
Yüzü iyice morardı ve bir şey demedi. Konuyu boş yerlere çektim konuşma öyle devam etti gitti.

Gençliğinden kaynaklı salak olması dışında; yakışıklı, boylu poslu, geniş omuzlu, kalın dudaklı, kumral bi ufaklık işte. Yani darbe konusunda salak olması dışında bi sıkıntı yok gibi. Diğer konularda ise fazla deşmek istemiyorum. Açıkçası sikimde de değil. Zaten düşündüğüm tek şey, kirasını zamanında ödesin ve ben İstanbul'da değilken bi sıkıntı yaratmasın yeter. Bunu ona da çok net ifade etmek için "zamanında kiranı öde, kimseye sıkıntı yapıp apartmandakilerden şikayet alma, evi temiz tut yeter" dedim "öyle tabii abi" dedi.

Neyse işte o da zaten eve baktı etti derken, evin hali, ücreti falan fındık konuları da kafasına yattığı için "tamamdır abi, ev benim için uygun. taşınmak isterim" dedi ve bende "tamam, valizini al gel" deyince, kalktı gitti, ertesi gün valizini almış bir halde döndü geldi.
Benim yatak odasını ona ayarladık, kişisel eşyalarımı alıp salona taşıdım ve boşalttığım odayı onun için uygun hale getirmiş olduk. Zaten o'da kendisine çarşaf vs almış olduğu için bi güzel yerleşti ve çayımızı demleyip ilk muhabbetimizi de yaptık.

Muhabbet esnasında alakasız bir şekilde bana demez mi "sen de atatürkçü birisin, hepimiz atatürkçüyüz, bu ülkenin evladıyız, iyi anlaşırız"
O alakasız bi şekilde böyle dediğinde şaşırdım ve "atatürk mü? ne atatürk'ü, ne alaka" dedim ve o "şu an yok ama bana attığın fotoğrafın kitaplık bölümünde atatürk'ü gördüm. hepimiz bu ülkenin evladıyız abi" dedi.
Bir şey demedim ve konumuz değişti, atatürk dışında şeyleri konuşmaya başladık.

Aradan 5-10 dakika geçtiğinde çiş için tuvalete gitmiştim ve klozetin tepesine işemek için tünemiş olduğumdan, elimdeki telefonu karıştırmaya başladım. Aklıma ona whatsapp'den attığım fotoğraflar geldi ve açıp baktım. Evet, ona attığım fotoğraflardan birinde gerçekten ATAMIZ vardı.
Ama tabii fotoğraflar büyütülüp detaylı bakılmadığı müddetçe belli olmayacak kadar da küçük olan atamız kitaplıktaki kitapların ön yüzünde öylece durgun bi şekilde poz vermişti.

Sonra fotoğrafın kaynağı aklıma geldi.
Bu atatürk fotoğrafı cebimdeki 3 TL'de gözü olan pis bir vampirella tarafından 20 Ocak 2017'de elime tutuşturulmuştu ve ben şurda onun hakkında yazmıştım: (https://www.instagram.com/p/BPfO65ZhO6S/ )

Yani ben atatürkçü olduğum için onu oraya bırakmadım. Aslında aylar önce kartı elime tutuşturan vampirella'nın gıcıklığına elinden alıp, o an öylesine elimde bulunan kitabın arasına atmıştım ve sonra eve gelip "kitabı okumaya devam edeyim" dediğimde, kitabın arasından çıkan kartı alıp kitaplıktaki kitapların önüne dikivermiştim. Yani ben şucu bucu değildim.

Zaten şucu bucu bir düşünceye saplanıp kalacak biri de değilim. Ama sonuç olarak 3 TL'lik kazık yememek için düştüğüm hallere bakıyordum da, evet sonucu komikti :))  tırt bi kart yüzünden Atatürkçü olmuştum. Üstelik kartı da o zamanlar yani bir kaç gün sonra "amaaan ne yapcam bunu" deyip atmıştım. Ama o ara yine parasızlık çektiğimden dolayı ev arkadaşı arıyorken, evin fotoğraflarını isteyen kişilere atmak için çektiğim fotoğraflarda kart kendine çoktaaan yer almıştı bile.
Şimdi ev arkadaşı ararken yine aynı fotoğrafları adaylara, attığım için de işte böyle bir durum yaşanmıştı.

Tabii bizim Harbiyeli'de fotoğrafların ıcığına cıcığına bakayım derken Atatürk'ü görünce, hiç düşünmeden beni Atatürkçü ilan etmiş, bunun üzerine de uyuşabileceğimizi düşünerek, hemen taşınmıştı.

İnşallah bi kaç gün sonra ona seçimlerde Tayyip'e oy verdiğimi ve Tayyip'in canım ülkemimizi emperyalist köpeklerden (içimdeki Doğu Perinçek çık dışarı) kurtardığını ve darbenin ordudaki gizli emperyalist şerefsiz fetö'cü komutanlar tarafından yapıldığını söylediğimde kalp krizi geçirmez.
İnşallah bi kaç gün sonra "Atatürk'ü de çok büyütmemek lazım. O da Tayyip gibi, kendi yaşadığı günlerdeki şartlara göre yapması gerekeni yapıp ölmüş işte" dediğim de gözleri fal taşı gibi açılmaz. Neyse bakalım artık neler olacak.

Diğer ev arkadaşımda onun için "iyi birine benziyor" dedi. Hatta çok seksi bulduğunu da belirtmeden geçmedi :)
Ama bu evde, ev arkadaşlarımızla sevişmek yasak olduğu için, bu tür muhabbetleri yapmıyoruz ve o an kakara kikiri yapıp geçtik.

Eve şimdi birini bulmuşken, ikinci ev arkadaşını da aramaya başladım. Bakalım o nasıl biri olacak.
İnşallah bunun gibi beyni iyice domestos'la yıkanmış halde ak pak değildir. İnşallah kendi fikirleri, kendi düşünceleri, kendi dünyası olan biri olur. İnşallah tek bir doğruya saplanıp kalan yobazlardan biri olmaz. İnşallah inşallah inşallah.

bi de şimdi böyle diyorum ama açıkçası çocuk çok saf ya. Sadece sikilmemek için sürekli tedbirde duruyor gibi bir havası var. Artık nasıl bi hayat yaşadı bilmiyorum ama sanki sürekli insanların onu kandırmak istediğini sanarak konuşuyor.
En ufak bir muhabbette bile, bi bakıyorum ki hemen lafın altında kalmama çabasına girişiyor. Gerçi yaşı küçük olduğu ve orduda beyni yıkandığı için böyle davranması normal ama bakalım artık. Hem sırf bağcığını yanlış bağladı diye, ceza olarak, ota boka saatlerce selam verdirilen bi çocuktan ne beklenir ki? Nasıl bir dünya görüşü ve nasıl bir dış dünya iletişimi istenebilir ki? Çok da şey yapmamak lazım.

Hazır ondan bahsetmişken dün de onunla yaptığımız spontan "bayrak" konulu tartışmamızdan bahsedeyim mi?
ahahaha neyse bahsetmeyeyim, çünkü olay hem çok basitken komplike bi hale döndü ve şimdi tam olarak aklımda değil, hem de ben tartışmanın sonunda "bayrak bir bez parçasından başka bir şey değildir. her şeyden daha önemli olan ise sadece insan yaşamıdır. çünkü insan varsa, bayrak ve diğer şeyler var olur. insan yoksa bayrak asla veya diğer şeylerin hiçbiri olmaz. o yüzden kutsal olan tek şey insanın yaşamıyken, bunun üstüne "ama ama ama" diye başlayan cümleler eşliğinde başka hiçbir şey söylenemez" deyince onun tüm sinirleri alt üst olduğu için kalkıp kendi odasına gitti.
En azından ben evden ayrılmadan önce, elimden geldikçe onu insanlaştırmaya çalışayım. Yoksa böyle mekanik düşünmesi pek hayra alamet değil ve olmayacak da.

Neyse zaten ben de yazmaktan sıkıldım. Yazarım yine. stop.

15 yorum:

  1. Bir eşcinsel ve Kürt olarak Hükümeti savunman gerçekten ne kadar dolu bir beyine sahip olduğunu gösteriyor. Neyse asıl söylemek istediğim belki Hükümet bu TİYATRO'yu (darbe böyle olmaz) organize etmedi ama bunu yapan insanların önünü kim açtı, okyanus ötesine yollanan selamları, hoca efendi diye ölüp gebermeleri ve polisin, kamunun, askerin her şeyin içine kendi adamlarını sokmaları.. O yüzden böyle elleriyle koymuş gibi ihraç ediyorlar insanları. Çünkü elleriyle koydular. Senin gibi cahil olduğunu bilemeyecek kadar cahil olanlar yüzünden de böyle Hükümetler dadanır başımıza!

    YanıtlaSil
  2. @adsız her kimsen, sıçıcam senin kalıplaşmış eşcinsel algına, kalıplaşmış kürt algına ve kalıplaşmış diğer tüm algılarına da ha. bu ne ya. kafandaki bana uygun gördüğün doğruyu illa bana dayatma, benden beklediğin davranışı göstermemi bekleme, benim için uygun gördüğün gibi düşünme mi bekleme. 
ne bu ya? illa senin, benim için doğru bulduğuna mı inanmam ve ona göre mi yaşamam lazım? 
iki yarrak tutup götümü siktiriyorum diye, bu millete düşman mı olayım?
    kürt’üm diye devlete baş mı kaldırayım? valla beni devlet yaratmadı, beni allah kürt olarak yarattı. senin gibilerin mantığıyla develete değil, allah’a baş kaldırmam lazım. 
ama tabii sana göre, benim allah’a inanma da yasaktır. çünkü göt sikip yarrak yalıyorum da, allah’ı yok sayıp, her gün “allah tü kaka” demem lazım. öfff sıkıldım bu ezberci kafanızda. kafanıza soğıyım.

    utanmadan bi de "darbe böyle olmaz" diyorsun. he canım he anladım, 250 kişi ölüp öte tarafa gitti beğenmiyorsun, yetersiz buluyorsun anladım. he canım he tanrıların illa caddelerden sokaklardan oluk oluk kan aksın, boğazda cesetler günlerce yüzsün istiyorlar biliyorum. 
ama ne yapalım, darbeci şerefsizler anca 250 kişiyi öldürebildiler. tanrılarına söyle bu kadar az kişinin canı alındığı için kusura bakmasınlar. belki bi dahaki sefere daha fazla kişiyi öldürürler de o zaman sen ve senin gibilerin içi rahatlamış olarak, bunun bir darbe olduğuna inanırsınız. başka ne diyim ki?

    ya hadi her şeyi geç, diğer darbelerden haberin var mı? o darbeler gerçekleşirken kimse öldürülmedi bile. sadece asker silahını alıp, önemli yerlere gitti ve oralara el koydu o kadar. bunları ben sallamıyorum, her yerde yazıyor. gidip önceki darbeleri araştırabilir, okuyabilirsen sen de göreceksin.

    15 Temmuz darbesinde ise, daha el koyma aşamasının başında millet ayaklandı diye 250 kişi öldü. eğer darbeciler tamamen başarılı olsalardı neler olurdu görmek ve bilmek istiyorsan, (yukarda da dediğim gibi)önceki darbelerin hemen sonrasında yapılanlara bak. onları araştır. o darbeler esnasında kimse ölmedi ama sonrasında binlerce insan boş yere tutuklanıp hapse atıldı, işkence altında öldü. biliyorum ezbere konuşmak daha zevklidir. çünkü ben de bazen ezbere saçmalarım. ama sana tavsiyem en azından bu konuda (zahmet olacak ama) beynini kullanıp önceki darbeleri araştır.

    YanıtlaSil
  3. Tüm ordunun sadece %1 i darbeye kalkışmışken iyi niyetli insanları sokağa sürüp katledilmelerine sebep olmak övülesi mi, büyük devlete yakışır mı? 2002 yılından beri methiyeler düzdükleri, ne istedilerse verip güçlendirdikleri adamla çıkar çatışmasına düşünce onları tasfiye etmek için dersanelerden başlayarak tüm kaynaklarını kesmeye başladılar. Evet darbe bekledikleri ve aslında istedikleri bir şeydi. Çünkü bu şekilde yapacakları eylemleri ve zulümleri haklı çıkarabilirlerdi. Tiyatro'dan kasıt kendine kendi adamlarınca darbe yaptırdı demek değildir.
    Yüzlerce gazeteci içerideyken, televizyonlarda sadece AKP yandaşlarınca propaganda yapılırken, farklı tüm sesler bastırılırken, tek kişinin keyfiyetine bağlı yönetim benimsenirken, eğitim sistemi kendi dinlerinin öğretileri ile bezenirken Tayyip'ten ne adına memnunsun?
    Dinci faşist, eline güç geçse seni gay olduğun için yüksek binadan aşağı fırlatılman gerektiğini düşünen işidçi kafayı, bilimum benzeri tarikatları emperyaller yaratmadı bu ülkede. Hastalık kendi bedeninde bu ülkenin. 100 yıldır bu ülke birbirine düşmediyse o bir cümlede özetlediğin Atatürk sayesinde oldu.

    YanıtlaSil
  4. rahat okuman için madde madde cevap vereceğim:
    1-tüm ordunun %1'i katıldı çünkü zaten diğerleri o %1'in emrini yerine getiriyordu. bu yüzden rakamsal olarak desek bile, mantıken %1 diyemiyoruz. allahtan o %1'in içinde bile halkı sevenler varmışki, bazıları emirleri yerine getirmediler. bazıları da halkın ayaklanmasından sonra korkup geri adım attılar. o geri adımları nasıl attıklarını da mahkeme kayıtlarında, kendi ağızlarından okuyabildik. istersen ön yargını yavaşça yere bırakıp sakinleştikten sonra sende okuyabilirsin.

    2-çıkar çatışması veya başka bir şey, sonuç olarak bugün nerede ve kimin yanında durduklarını önemsiyorum. bu yüzden de geçmişte kimin nasıl, ne zaman, nerede, kiminle, ne bok yediği sikimde değil.

    3-yüzlerce gazeteci içerde değil. kendine gazeteci diyen bu halka düşman onlarca kişi içerde. içerde olanlardan da sadece 3-5'inin gazetecilik vasfı var. diğerleri senin benim gibi, sağda solda yazıp çızıktıranlar.
    gazeteci olanlar da temiz insanlar değil. benden daha pisler. çünkü tetikçilik yapıyor, ortalığı karıştırıyorlar. şu an; halkı birbirine düşürmeye çalışanların, yasalarla cezalandırılmasını destekliyorum.

    4-farklı tüm sesler bastırılmıyor. yalan ve yanlış haber yapanların imüğü sıkılıyor o kadar. ama buna rağmen hala haber yapabiliyorlar. inanmıyorsan git cumhuriyet gazetesi al, sözcü al oku. yalanı manşetten vermeye bile utanmıyorlar.

    5-Dinci faşist diye tanımladığın insanların elinde olan güç, şu an hiç kimsede yok. Ben de gayet rahat yaşıyorum. İşidçi kafa dediğin topluluğun da, islam diniyle alakaları yok. adamlar tamamen dinsiz bir güç topluluğu. hatta içlerinde, fransız, amerikalı, italyan, isveç, yunanistan, portekiz vs vs milletlerden insanlar da var. bu rakamları uluslararası basının haberlerinde kendinde görebilirsin. senin için üzücü bir haber; Tayyip işid'i sevmiyor :(( ve hatta onlarla savaşmaları için sınıra sürekli asker gönderilmesi emrini de Tayyip veriyor :(((((
    (bu arada tayyip'i sevmiyordum, ama şu son 2 senede iyice sevdirdiniz. hatta zorla sevdirdiniz. iyi oldu, en azından önümdekileri artık daha rahat görebiliyorum)

    6-ne yazıkki yine yamuluyorsun, çünkü; tarikatlari emperyaller yarattı :(
    bu konudaki gerçeği bilmiyorsun o yüzden yazdığın bu saçma cümleyi de sinirli olmana bağlıyorum. ama tabii bilmek, doğrusunu öğrenmek için geç kalmadın, çünkü nefes alıyorsun, umut hala vardır. bilmek için ise tarikatları araştırmanı öneririm. sadece türkiye'deki tarikatları da değil. genel anlamda tarikatların çıkışları ve kaynaklarını falan da araştırmalısın. yoksa küçük türkiye'ye haps olduğun için burdaki bakış açın gerçeği görmeni engeller. ama başlangıç olarak Menzil tarikatından başlayabilirsin. bu konuda yapılmış olan araştırmalardan en az 15 kitap okumanı öneririm. menzil tarikatından ayrılan şeyhlerin yazdığı kitaplar da var. onları da bulup okumalısın. gerçek tam önünde. ona dokunman için elinin cıs olmasına katlanman lazım.

    

7-100 yıldır bu ülke birbirine düşmedi mi? çüş amınakoyim çüş! bu ülke daha ne kadar birbirine düşsün? mal mısın nesin? ermenilerin türklere, türklerin ermenilere, türklerin kürtlere, kürtlerin türklere, ermenilerin kürtlere, kürtlerin ermenilere, çerkezlerin x’lere, y’lerin z’lere yaptığı az mı? daha yakın tarihten örnek; kovulan rumlar, yağmalanan gayrimüslüm dükkanları? evleri. bu ülke daha ne kadar birbirine düşsün. illa çanakkale boğaz cesetlerden dolayı kapansın mı istiyorsunuz nedir derdiniz anlamadım ki?

    YanıtlaSil
  5. Yazıların enteresandı, sana ait olan alt tanımlayıcıların beni zerre kadar ilgilendirmiyordu, bir süredir takip ediyordum fakat şu son yazdıkların neticesinde seninle olan tek taraflı diyaloğumu kesiyorum. Gerçek hayatımda da yukarıda sahip olduğunu anladığım fikirdeki şahıslarla selamı sabahı kestiğime inanmalısın. Kusura bakma..

    YanıtlaSil
  6. senin adına üzüldüm.
    çünkü kendine örmekte olduğun duvarlar yükseldikçe, güneşi görmekte daha çok zorlanacaksın. bu senin tercihin olduğu için saygı duyuyor ve böyle yaşamanı desteklerim de. buna rağmen lütfen ara ara gel. fikir alış verişi yapmayı bırakma. hem biliyorsun; sen istemediğin müddetçe kafana bir şey girmez.
    son olarak; birbirimizin nasıl düşündüğünü yazılı olarak görmemiz ikimiz için de iyi olacaktır. yazmaktan ve insanlarla iletişim kurmaktan korkma. pozitif anlamda; biraz daha cesur ol. bu eksik sende. tamamlanmaya ihtiyacın var.

    YanıtlaSil
  7. (Sadece ikinci yorumu ben yaptım)
    Şöyle ki, istediğini sevmekte veya sevmemekte herkes özgür. Tayyip'i tabiki sevebilirsin. Sonuçta din güzellemesi ile Türkiye nüfusunun yumuşak, üzerine oynanması en basit kısmına çok iyi hitap ediyor. Tabii sağolsun yol, köprü de yaptı her gün televizyonda kabadayılık tasladığı yabancılara ait şirketlere türk ekonomisini açması ve 15 yıllık özelleştirme süreci sayesinde. O yollarda sürülecek bol bol yabancı marka araçlara da ihtiyaç olacak onu da alıveririz gavurlardan. İçerde de veririz mehteri, din bezirganlığı ve milli duyguları sömürmek zaten uzmanı olduğum iş.Hani bu tip bir ekonomi sürdürülebilir değil ama en azından beni iktidarda tutmaya yetecektir mantığı.
    Biraz da işid ve tarikatlar konusuna geleyim. Suudi Arabistan da işid'e karşı ve onu yok etmeye çalışıyor. İşid' in Suudi Arabistandan din ideolojisi anlamında hiç bir farkı yoktur. Tek fark işid'in devlet haline gelememiş olmasıdır. Aynı barbarlık din adına suudi arabistanda ve bilimum benzer ülkelerde de kısmen göz önünde kısmen kapalı kapılar ardında yapılıyor.
    İşid'e karşı savaşın sebebi tamamen kendilerine siyasal-politik bir tehdit haline gelmesidir. Ahmet Davutoğlu döneminde onların adı " batıya karşı öfkeli gençler topluluğu " idi. Toplumsal değişimler öyle 3-5 yılda gerçekleşmez, on yıllara yayılır. Umarım sıra eşcinsellere gelince de sırf senin menfaatin dumura uğrayacak diye Tayyibe düşman olmaz ve sevmeye devam edersin. Adamın dinine göre (fıkıh kitaplarına bakarsan) yakılman veya yüksek bir binadan aşağıya atılman lazım. Kuran'da da lut kavminin helaki süreci eşcinselliği dayatmak ve zulmetmek üzerine olsa da eşcinsellik durumu da olumsuz bir nüansla verilir. Söylediklerim sert gelebilir ama bunlara biraz çaba ile çok rahat sen de ulaşabilirsin. Bana inanma, git kendin araştır ve kendi fikrini oluştur.
    Tarikatları batı çıkarmadı ama zaten var olan bir malzemeyi kendi çıkarına kullandı ve kullanıyor.

    YanıtlaSil
  8. istediğim kişileri sevebileceğimi bilmiyordum. umarım bunu laf sokmak için değil de, gerçekten inanmış ve içinden gelmiş olarak söylüyorsundur. çünkü eğer istediğim kişileri sevme iznim varsa, şimdi hemen, şu an da istediğim kişileri sevmeye başlıyorum. yani cidden, istediğim kişiyi sevebileceğimi belirttiğin için çok çok çok çok sağ ol.

    ama sanırım tayyip’i; senin de dediğin gibi din güzellemesi ile biz basit insanları kandırmasından dolayı seviyorum. (gerçi benimki sevgi değil, ne yapcaz bilmiyorum) ben hep kandırılan basit insan, sen kandırılmayan muhteşem insan, ben hep gözü kapalı insan, sen gözü uyurken bile açık harikulade insan, ben uyuşuk hımbıl, sen cingöz asla kandırılmaz, asla uyutulmaz muhteşem ötesi harikalar harikası insan. bana yolu göster, doğruyu göster. kandırılmama izin verme. bende senin gibi kandırılmamak istiyorum. yardım et banaaaaaa! 
 
türk ekonomisini yabancılara açılması konusunda sana kötü bir haber vereyim; bu iç ekonominin dışa açılması ne yazıkki dünyanın her yerinde (tüm ülkelerinde) var. ne yapcaz bilmiyorum. resmen hepsi aynı yoldalar. bence biz senle el ele, omuz omuz, kol kola girip bunu durduralım. bütün dünyanın yanlış yolda olduğunu, dünyaya gerekli olanın ekonomik faşizm olduğunu belirtmeliyiz. ülkelerin, birbirileriyle ticari ilişkiler kurmalarının yanlış olduğunu, kendi içlerinde üretip, kendi içlerinde tüketmelerinin, tıpkı bir tür organizma gibi kendi kendilerine kapanmış içe dönük yaşamaları gerektiğini duyurmalıyız. yanlış yapıyorlar ve böyle giderse, ticari ilişkiler iyice sağlamlaşırsa bir daha asla geriye dönülemeyecek şekilde boka batacaklar. bu yüzden yarından tezi yok işe başlayalım, yola koyulalım. hatta ilk ülkeyi de sen belirle, hangi ülkeden başlayalım, türkiye olmaz. burayı tayyip yönetiyor, burdaki insanları kandırmış ve bu kandırılan insanları biz ikna edemeyiz. tayyip’in yönetmediği, dinle kandırmadığı bir ülke söyle hemen gidip ordan başlayalım. onları ikna etmeli ve dünyanın gözünü açmalıyız. yeter artık! sen ve ben bu gidişe bir dur demeliyiz!!!!!!

işid gibi silahlı dini terör örgütleri konusunda “arı kovanı teorisi”ni araştırmanı öneririm. henüz internette çok fazla yayılmadığı için pek bilen yok. ama yine de ufak ufak bilgiler bulabilirsin. bu teori aslında işid ve benzeri diğer “silahlı” tüm örgütler için de geçerli. ama kesin sen bu teoriyi de biliyorsun ve ben şu an boş boğazlık ediyorum.

    dini oluşumlardaki (tarikatler) örgütler konusu ise çok ayrı bir alan ve doğruya ulaşmak için; işid benzeri dini örgütlerle, sadece tarikatleşen örgütlerden bu ikisini birbirinden ayırt ederek ilerlenmeli. çünkü biri allah için vurup kırmayı, asıp kesmeyi emreder ve öyle örgütlenir, öyle saldırıyor. diğeri ise allah için yemeyi bırakmayı(kendisine biriktirir çünkü) asıp kesmenin yanlış olduğunu vs vs söyleyerek, (ki doğru olsa bile, araya kattığı yanlışlar daha fazla) insanları etrafına toplar, gerçek din’den uzaklaştırır ve insanın dini özgürlüğünü yok ettikten sonra sömürmeye başlar.

    iki örgütün de kökü çok sağlam. tarikatlerin ki çok gerilere teeeeeeeee mısır medeniyeti ve hatta daha eskilere dayanır. işid ve benzeri dini örgütlerin geçmişi ise çok fazla geriye gitmez. bunu da araştırarak öğrenebiliyorsun.

    şu damdan atılma konusuna gelince; Adamın dinine göre yaktığı kimse yok, damdan attığı kimse yok. yoksa attı da benden mi saklıyor?
    ama yapmadı ve sen uyduruyorsan başka tabii. öte yandan kur’an’ın eşcinselliğe bakışını tabiki biliyorum ve araştırdığımı da tahmin edebilirsin. ama tabii bu tarikatların, işid gibi terör örgütleri ve fıkıh kitaplarındaki algı çok farklı. bu da islam olmuyor. kur’an’a, islam’a iftira atmak oluyor. (ohh be çok şükür bir konuda hemfikiriz. yoksa acaba tayyip seni ikna etmeye mi başladı? sen de mi akp’ye oy vercen namısssız.) söylediklerin sert değil, masum görünen cahil bir aptallıkta yazılmış cümleler. eminim buna inanmasan zaten dile getirmezsin. her şeye rağmen uykundan uyanman dileğiyle.

    YanıtlaSil
  9. Senin konulara yaklaşımın tamamen karşıdakini alaycı bir tavırla aşağılamak ve küçümsemek üzerine kurulu. Amacın kesinlikle fikirlerini tartışmak değil. Sen kazanmak için oynuyorsun. Söylediğim her şeyi ya kasıtlı olarak amacından saptırıp ya da anlamadığın için anlamsız, alakasız yorumlar yapmışsın. (Tayyipten neden hoşlandığın belli.)

    YanıtlaSil
  10. alaycılığımın tayyiple ne alakası var :D

    ve cevaplarımı okurken, alaycılıktan arındırmış halde kafanda göremiyorsan, yapabileceğim bir şey yok. çünkü bu senin analama kapasitenle akalı bir durum :/

    YanıtlaSil
  11. İlgiyle okuyordum gerek tatyip ile olan düşünceleri gerekse okuyucularına verdiği terbiyesizce cevaplar yüzünden bir daha bu blogu ziyaret etmeme kararı aldım umarım yazdıgın yazıları sadece kendin okuyacak duruma düşersin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Al benden de o kadar. Bu kadar gerizekalı bir insan olabilir mi? İnsanlık ve AKP kelimelerini yanyana getiren ilk eşcinsel birey bu herhalde. Hergün lgbti lere küfür edip linç eden partiyi destekliyor. Yazdıkça batmış, insanlık dedikçe tökezlemiş.

      Sil
  12. uzatmadan hemen söyliim: doğrusu gelip gelmemen sikimde değil. çünkü burayı daha en başından bu yana, birilerinin hoşuna gidecek şeyler yazmak için açmamıştım. yani; hoşuna gidecek şeyler yazmamı bekliyorsan daha çok beklersin.

    YanıtlaSil
  13. Seni yıllardır takip ediyorum, sürekli birileriyle atışmaların oluyor, kavgalısın kimseye anlaşamıyorsun. Belki de yalnız olmanın sebebi budur. İnsanları idare edemiyorsun :) Önerim; bu kadar açık yazma, hayatının genelinde de bu kadar açık olma. (Elif)

    YanıtlaSil
  14. son yorum sahibine "uzayda hayat var mı?" diye sorasım geldi.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.