Geçen aylarda tanıştığım bir arkadaşla böyle fırsat buldukça falan
bazen akşamları buluşup sağa sola takılıyoruz, bide facebook da online
görünce birbirimizin kafasını sikiyoruz. Çocukla ilk tanışmamızda
ipne barlarından birinde olmuştu. İkimizde birbirimize utangaç bakışlar atıyor,
birbirimizi ayarlasakda mı siksek, ayarlamadan mı siksek ikilemleri
arasında, barda köşe bucak gezinip birbirimize kaş göz yapıp duruyorduk. Sonra ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum
biz o gece bi şekilde tanıştık ve hatta az sonrasında da barın ortasında falan böyle baya yiyişmiştik
ama sonra arkadaş olduk çıktık.
Hani şimdi de birbirimizi dudaktan
öpüyoruz, ama bu cinsel çekimden uzak sadece öpüşmüş olmak için dudağa
kondurulan biraz masumane, biraz piçliğine öpücüklerden ibaret. İşte neyse biz öyle arkadaş falan filan
olduk derken harbiden zamanla çocuğa da ısınmaya başladım. Hani yaşı da
daha küçük olmasına rağmen hiç de öyle sidikli çocuklar gibi etrafta
dolanan tiplerden değil. Baya ne yaptığından ne ettiğinden haberi olan
biri. Gerçi daha 21 yaşında kafası sürekli sikişmeye çalışıyor ama olsun,
özünde iyi bir çocuk ve zaten onun da benim gibi kendisinden başkasına
zararı olabilecek birine benzemiyor. Sanırım en çok da bu yüzden
arkadaşlığımız devam etmekte.
Neyse işte ben bu bayram muhabbetlerinden dolayı, bi kaç gündür evde göt büyütmekle
meşgulken aradı ve "bu akşam buluşalım mı?" dedi. Bende zaten dünden
razı olduğum için hemen atlayıp "evet evet buluşalım" dedim ve akşama
sözleşip kapadık telefonu. Sonra ben akşama kadar nette oyalanıp akşamda Taksim'in yolunu tuttum ve ipini koparan başıboş kalabalığın içinde bir
aşağı bir yukarı gidip gelirken buluştuk ve Nevizade'de bi yere oturup
sağdan soldan laflamaya başladık.
Bu laflamalarımızda
böyle hani birbirimizi daha iyi tanıyalım gibilerinden olunca, konu
dönüp dolaşıp böyle uğruna ölüp bittiğimiz adamlara geldi. Zaten ben
direkt konuya "allah belalarını versin hepsinin, orospuçocukları" diye
bodozlama girdiğim için o da gülüyor falan derken, ben işte askerden önceki şu tinerci çocuk mevzusunu anlatmaya
başladım ve daha aradan 25 saniye geçmemiştiki o araya girip "bi dakka
bi dakka, sen yoksa hayat erkeği misin?" diye soruverdi. Ben tabii o
anda şok oldum ve böyle içimden "oha ananın amı" ağzımla da "evet" dedim
ve sonra ikimizde böyle mal mal bi kaç saniye birbirimize bakışıp
durduk ve sonra bende "ya madem hikayeyi biliyorsun boşuna anlat mıyım"
dedim ve sohbete devam ettik.
Ama yani dünyada
milyonlarca ipne var, sen tut blogu okuyan ipneyle tanış kaynaş arkadaş
ol. Bide işin şey tarafı ne biliyo musun? Ben ilk akşam biz bunla aşık
olduk falan sanıp o gece onunla sokaklarda sabahlayıp, sonra da eve
kendimi attığım gibi destan yazıp, bi ara yayınlarım diye taslaklara
kaydetmiştim. Ertesi gün ise buna hissettiğim duyguların adının aşk
olmadığını sadece anlık öpüşmeler, yiyişmeler olduğunu ama bunun dışında
onunla çok iyi iki arkadaş olacağımızı kafamda netleştirince bu konuyu
onunla konuşmuştum. Allahtan o da benim gibi düşünüyormuş. Çünkü her ne kadar
birbirimize uysakda, cinsel çekim olarak aramızda bir şeyler olması için 2 dünyanın bir araya gelmesi lazım. Bunu da onunla karşılıklı konuşunca arkadaş olarak kalmaya
karar verdik falan filan. Zaten her buluştuğumuzda "ayy biz o gece nasıl seviştik senlen" falan muhabbeti yapıp duruyoruz. Lan dur olay dağılıyor ben şeyi anlatıcaktım.
Hah
işte, o benim hayat erkeği olduğumu öğrenince daha bi rahatladım. Hani
ne bileyim lan, burda yazdıklarımı kimseye anlatmıyordum ama
okuyanlardan biriyle de tanışıp arkadaş olacağım hiç aklıma gelmezdi.
Bide kafa dengi hoş çocuk. Ama ne oldu biliyor musun?
İşte onun arada
seviştiği adamlar falan var "biz artık kalkalım geç oldu" falan derken
bununkilerden biri aradı ve kalkıp çıktık. Ben bar'a yol doğru
topuklarken, o da telefonda konuştuğu kişiyle buluşmak üzere başka bi
mekâna geçti. Sonra ben bara gidip 1-2 saat oyalandım ve bi ara baktım o
arıyor. Seviştiği adamı alıp bara gelmiş. Sonra gittim tabii tanıştık
ettik falan filan derken, adama baktım böyle çirkin değil, yakışıklı
değil, ortalarda değil ama bu ona ölüp bitiyor. Allahım ben bu
arkadaşıma bakıyorum (dur lan bu arkadaşıma bi isim vereyim uzun uzun
cümle kurmak zor geliyo adı piçoski olsun) adama ayılıp bayılıyor falan.
Allahım dedim bi şimşek düşse şuraya da piçoski'nin gözleri yanındakini
tam görse. Ama ııh, piçoski buna bi sarılmış, ohooooo.
Gerçi
ikiside birbirleri için sevişmelik olduklarının farkındalar. Sadece
birbirlerinden hoşlanıyorlar ve işte arada buluşup sevişiyorlar falan.
Sonra
biz böyle laflarken falan filan derken ben adamın birini gördüm.
Kumral, yeşil gözler, hafif kilolu, kirli sakallı ve varla yok arasında
mini minaccıkk bi burun. Allahım sana geliyorum derken, piçoskiyle
seviştiği adamı ektim ve gidip onla kesişmeye başladım. Ben onunla
kesişmeye başlarken piçoski ve adamı gelip çıkıyoruz dediler, bende
"burda kalacağımı" söyledim ve onlar başka bi mekâna geçtiler. Ama
harbiden ben bu kumrala öldüm bittim. Ama alttan da alıp piç olduğumu
belli etmemeye çalışıyorum. Hani böyle ormanda keklik avına çıkarsında
ufak bi çıtırtı olsa keklik uçup başka yere konarda kaçmasın diye sessiz olmaya çalışırsınya, bende işte onu
keklik niyetine görüp böyle sanki bara ilk defa gelmişim havalarında
acemi kafasıyla yalandan bi bakıp bi bakmama numaraları çekiyorum.
Saolsun yanında 3-5 arkadaşı daha vardı. Hepsi bana dikkat kesilip ona
yazdığımı anlayınca bana kaş göz işaretiyle gidip onla tanışmamı falan
söylediler.
Bende acemi tavırlar takınıp, daha yarrak görmemiş gelin
havalarıyla güya utanmış gibi yapıp, hafif gülümseyerek gözlerimi
greyder farı gibi açıp başımı sağa sola sallarken, bi yandan da sürekli
saçlarımı karıştırdıktan sonra da sakalımı sıvazlıyorum falan. (Yalnız
dün akşam şunu anladımki benden çok iyi bir aktör olur. Cidden ordaki 5
kişiyide acemi ve utangaç biri olduğuma inandırdım.) Çünkü en son
arkadaşlarından biri gelip bana "git tanış yahu, çekinme bu kadar" dedi.
İçimden "ahahahhaa" diye piç piç gülümserken, bi yandan da adama "ya
olmaz rahatsız etmiyim" falan diyorum. O da "ne rahatsızlığı ya?!
saçmalama, her zaman ilk adımı sen atki devamı gelsin" falan diye bana
akıl veriyor. Ama garibim bilmiyorki ben 5'ini birden kandımışım şu an
saman altından doğal gaz boru hattı çekiyorum. Pehhhh.
Neyse,
baktım bu benim yavşadığım da iyice bana yakın oynamaya başladı ve en
son başka bi arkadaşı kaş göz yapınca, sanki ondan cesaret bulmuş gibi çekingen bi hava takındım
suratıma ve sol elimle saçımı başımı yolarken sağ elimi uzatıp "merhaba"
deyiverdim. O da hemen elimi tutup "merhaba" dedi ve ben bu utangaç
havaya devam edip, bi an gözlerinin içine baktıktan sonra hemen başka
yöne dönüp tekrar saçımı başımı yolmaya başladım. Sonra benim bu
hareketim karşısında o büyük bi içtenlikle gülümsedi. O gülümseyince ben
içimden "tatatatam" dedim.
Zaten aptalın teki olduğum için, aptal rolü yapmakta
sıkıntı çekmeden ona kendimin "aptalın teki olduğuma" inandırmıştım.
Sonra müzikten dolayı rahat rahat konuşamayınca "bi sigara içelim mi?"
dedim ve o da kabul etti bahçeye çıktık. Ama ben sigara migara unuttum.
Çünkü adamın havası o kadar tatlı ve o kadar hoş bi gülümsemesi varki,
"bu aptal havalarımı bırakıp bi an önce, normal aptallığıma dönmeliyim"
dedim kendi kendime. Bahçede böyle sigaraları yaktık ben böyle utangaç
havalarıma devam ederken bunda da bi utangaç hava sezdim. Ama utangaç
değildi. Adamın havası zaten öyle. Sanki dersin mutfakta bardak çanak ne
varsa kırmışta, annesi onu dövmesin diye uslu uslu duran bi masum çocuk
havasına sahip. Böyle sanki dizine yatırsan, 40 kamyon dayak atsan ses
çıkarmaz, öyle tatlı bi hali var.
Neyse biz sigaraları içince
"eğer üşüdüysen içeri geçelim" dedim ve o da "evet ya biraz üşüdüm" deyince
içeri geçtik. Sonra biz bunun diğer arkadaşlarının yanına vardık ve
böyle yanyana oynaşıyoruz falan, diğer arkadaşları da bize bakıp bakıp
duruyorlar. Sonra ben onları da, utangaçlığımı da siktir edip, yine kumral'ın
gözlerinde buluştuğumuz bi anda hop diye ufak bi öpücük kondurdum
dudaklarına ve utanmış gibi yapıp geri kaçarkende saçımı başımı yoldum
karıştırdım tekrar. Sonra o gülümsedi ve o anda ben ölür gibi oldum.
Allahım ya gülmese tamam aslında. böyle dursun. Ya bi insanın
gülümsemesi kendisine en fazla ne kadar yakışabilir ki yani? diiii mi
ama. İşte öyle değil. allah verince bol keseden veriyor, vermeyince de
benim gibi mallar böyle ortada yakışıklı piç peşinde ömrünü heba
ediyorlar. Allahım kıyamet günü sen mi bize hesap soracaksın, biz mi
sana sorcaz bilmiyorum. Valla sen affet ama yani şu tatlı
gülümsemelerden birini de benim suratıma kondursaydın hoş olmaz mıydı?
Neyse hikmetinden sual olunmaz. Ben döneyim diğer tarafa.
devamı var yahu, bak şurda: ŞURAYA TIRTIKLA
Gerçi daha 21 yaşında kafası sürekli sikişmeye çalışıyor ama olsun, özünde iyi bir çocuk.
YanıtlaSilhahahah yoruma bak Allah kahretmesin seni.
Ulan nasıl yapıyorsun böyle cilveleri yemin ederim dışarıda öyle biriyle tanışmışlgım yoktur hiç beceremem.
böyle yarıda kesiyorsun ya gıcık oluyorum :D sonunu çok merak ediyorum hadi yazzzzzzzzz
''Burak Özçivit görmüş gay gülümsemesi'' adlı sözcük öbeğimi kullanıma açıyorum...hayırlı olsun
YanıtlaSil@Lazanyam olm etrafta benden çooooook var =Pp
YanıtlaSil@Kezbanım he valla hayırlı uğurlu olsun =)
varda o özellik bende yok :D
YanıtlaSilvarya seni çok kıskanıyorum, hikayelerini okuyunca diyorum ki keşke ben de cesaretli olabilsem bu kadar. ama olcam umudum var. muck.
YanıtlaSil