-->

01 Ekim 2010

Hayata, kaldığım yerden zor(t)luyorum

Üzerimde kaç gündür bi ağlak hava durumu var ne oluyo anlamadım. Ammına koyım sanki bacaklarımı kesmişler yürüyemiyorum, sanki ellerimi kesmişler bi iş yapamıyorum, sanki sikimi koparmışlar 31 çekemiyorum. Böyle tuhaf bi bunalım havası yapıştı. Neyin nesidir, nerden geldi yapıştı bi anlasam, böyle bi oturup ağlıyım vay başıma gelenler diye dövünüp durayım diyorum, ama oda yok. Hani kalbim taş bağladığından olsa gerek, göz yaşı dediğim merhamet belirtisinden bi eser yok. Onun yerine öyle oturup karalar bağlıyım, başımı oraya buraya vurayım psikolojisi hakim oldu.

Gerçi işte böyle yazdığım zaman falan ne olduğunu biraz biraz anlıyorum, ama o değildir diye kestirip atıyorum. Hani malum ya parasızım, para suyunu çekti ve kirayı ödeyemiyorum diye ev değiştirecem ya, herhalde onun baskısından olsa gerek diye aklıma takılmaya başladı. Ama başka bir şey olduğunu da, alttan allatsan böyle hissediyor gibiyim de, ne olduğunu tam olarak bulamıyorum. Zaten böyle durumlar hakkında, çok kitap okuma hevesim falan varken bi yerde okumuştum, orda diyordu ki; insanın hayatında 3 önemli evre vardır. Bu 3 önemli evre aşılırken insan tuhaf olur kafayı yer falan diyordu. Yani böyle demiyordu ama ben öyle ona yakın bişiler hatırlıyorum. Neyse işte bu 3 önemli evreyi sayıyorum, biri işte ayrılık, biri ölüm, birde taşınmakmış.

Şimdi düşünüyorum, acaba ben bu 3evrenin hangisini yaşadım. Beyinciğimi fazla yormama gerek kalmadan hooooop  bi bakıyorum zaten 2 sini yaşamışım. Aileden ayrıldım, ayrılınca otomatikman taşınmış oldum. Evet 3ünden 2sini yaşamışım. Ananı sikiyim çok önemliymiş bu olay, ama ben ilk günden bu yana, öyle sikime takmıyor gibi yaşıyordum. Aslında tam olarakta öyle değildi, geçen farkettim ki sikime takmıyor gibi yaşıyorum ya, aslında hepsini bilerek öyle yapıyormuşum. Sonra ilk ayrıldığım günler aklıma geldi. Evet o ilk günlerde kendi kendime hep içten içe ''boş ver atlatırsın, rahat ol, takma kafaya'' diye diye söylenip duruyordum. Hatta kimse anlamasın diye ota boka, sike göte gülümsüyordum. Lan ne keyifliydim varya, bi arkadaşım o günlerde kafayı mı yedin deyip duruyordu da, o zaman için bi anlam veremiyordum. Demek sorun oydu.

Eee neyse sorunun kaynağını azcıkda olsa bulduğuma göre, üzerimden bu ağlak hava durumunu atmanın zamanı geldi de geçiyor. Hayatıma kaldığım yerden zort zort zort diye devam etmemin zamanı geldi. Yazınca da rahatladım valla. Sanki sırtımdan 10 deve yükü taşşak kalkmış gibi hafifledim. Ohhh misss

3 yorum:

  1. Çok amiyane olacak ama bir şeyin koyacağı varsa eninde sonunda koyuyor. bir süre etkisini bertaraf edebiliyosun ama içten içten oyuyo o adamı aslında.

    bir de senin bu yeni adresin blogger kumanda panelinde güncellenmiyor bir türlü. eski adresinden gönderdiğin yazılar duruyo, bunlar gönderilmiyor. napmak lazım ki? onu takip etmeyi bırakıp bunu tekrar takibe almayı deneyeyim.

    YanıtlaSil
  2. @B Koyuyo da fena koyuyo, hatta her gün götüne koyduğunu farkediyorsun da, götün mü başka yerin mi ağrıyor, emin olmadığından çok fazla üzerinde durmayıp geçiyorsun. Sonra işte göt böyle folloş olduğunda ters giden bir şeyler olduğunu farkediyorsun. bide bakıyorsun ki için küflenmiş, bitmişsin.

    YanıtlaSil
  3. O günlerde (taşındığın için) bunalmadın ama bir gün illaki bunalacaktın. İşte o gün gelmiş o gün de bugünmüş. İlk gün bunalmazsan bile bunalım bir gün kapını çalıyor ve artık zamanım geldi diyor.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.