-->

06 Şubat 2023

başarısız parazit

her şeye kırgın ve çok yorgunum. neden böyle hissettiğim hakkında çok fikrim var. ama tek bir nedeni varmış gibi davranmak istemediğim için şimdilik değinmeyeceğim. aslında yazma hevesim de yok lakin yapacak bir şey de yokken, klavyeye abanmaya çalışıyorum. oysa yazacak onlarca olay ve şey varken, olup biterken, birazı hâlâ devam ederken, yalpalayarrak yaşayıp dururken içimden hiçbir şey yazmak gelmiyor ve sanırım yazsam bile hepsinin boşluğa bağırmak dışında bi anlamı olmayacağını düşünmeye başlamış bulunuyorum.

kafam çok karışık. şu an "şimdiye kadarki her şeyi öyle güzel ve boşuna batırıp sıçmışımki" diye düşünerek mutluyumki, bu yüzden okumakta olduğun şu cümlenin devamını getiremiyorum..
daha doğrusu bu cümleleri yazarken mutlu oldum. yani yazmaya çabalamak, kelime denilen şeyleri bir araya toplayıp cümleye dönüştürmek ve onların aslında kafamdaki şeyi bir düzene oturtmalarını sağlamak, anlama kavuşturmak. bu iyi bir şey galiba.

dur nedenlerden birini yazayım; batırdım amınakoyim. hayatımdaki her şeyi batırdım ve bu batırmışlık hissiyle o kadar doluyumki anlatamam. çünkü şu an, hayatım dediğim tek şeritli, çoğu irili ufaklı çakıldan ibaret toprak yolda kalakaldım ve ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yok. dışardan biri bakınca, hayatı akışına bırakmamışım, her şey kontrolümdeymiş gibi davranıyorum ama öyle değil. hiçbir şeyi kontrol edemiyorum. zaten şöförlüğümde bok gibi. araba kullanmayı da sevmiyorum. hiç öyle heveslerim olmadı. drift yapmadım, yakışıklı veya güzel birini görünce asfaltı ağlatmadım. öyle sakin sakin ilerleyerek köşeyi dönüp ilk sağda efendi efendi osbirimi çektim.
aklımda olmadığı için buraya çeteleyemeyeceğim tüm başarısızlıklarımla beraber, en azından binmiş olduğum şu son gemiyi de yakasım gelmiyor değil ama yakmak için ateşim yok.
pardon siz ateşli birine benziyorsunuz, çakmağınız var mı? 
tüh sigara da içmiyordum değil mi? bu yüzden çakmağım yok. 
sahi sigara dedim de bu konuda bile başarısız biriyim. ulan o kadar özendim içtim, birilerini beğendim içtim, zamanla alışırım dedim içtim, paket taşırsam alışırım dedim çantamdan yıllarca eksik etmedim ama yok yine başlayamadım. olmadı. sigaraya alışamadım. ulan sigara alışkanlığı edinmek isteyip de başaramamış tek kişiyim her halde. belki de koca bi fiyasko olarak gönderildim dünyaya. yani hiçbir şey başaramayan biri lazımdı ve işte "selam dünyalı ben geldim/gönderildim."

ulan her şeyde sıçtığımı düşündüğüm, bundan emin olduğum ve artık hayatımın sonuna kadar haftanın 1-2 günü Öküz Herif'in kendini bana zorla siktirerek yaşamımı sürdürmek zorunda kaldığımı anladığım sıralarda hastanelik oldum. yani tamda, gerçek anlamda bilinçli olarak kendi kendime "evet ben, haftanın en az 1 günü zorlada olsa mutlaka dildo olmaktan ibaret olan bir hiçim" diyerek kendimi DİLDO olarak kabullendiğim sırada ve bunu bi başarı olarak kendime yontmaya başladığım günlerde hastanelik oldum ve uyandığımda gördümki işte bu sefer gerçekten ama gerçekten yine sıçmıştım. ama bi yandan da sevinmiştim. çünkü kendimi dildo olarak kabullenmiş olsamda, dildo olmak bana ağır geliyordu. yani ben dildo olarak hayatımı kazanan biri değildim, olamazdım. yıllarca bundan kaçmıştım. o, amı ve parası var diye kendini vazgeçilmez sanan çirkin kadınlardan, sırf parası olduğu için herkesin onu ömürünün sonuna kadar sikmek zorunda olduğunu sanan erkeklerden, evde kalmış sünepelerden, asosyal orospulardan, yaşlı kokoşlardan, kariyer delisi yeni yetmelerden kaçmıştım ama bak işte en sonunda kaçtığım şeyin ta kendisi yani koca bi dildo olmuştum ve bunu bilinçli olarak kabullendiğim o bi kaç gün içinde hastaneye kaldırılmıştım. yani yine başaramamıştım. çünkü ben başarmamalıyım. başaramamalıyım. allah beni başarısızlık örneği olarak yaratmış bence. başarısızlığı başaran insan; ben.

dildo olmaya, olduğumu kabullenmeye dönecek olursak; bunu anlamak da öyle kendi kendime düşünürken olmadı. yani dildo olduğumu, kaçtığım şeye dönüştüğümü de kendi kendime anlamadım. zaten bana kalsa ben onu da anlamazdım ya neyse. nasıl anladığıma gelirsek; PARASITE filmini izlerken anladım desem sakın şaşırmayın. hatta filmi izlerken, film ilerlemeye başlarken ben şok'lardaydım. bittiğinde ise, kendimi Öküz Herif'in dildosu olduğunu kabullenmiş ve sonraki 2-3 günde kafamın içi allak bullak olmuştu. zaten ertesi günlerden birinde de hastaneye kaldırılmış ve işte tümör olayı patlak vermişti.
zaten hayatı boyunca bir şey başaramamış biriyken, bunu da başarmamalı ve işte yazıyı burda bırakmalıyım

8 yorum:

  1. Sigara ara sıra tüketip bunu alışkanlığa dönüştürmemiş olmak da, hatta pek çekici bulmadığın birini dildo gibi uzun uzun sikebilmek de insanların çoğunun sahip olmak isteyeceği özellikler. Terslerini ele alalım, kim erken boşalmak istiyor ya da ilişkiye girmesi 'gerektiğinde' sertleşememek? Ya da kim günde 1 paket sigarayı bırakamamak ister? Sonuçta sigara içmeyi beceremiyor değilsin. Tüttürebiliyorsun.

    En en sonuçta başarısızlık örneklerin sanki içten içe başarılı olduğun mesajını veriyor. Ya da eğer başarı çabalanarak elde edilecek şeylerde ise bunlar başarı konusu bile sayılmayabilir. Bunların farkında olarak mı yazdın yoksa ne? Neredeyse alçakgönüllülük gösterisi yapanların çelişikliğindeki gibi derin bir kendine övgü sezilebilir. Başarısızlığı başaramıyorum mesajı çıkıyor.

    Çoğu kişi dildo olmak ister. Ha belki sadece dildo olmak sıkıntıdır ama işte yazının kısalığı böyle anlaşılmana sebep oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. başarısızlığı başaramıyorum. bu da "başarısızlığı başaramamak başarısızlığı" oluyor.
      dildo olmak istemedim hiç. bu iğrenç bir şey. duygusuz seks yapacaksam, eşek sikerim daha iyi. ef'i püf'ü yok, senden bi isteği yok, boşaldıktan sonra çekip gittiğinde "nereye gidiyorsun" diye sormuyor.
      şimdi buraya kadar yazdıklarımı düşünürsen, aslında "dildo"laşmanın bi eşeği sikmekten farklı olmadığını anlarsın. bense bi eşeği sikmek istemiyorum. bi insanı, beni seven-benim onu sevdiğim, birbirimize kur yaptığımız, sevdiğimiz beğendiğimiz için yatağa girdiğimiz ve beraber yemek yediğimiz ve yiyip içip sıçtığımız duygusal paylaşımlı bi ilişki yaşadığım birini sikmek isterim. eşek sikmek istesem, konuşanına neden bulaşayım ki?

      Sil
  2. Hala eşek sikmekten bahsediyorsun. Ben sana sikememekten bahsediyorum. Ki sen kendini ne kadar suçluyorsun bilmiyorum o duygusal ilişkiyi yakalayamadığın için, suçluyorsun belki ama; kendini ne kadar başarısız bulabilirsin ki? Böyle duygusal bir alanda zaten geçerli olan kavram başarı mı? İnsanlar başarmak motivasyonuyla aramaz böyle şeyler sanıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumunun genelini anlamadım pek, fakat "..o duygusal ilişkiyi yakalayamadığın için, suçluyorsun belki.." cümlen doğru bir tespit ve bu da "duygusal bir ilişki yaşama başarısızlığım" oluyor. amacım sadece "herhangi birini sikmek" olsa, seks yapacağım birini bulmak olsa bu zor değil. insanların çoğu fermuarları açık veya kemerleri gevşek bi şekilde tenhalara yakın yaşıyorlar. onlardan birine yanaşmam yeter. bunu sende biliyorsun.
      ben bunları, bunların getirdiği bi seks hayatını yaşamak istemiyorum. ben hayatımın aşkını bulduğum ve siktiğim bi seks yaşamım olsun istiyorum. bu en büyük başarım olur. başka bir şeyleri başarmış olmak beni mutlu etmiyor. olmadım.

      Sil
  3. Bir o kadar önemli olan şu ki, duygusal seks ne ise, ki ne gerçekten? Ne ise bazen rasgele biriyle de yakalarsın, bazen planladığın ve zaten istediğin kişiyle de olmaz. O ne ise sen onu yaşayacağın kişinin oflayıp puflamasından, senden bir isteği olmasından, senin nerede olduğunu sormasından seninle ilgilenen ya da en azından senden ilgi beklediğini anladığım o kişiyle bunu yaşayamayacağını düşünüp duygusuz seks için başka yerlere yönelebiliyorsun. Sadece birinin sana oflaması bile seksi daha duygusal kılamaz mı? Sadece boşaldıktan sonra çekip gitmesi gerçekten ilgisizlik göstergesi, ki hemen arkasından neredesin diye sorduğunu eklemişsin. Ve de bu mesele de kişiseldir, herkes boşaldıktan sonra aynı şekilde hissedemez. Hele de götünü siktiren birinden boşaldıktan sonra devam etmesini beklemek sende duygusuzluk belirtisi sayılmıyor mu? Sen boşaldıktan sonra o çekip gidiyorsa bilemem ama yine de tek başına değersizleştirmeye yetmez Yani insanlarla nasıl duygusuzluk deneyimleri yaşadın bilemem ama çok keyifle ve coşkuyla sevişen kişiler de birbirleriyle çok iyi arkadaş olamayabiliyor ya da birbirlerini anlayamayabiliyorlar bir çok konuda. Sonuç olarak, senin duygusuz seks yaşadığından bile emin değilim. Duygusal karşılanmamış ihtiyaçların vardır. Ama bunu zaten seks sırasında karşılamayabileceğini sen de düşündün bence. Tabii ki imkansız demiyorum duygusal bir seks ya da daha duygusal bir seks. Sen bir sebepten bir şeyler hissedemiyorsun sanırım tıkanıyorsun ve bu yüzden de dildo kelimesini ve eşeği seçtin; insan dışı şeyler. Ama eşeğe de sen geçtin o gayet duygusal olabilecek istekler, oflamalar, ve sorulardan uzaklaşmayı seçip. Ha oralarda duygusallık yok ve onu ben hayal ettiysem ya da oradakiler farklı ve olumsuz bir duygusallıksa bilemem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sırayla cevaplayayım;

      sorun: duygusal seks ne ise, ki ne gerçekten?
      cevabım: fiziksel, zihinsel, ruhsal ve bedensel uyumu yakaladıktan sonra yaşadığım cinsel deneyim benim için duygusal seks oluyor. birinin veya bir kaçının eksik olması, durumunda duygusal birliktelik hissi yakalayamıyorsam, bu durum bende eksiklikler yaratıyor ve ben seks yapmayı bırakıyorum.
      seks yapmış olmak için seks yapmamam gerektiğini çok fazla deneyimledim ve kendim için bu tanımı yaratıp, öyle hareket ediyorum. birlikte olacağım karşımdaki insanlara da sebebini anlatıyorum. eğer anlatışıma rağmen, beni anlamıyorsa, aynı bilinç seviyesine varmıyor veya inmiyorsa, uyum sağlayamıyoruzdur ve zorlamamıza gerek yoktur. karşılıklı olarak biraz zaman tanımak iyi gelir. ayrıca her an seks yapmaya hazır olmak zorunda değiliz. kendimizi nasıl iyi hissediyorsak öyle seks yapabiliriz. benim seks de iyi hissetme yöntemim bu. kadın-erkek fark etmeksizin, yıllar boyunca süren deneyimlerimden bu sonuca vardım ve yeni bi sonuç buluncaya kadar böyle ilerlemeye devam edeceğim.

      soru: çok keyifle ve coşkuyla sevişen kişiler de birbirleriyle çok iyi arkadaş olamayabiliyor ya da birbirlerini anlayamayabiliyorlar bir çok konuda.
      cevabım: evet doğru söylüyorsun. ama ben şimdilik analayabildiğim, anlaşılabildiğim tarafa yönelik hareket ediyorum.

      Sil
  4. Duygusal ilişkinin olmaması başarısızlık mı? Başarı parayı ve şöhreti çağrıştırıyor. Duygusal ilişkiyse başarıyı aramadan 'başarılabilecek' bir şey olabilir. Kelime seçimin tamamen yanlış olmasa da eleştiriye açık. Mesela duygusal ilişki cahilliği ya da güçsüzlüğü ya da uyumsuzluğu da diyebilirdin. Neden başarısızlık. Ve duyguyu neden sikmede arıyorsun?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sorun: Duygusal ilişkinin olmaması başarısızlık mı?
      cevabım: Evet başarısızlık. Benim "başarı anlayışım" duygusal olarak ihtiyaçlarımızın karşılandığı ilişkiler yaşamakta. Bu arkadaşlık, akrabalık, dostluk vs vs ilişkilerimiz için de geçerli. bu ihtiyaçların karşılanmadığı ilişkiler de iletişimi kesmenin doğru olduğunu düşündüğüm için ilişkilerimi kesiyorum.

      sorun: Başarı parayı ve şöhreti çağrıştırıyor.
      cevabım: senin için olabilir. benim için değil. beni anlaman da o yüzden zorlaştırıyor. beni, senin gibi düşündüğümü sanıyor olduğun için anlamakta zorlanıyorsun. bu ise senin sorunun, benim değil. hayata bakışımızın farklı olduğu gibi, kelimelere yüklediğimiz anlamlarda farklı. senin gibi anlamadığım ve anlayıp yaşamadığım için kızma. sadece kendi anlam dünyamın böyle olduğunu kabullen.

      Sil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.