-->

25 Haziran 2025

ankara hava durumu

Napıyon canım, nasılsın? Hayat nasıl gidiyor, herkes iyi mi? Yokluğumda neler yaptın, ne boklar yedin anlat bakalım. Ya da siktir et yokluğumu, varlığımda da yerdin ya sen o bokları. yokluğumda yemenin bi anlamı kalmamıştır. 
Beni soracak olursan aynı şeyler yok işte. Kafam artık karışık değil, canım sıkılmıyor, sağlığım iyi. Hatta eski çıtır halimden eser kalmadı sanki. 9 kilo almışım, götüm etlendi kendi kendimi avuçladığımda artık katur kutur kemik sesi gelmiyor, göbek deliğimin altı boxer'ımın lastik izleriyle dolu. ayna karşısında hopladığımda memelerim hafiften sallanıyor gibi ve geçen ay fark ettim; memelerimin altında yaşlılara özgü bedenin sarkmasıyla ortaya çıkan haleler var sanki.
Saçlarım da iyice çıktı. artık yana, sağa sola, öne arkaya vs her yöne tarayabiliyorum. Eski yakışıklıklılığım ve karizmam geri döndü. Kafatasımın sağ tarafı ise hafif göçük duruyor hâlâ. yani resmi olarak kafadan biraz eksiğim. Söylediklerine göre, ben "belli oluyor mu" diye soruncaya kadar asla fark etmiyorlarmış. 
bu cevaplarına "eşek siksin mi" diyesim geliyor ama acımaktan başka bir şey yapamıyorum. Zavallılar beni kırmaktan korkuyorlar. yalan söyleyerek kırmaları ise umurlarında değil umurcum.

cinsel perhizim devam ediyor. osbir bile çekmiyorum. önceki hafta aldım elime alıp deneme sürüşü yaptım. hiç de zevkli değildi. hep bu kadar zevksiz ve sıkıcı mıydı bu iş? yoksa ben uzuuuuuuuun bi ara verdiğim için mi öyle oldu, hissettim?

Sevişmeyi de unuttum. Nasıl sevişiliyordu? Ne yapıyorduk? Hiç canım çekmiyor. 
Birini sikmek nasıl bi hissti? veya sikilmek? ne hissediyorduk o anlarda. hepsi şimdi bana çok yabancı. bende onlara. birbirimize yabancıyız. 

sokak sokak yakışıklı peşinde koştuğum zamanlar aklıma geldi. en maskülen haliyle pantolonunu indirip beni sik diyen o zengin züppeler, bir erkekle yattığı için karısını aldatmamış olduğunu kendisine fısıldayıp duran içi ve vicdanı rahat o adamları, kendisini sevecek kimse olmadığı için, biraz sarılma ve kucaklanma karşılığında üstüne işenmesine razı gelen orta yaş krizine yakalanmış enteller, yaşlandıkça görücü usulü evliliğin doğru olduğuna ikna olmuş ama artık etrafında onu görüştürecek kimsesi kalmamış yalnız kalabalıklar vs vs. sahi ne olacak tüm bu kişiler ve ben.

oğlumla sık görüşemiyoruz. şerefsiz, sigara içtiği için kestiğim harçlığından bu yana beni whatsapp'da bloklamış bulunmakta. geçen aradığımda ise çalışıyorum deyip bir kaç saniyelik bir birbirimizi soruşturma muhabbetinin ardından kapattık.
iyi olsun. 
onun bu hırçınlığını seviyorum. sanki kendimden bi parça görüyor gibiyim. şu an bunları düşününce mutlu oldum.

geçen hafta bi kaç kız ve erkeğe yürüdüm. kız olan hemen kendisini dünyadaki tek amcık sandı ve ben yürümeyi  bırakıp olduğum yere oturdum.
erkek olan ise bi kaç dakika sonra kahkaha atarak "olm beni sikecen mi, yoksa kendini bana siktirecen mi kafam karışıyor" dedi :))) ikisi de olmayacak, çünkü sadece esprilerine karşılık veriyorum" dedim "ohh be rahatladım" dedi. 

önceki ay kontrollerimi oldum. sonuçlar iyiydi, geçen ay ise süresi dolmuş olan sağlık raporumu yenilettim. önceki %84'dü ve dolayısıyla bu sefer çok düşük beklerken, bunda %80 verdiler. mr sonuçlarıma vs iyi diyorlar, ama oranlar hep yükseks. 

yeni bir işe başladığımı söylemiş miydim. 
geçen yıldan bu yana Ankara'ya yerleşmiş bulunmaktayım ve bu haftasonu ise geçen yıl gelip apar topar tutup yerleştiğim evden, daha temiz havalı bi eve taşınmış bulunmaktayım. bi kaç eşya ve bi ev arkadaşı arayışım da devam ediyor. 
eşyalar pis ve eski. insanların da onlardan aşağı kalır yanı yok gibi bu ankara'da. ve burada, herkes bir şey satmaya çalışıyor birilerine. asla kimse elindekiyle, sahip olduğuyla yetinmiyor. adeta küçük bi amerika.
bunu geç fark etmedim. ama sanırım kabullenmeye başladım. insanlar çok bisssss...
pis demeye dilim varmıyor. çünkü ne olursa olsun, insanın hamuru iyilikle ve umutla yoğrulmuştur. 
ama yinede kahrolsun israil. sadece israil kahrolsun. onlar hamurlarını baştan ele aldılar ve sadece kötülükle yoğruldular. saf kötü oldular. kötülükle tıka basa doldular.
filisten'e olan bitmeyen saldırılarından sonra şimdilerde de İran'a saldırmaktalar.
güya nükleeer silahları yok ediyorlarmış. bahaneleri buymuş. kendi nükleer silahları ise tabiki haklarıymış ve kendilerini korumak için üretmeye devam edeceklermiş.
tüm dünya bunu izliyoruz. ekranda patlamaalar, sönmeyen ateşler, yükseldikçe yükselmeye devam eden dumanlar ve tabiki arada kaybolan çığlıklar. 
alıştık buna. ilk ufak patlamada ekonomi tuzla buz olurken, şimdilerde artık borsa dibe vurmuyor. enflasyon zıplamıyor. altın, dolar, övrö rekor kırmıyor.
toplu ölümler, katli amlar çok sıradanlaştı canım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.