Bir kaç haftadır kafam allak bullaktı. Öyle bir bulanıklık ki; sanki biri kafamın içine bir kaç tane aç kuduz köpek salmıştı ve onlar da tüm düşüncelerime et parçasıymış gibi saldırıp duruyorlardı. Durum böyleyken hiçbir şey hakkında sağlıklı dğüşünemedim. Hiçbir şeyden emin olamadım. Her şeye şüpheyle yaklaştım ve sonuç olarak durum şu: Öküz Herif beni seviyor.
Ayrıntılı olarak ise şöyle:
Adam da büyük bir değişim var. Yani bir insan böyle değişemez.
Zaten durum böylesine büyük bir değişim geçiremeyecek kadar şaşırtıcı. Öyle ki; barışmış olduktan sonra her söylediği sözünü yalan sandım, her yaptığı hareket samimiyetten uzak ve soğuk geldi. Ama yine de pes etmedim "ya ciddi ise, ya samimi ise" diye diye devam ettim.
Çünkü yanağımı öperkenki o samimi şiddetli dudak bastırışları, elimi tutmak isterken aynı zamanda gözlerimi de yakalamak isteme arzuları ve bana baktığı andaki dudak titreyişleri, gözlerinin içinde yanıp sönen ateş böcekleri, kalabalıkta bile küçük bir bahaneyle dokunmaya kalkışması çok etkileyiciydi. Resmen şu an yazarken bile titredim ve yalnız kaldığımda onun bakışları aklıma geliyor ya; ne kadar zangırdadığımı düşünebiliyor musun? İşte o derece değişmiş yani.
Ama bu değişimine rağmen; bana, geçen yıl ve bir önceki yıl yaşattığı o Hitler Dönemi davranışları aklıma geldikçe, ona işkence yapmalıyım diyorum kendi kendime. Çünkü ben fazlasıyla yaramaz piç biriyim ve asla uslu duramam.
Çünkü eskiden onunla geçen o mutsuzluk dolu, her anı tek taraflı aşkla kaplı günleri unutamadığım için, bir nebzede olsa hıncımı almalıyım diye düşünüyorum.
Ve bu yüzden sürekli onun beni sevdiğini ispatlamasını gerektirecek hareketlere yönlendiriyorum. Bazen farkında oluyor, bazen ise hiç farkına varmıyor. Bana eğlenceli gibi gelsede, bazen siktir edip koyverdiğim de olmuyor değil.
İşte o anlardan birini de geçen akşam yaşadık. Uslu uslu oturmuş tv'de aptallar sizsiniz yarışmasını izliyorduk. Sonra o her zamanki gibi öpmeye başladı, öpüceklerden önce kaçsamda, sonra karşılık vermeye başladım ve olay koptu. 5 dakika sonra ağlarcasına öpüştüğümüzü ve bir an durup, büyük bir içtenlikle, derin bir nefes alışla beraber adını sayıklayarak seni seviyorum demek istediğimi farkettim ve adı tam ağzımdan çıkmıştı ki, devamının gelmemesi için kendimi durdurup dudaklarımı dudaklarına yapıştırarak ağzımı susturdum.
Resmen seni seviyorum demek zor geldi bana. Sanki seni seviyorum demek öylesine kolay söylenebilecek bir cümle değilmiş gibi geldi bana. Ve cidden söyleyemedim. Zaten dudaklarına yapıştığımda durdu ve bana bakıp sımsıkı kucakladı.
Sonra işte hiç konuşmadık ve sarılarak sevişirken uyuya kalmışız. Sabah o benden önce kalkıp işe gittiği için onu göremedim, giderken beni de uyandırmaya kıyamamış şerefsiz ve bu yüzden işe geç kaldım.
Gün içinde bir kaç defa telefon açtı ve her defasında "dün gece adımı söylerken titredin, resmen içime işledin. tüylerim diken diken oldu" cümlelerini söyleyerek, önceki geceye bağladı, bende her defasında başka şeyler söyledim ve konuyu değiştirdim.
Sanırım ben daha önce birini hiç bu kadar sevmedim, ya da ilk defa birini seviyorum.
Sevindim.
YanıtlaSilAzcık intikam al ama fazla da abartma derim.
Zor bir durum. Sevdiğinden eminsin ama emin değilsin. Nasıl oluyorsa artık... Yorumumu okuduğun andan itibaren onun hareketlerine dikkat et bir süre. Atıyorum 3 gün. 3 gün sonunda bir karar ver, seviyor musun yoksa sevmiyor musun? Bana seviyorsun gibi geldi. Neyse, kolay gelsin bu işlerde sana :( kal sağlıcakla
YanıtlaSilparçala beni :D ya senin yazış stilinde harika hesaplamalarıma göre 30 mu olyorrsun hımm 30 :D kuduruk :D
YanıtlaSil