Bu aralar paralar suyunu çekince, bende sağda solda başı boş itler gibi oyalanmak yerine eve kapattım kendimi. Sanki hayat zaten evimin içindeymişcesine, her bi köşesine daha bi dikkat etmeye başladım. Evin en olmadık yerlerindeki yaşam belirtileri yüzünden aslında yalnız olmadığımı daha iyi anladım. Balkon tam bir güvercin yuvasına dönmüş, yuvalarında bi kaç yumurta olduğundan dolayı dağıtmaya da gönlüm razı olmuyor. Geçen bi kap su bıraktım arkamı döndümki dökmüşler bile. Bi an kızgınlıkla beni anlıyorlarmış gibi en samimi halimle "zıkkım için" deyip tası aldım içeri ve bi daha da su vermedim. Evin dışı böyleyken, içi ise balkona oranla daha eğlenceli sanki. Çünkü ortalıkta çeşitli büyüklükte karıncalar cirit atıyor, kıyıp süpüremiyorumda. Tek korkum gece uyurken götüme kaçmaları, taşşaklarımı kemirmeleri falan.
Sokakta da genelde başım önüme eğik yürüyen biri olduğum için evin içinde de gezinirken sıkıntı çekmiyorum, böylece karıncalara basmayıp "ahğğlarını" almıyorum. Zaten can dediğin aynı acıları hisseder, bedenin büyüklüğünün ne önemi var. Geçen yanlışlıkla bi tanesine basınca, sanki bana basılmış gibi bi anda irkildim ve ayağımı kaldırıp bakınca karıncanın bana mısın demeden yoluna devam ettiğini görünce şaşırdım. Aslında bizde böyle olmalıyız, yaşadığımız ağır travmalar, en büyük hayalkırıklıklarına rağmen takılıp kalmamalı, yolumuza hiç sikilmemiş gibi devam etmeliyiz...
Karıncalar var ama, evde henüz bi tane dışında hiç hamamböceği görmedim ona üzülüyorum. Hamamböceklerinin kafalarının koparıldıktan sonra bile haftalarca yaşadığını biliyormuydunuz? Gerçi doğduğundan bu yana kafasız yaşayan onca insan varken, kafası koparılmasına rağmen haftalarca yaşamaya devam eden hamamböceklerine şaşırmamak lazım.
Perdelerde örümcekler peygamber ağı ördüler, temizlemek zor geliyor. Zaten balkona da güvercinler yumurtlayıp duruyorya, sanırım yakında Cebrail'den ilk vahyi almaya başlayabilirim. Peygamberliğimi ilan edersem sakın şaşırmayın. Hem ne olmuş yani, eşcinsel bir peygamber olamaz mı? Düşünsenize ayetlerinde "kadınlarınız sizin tarlanızdır istediğiniz gibi ekip biçin" demek yerine "sizi ölümüne seven erkekler tarlanızdır, istediğiniz gibi sikip atın" diyor. Huuu huuuu seni bekliyorum cebraaaiiil.
Şu an üstümde olan pijama sanırım 2 aydır çamaşır makinesinden ayrıldı ve o günden bu yana hala çamaşır makinesinin deliğini görmüş değil. Üstelik ben bu pijamaya her gece uyumadan önce boşalalıp, her tarafım yapış yapışken uyuya kalıyorum. Bu kadar pis bi pijama olmasına rağmen kalkıp temizlemek için makineye atmak bile zor geliyor bana. Gerçi pis bi peygamber olmaz değil mi? Her şeyden önce peygamber dediğin adamın veya kadının dışı temiz olmalı, içini ne yapcaz ki?
Bazen üstümdeyken duşa girdiğim giysilerimde oluyor, ama o zamanlar genelde hayattan tamamen bıkmış olduğum ve aslında göz yaşlarımı kendimden bile saklamak için alelacele duşa girdiğim zamanlara denk geliyor. Neden ağlıyorsun derseniz; sevdiğim ve aslında hiç bi zaman hayatıma girmeyecek olan adamlar için ağlıyorum. Çünkü elimden yapacak başka bir şey gelmiyor. Gözyaşlarım akmamasına rağmen, duşun damlaları yardımıyla ağlayabilmek rahatlatıyor beni. Tüm bunlara rağmen alkol alan biri olmadığım için, yatıp kalkıp mideme teşekkür ediyorum. Çünkü alkolün daha ilk yudumunda kusan bi midem var. Düşünüyorumda; tüm bu parasızlığıma rağmen yinede alkol alabilen biri olsaydım, sanırım iyice çekilmez olurdum. Zaten sarhoş bi peygamber de çekilmezki. Düşünsenize cebrail'den diye yanlışlıkla şeytandan ayetler okur ümmetine.
Sabah kalktığımdan bu yana nette domalıp duruyorum. Dolanıp durmalarım sadece porno sitelerinden ibaret ve uyandığımdan bu yana en az 3 defa osbir çektim ve her boşaldıktan sonra, anında kapadım pornoları.
Ama olmuyor, aklım hala hafif kıllı erkek göğsünde, sakallı suratlarda ve "öpüşelim mi" dercesine masumca bir şehvetle karşısındakinin gözlerine bakan o ifadelerde.
Bazen aynı pornoya aylarca takılıp kalıyorum. Artık adamın kaçıncı dakikada götüne giren yarrağın canının yaktığını ve nerde numaradan olduğu her halinden belli bir zevkle "ohhh yeeaahh" dediğini bile ezberliyorum. Ve onu siken adamın aslında rol icabı bile sikmekten çok, sikilmekten zevk aldığını bir kaç defa izledikten sonra anlamış oluyorum. Tuhaf gelmiyor değil tüm bu olanlar, elbetteki tuhaf geliyor, odun değiliz!! peygamber olcaz dedik ya...
Ama işte onları da numaracıktan zevk alıyormuş gibi davranmaya iten gerçek bir sikiş sahnesi var ortada ve tüm bunlar karşılığında karınlarını doyurmak için para alıyorlar. Hayat hep bir sıfır önde. Ne yaparsan yap alttında kalan sen olacaksın.
Bazen bende çok parasız kaldığımda gidip götümü para karşılığında siktirmeyi düşünmüyor değilim. Hele bide sevdiğim adamların aslında beni sadece götten ve yarraktan ibaret bir canlı olarak gördükleri zamanlarda. O zaman daha iyi anlıyorum; aslında sevginin bi bok olmadığını, sevmenin beş para etmediğini ve tüm anlam yüklediğim siktiri boktan anların değersizliğini. Ama yinede kalbime laf geçiremiyorum. Azmış piç!! dinlemiyorki beni. Her giren kazıktan sonra, gözlerimle yenisini arayıp duruyor.
Peygamber'im çok yaşa.
YanıtlaSilDinimize de bir ad bulmalıyız.
ya escinsel olabilirsin,paranda olmayabilir,sevilmedigini dusunup isyan bayragini cekip kendine aciyabilirsinde ama bunlarin hic biri pis olmana bahane degil ,pissin iste ya ne bu kokusmusluk,cidden yazindaki gibiyse eger durumun vahvahhh ,hayat sana pis ol demiyor,kalk cekiduzen ver kendine bu halinle kimden sevgi bekleyebilirsinki...sen kendini sevmiyorsun baskalarindan istiyorsun...sevgiyi siktir ed birkere saygin yok ...evin var,muslugunda suyunda akiyor.su ve sabundur temizlik...yimirtadan tiksindirdin baska seyden sogutma allasen ya kalk gir banyoya cunuplu cunuplu yaziyorsun yaziyida mindar ediyorsun kokmus sey seni..heaa pijamanida iyi citile...hadi kolay gelsin
YanıtlaSilhayat erkeği neyi fark etmiş bliyor musunuz? kelimelerin gizemli ve büyülü dünyasını..
YanıtlaSilsavurup duruyor onları, klavye bile aşınıyor ama bir yandan kendi de savruluyor aşınıyor.. kah yeri geliyor mübalağa yöntemiyle kah edepsizce sıralıyor cümlelerini ama bunu yaparken merkezdeki "kendi" çırılçıplak kalıyor.. belki gerçek olmayan gerçeklik hayat erkeğinin acıları haline geliyor, belki de acılarına hüzünlerine yenileri ekleniyor, belki gerçeküstü bir dille ruhunun fırtınalarını anlatıyor.
hayat erkeği kendi türküsünü söylüyor yeri geliyor bas bas bağırıyor, yeri geliyor kendince sessizce mırıldanıyor. onun o görece sessizliği aylardır su yüzü görmemiş yapış yapış hayat kokan, erkek kokan, özlem kokan pijamasının acısı ve hüznü kadar çığlık çığlığa ama..
seni takibe devam hayat erkeği..
özge nerelerdesin, kayboldun gitti
Silher yazının sonunda müthiş tespitler.mükemmelsin hayat erkeği.
YanıtlaSilküçükşey
Öldüğün zaman biraz ışıkta dolanıp tekrar geri geleceksin.Ve öncedende binlerce kez geldin.Her gelişin sana birşeyler öğretmek içindi.Şimdi burda buna tanık oluyorsam benim de bir payım var demektir.
YanıtlaSilSende yarattığım bu durum için;
Senden özür diliyorum,
Lütfen beni Affet,
Varoluşun için teşekkür ederim,
Seni seviyorum...
yazının başlığından yola çıkarak aslında pekte öyle olmadığını nerene olursa olsun giren çıkanın ayrı ayrı sorulacağını (akıl kalp beden) ifade etmek istiyorum. Büloğunun %35i kadarını okumuş biri olarak hislerini olmasa da yaşadıklarını bildiğimden ötürü diyorum ki; şimdiye kadar Hakk'tan aldıklarını halka verme zamann gelmiş. Evden kaçtığı gün HAM olan o erkek yıllar içinde sikişe sikişe (sex ile) yeterince PIŞTIğini görüyorum.(böyle yazarken alınacağını sanmıyorum çünkü senin dilini kullanıyorum ve bunu yapma amacım makamına çıkmak veya seviye düşmek değil; kendime yakın hissettigim için) (ve ayrıca herhangi bir hor görme durumu ifade etme amacı gütmediğimi belirtip) YANMA vaktinin geldiğini bilmeni istiyorum. he şimdi dieceksin ki: "be ibne, be göt, 'sen benim nasıl yandığımı nerden bileceksiniz' " ama okuduklarimdan gordugum kadariyla yanmamissin daha. Ve ben yanmani yurekten istiyorum. Yanmak ne dersen iste ona verecek cok uzun cevaplarim var. Halka vermek yanmak. Hakk'tan aldigini. Bunca yildir meşk etmişsin sayısız erkeğe. Şimdi aşk etmelisin bir veya bir sürü kıza. Zaferlerin olmali yani. Ancak o zaman seninde bir şefaatçin olur bil! Çünkü suçlusun. Erkeklere ilgi duyman sevmen ve kendi algında bunu aşk doye tanimlamani ne yargilama hakkim ne de yadirgama hakkim var. Ama gerçek şu ki bu bir kavmin helak olmasina yol acmis bir sebep. Yani en agir cezanin uygulandihi bir sebep. Ve bil ki bunun bu kadar buyuk bir ceza gerektirmesinin de bir sebebi var. hatta ayet "siz sehvetle hemcinslerinizemi yaklasiyorsunuz, apacik cahillik ediyorsunuz" seklinde meali oldugunu bildigimden ve de cahilligin 'yaptigini bilmemek olarak tanimlandigini dusunursek' bunun bir mana ifade ettigini goruruz. yani bu da bunun sadece sapikliktan ibaret olmadigi vs vs gibi bircok tanim ifade ve aciklama tartisma gerektiren derin derin konusulacak konular. "suçluya şeffatçi olmak için zafer yeter" sözünü iyi düşün! Bu zafer ne diye sordugunu dusunuyor ve biraz acmak istiyorum. Simdiye kadar erkekler ettigin mesklerin kizlarda aşk olarak yansimasini gormen diye en basitinden şakkadanak açıklarım. :).d .d biseksüel oldugunu dusununce deger yargilarinin degismesi gibi bir baski kurmadan senden ilk ayetteki gibi OKU mani istedigimi belirtmek (benim yaptogim gibi) cok buyuk bir keyif benim için. Eger okumasini bilirsen her madde her mana hatta kelimeler ve harfler bile yol gosterecek sana bil! simdilik soylemek istediklerim bu kadar. Sacmalamadigimi dusunursen bizatihi yasadiklarim ile ispat edebilir belki sana da bambaska kapilar acilmasina sebep olabilirim. kimbilir...
YanıtlaSil@son-adsız şefaate inanmıyorum.
YanıtlaSilbu arada yorumundaki genel yaklaşımını sevdim. gayet kibar ve olgunca buldum. ama şu an tekrar okuyup cevap vermeye üşendim valla. yine de; zihnine sağlık.