-->

01 Ocak 2023

Leonardo Di Caprio Kid

Bugün yılın ilk günüydü ve oğlum geldi. Geldikten bi kaç dakika sonra ise her zamanki gibi biraz atıştıktan sonra kavga ettik. Tabiki dayak manyağı yapmadım ama iyice boğuştuk ve yer yer beni alt etmesine izin verdim. Bi ara kazağı elimde kaldığında yalandan tırnağımı sırtına geçirip kazır gibi yaptım ve "ıyyyy sırtın çok kirli, tırnaklarımın arası kir doldu" diyince, hemen "valla ben çok temizim, bak bak bak hiç yok. gördün mü? aslında sen çok pissin. hemde iğrenç kokuyorsun. allah bilir yine en son ne zaman yıkandın. he ne zaman yıkandın. ne zaman başını yıkadın" diye üstelemekten geri kalmadı.
(Evet genel olarak sık yıkanmakla ilgili sorunum var. Daha doğrusu şu son bi kaç yıldır sık yıkanmayı bıraktım. sık yıkanmayı sevmiyorum ve yıkandığımda da şampuan, sabun vs gibi şeyleri 3-5 duşta bir kullanıyorum. bu sık yıkanmama konusunu geçtiğimiz aylarda oğlum "üff baba çok pis kokuyorsun yaw" dediğinde "koklamazsan, kokumu almazsın. hem zaten ben sık yıkanmayı sevmiyorum. kokuyorsam da insanlar kokumu alacak kadar yakınıma gelmesin" diye açıklamıştım ve o "ya üff buna bak ya. iğrenç pis kötü kokuyorsun" diye atarlı giderli tepkiler verip durmuştu. Bunun üzerine onu yakalayıp iki kollarımla sarıp kucaklayarak başını iki göğüs ve karın boşluğum arasına bastırıp tutarak "pis kokuyorum öylemi? al sana pis koku" deyip bi kaç saniye işkence ederek "bu pis koku değil. mis gibi baba kokusu bu" derken bırakmıştım ve o da "üff iğrenç baba kokusu, bi daha yapma ya deliii" diye sıralamıştı da sıralamıştı.
o günden bu yana da sürekli ara ara beni kokluyor ve "pis kokuyorsun, hayret bugün temiz kokuyorsun" veya "normal kokuyorsun" diye belirtmeden durmuyor. böyle yaptığı zamanlarda hemen yakalayıp sımsıkı sarılıyor ve başını kendime yapıştırıp hadi kokla beni, mis gibi kokumu iyice içine çek diye diye işkence etmekten geri kalmıyorum.)
(parantez öncesinden devam edersek)Zaten o an şaka yapmıştım ama o böyle karşılık verince "yok yok tırnaklarımı sana sürüp temizledim" diye yanıtlayıp, acaba ne yapacak diye bekledim ama fazla üstelemedi. Sonrasında yine dalaşmaya başladık ve bu dalaşmamız benim onu sürekli alt etmemle sonuçlanınca, havlu kavgasına başladık. Yüz havlularıyla birbirimize saldırıp ilk fırsatta herhangi bi yerimize vururken, evin içinde koşturmaktan geri kalmadık ve iyice yorulduğumuzda salondaki kanepelere uzanıp bi süre öylece kaldık.

bi kaç dakika sonra "hadi film izleyelim" dedim ve teklifimi kabul edince, beraber film sitelerinde cirit atarak film aramaya başladık. Ona kalsa hemen Recep İvedik izleyecektik ama benim "üff aptal aptal filmler izleyerek zamanımı boşa geçirmek istemiyorum. daha akıllıca, zekice yapılmış bir şeyler izleyelim" çıkışmamla güle güle kabul etti ve beraber site site film izlemeye başladık. Bi ara sitelerden birinde Zindan Adası'nı görünce "buna bakalım, belki güzeldir" dedi ve bende hemen atlayıp açtım. Bana "daha önce izledin mi?" diye sorunca "yıllar önce izlemiştim ama unutmuşum" dedim ve film başladı.
İzlerken, bazı yerlerdeki göndermeler ve kurulan cümlelerdeki anlamlar üzerine sorular sorarak ona, güya film izlerken anlaşılması gerektiği ve verilmek istenen mesaj nedir gibisinden farkındalık yaratmaya çalıştım. inşallah gerçekten işe yaramıştır ve bu film izleme işini ikimiz için daha yararlı hale getirmiş oluruz..
Filmi izlerken bi paket çekirdek ve 2. saatinde ise ablamın yaptığı birer tabak sarımsaklı makarnayı bitirdik. Beraber film izlememizin en güzel tarafı ise şuydu:
film izleme esnasında bi an ikimizin yansımasını bilgisayarın ekranında gördüğümde çok mutlu oldum. Bi oğlum vardı, büyümüştü, yan yana oturuyorduk ve işte şimdi ikimizde kendimizi filme kaptırmış halde çekirdek çitleyerek vakit geçiriyorduk. Üstelik o kadar sakindik ve filmi anlayarak izlemeye çalışıyordukki, bu beraber geçirilmekte olan andan mutlu olmamak için taş kalpli veya tamamen kalpsiz olmak gerekirdi. Eminim o da, beraber ilk defa bi film izlediğimizi zihnine kazımış ve bu anı unutmamak üzere bilincinde bi yerlerde kaydetmiştir.

Film ilerken, bi ara Leonardo Di Caprio'nun yakın çekim sahnelerinden birinde "adam çok yakışıklı" dedi ve ben sanki anlamamışım gibi yaparak çekirdek çitlemeye devam ederken "neyy" dedim ve o "adam çok yakışıklı" diye tekrarladı.
O an nasıl bi tepki vereceğimi bilemedim ve bunu duymamış olmak ve doğal bi tepki verdiğini belirtmek için "şimdi çok yaşlı, bu eski bi filmi" diye karşılık verince, konuya dair başka bi konuşma da geçmedi aramızda. ama farklı bi akış olmamasına özen göstererek yine ara ara filmdeki diyaloglar üzerine de "ne dedi, ne demek istedi, anladın mı?" muhabbetleri yapıp filmi bitirdik, sonrasında günlük konuşmalar ve okul nasıl gidiyor muhabbetleri eşliğinde biraz daha vakit geçirdikten sonra "ben gidiyorum" deyip montunu giydi ve çıkmadan önce "gel buraya, her zamanki gibi sarılalım, öpeyim öyle git" dedim ama hemen kabul etmedi ve her zamanki gibi ben zorla sarıldım ve bu ısrarlarımın, ona sevgimi saklamadan gösterişimin onunda hoşuna gittiğini yüzündeki ifadeden anladım. Tam çıkarken "hadi sende elimi de öp" dedim ve o an "ya üff he he al öptüm" diyerek savuştururcasına öpünce "yok yok yok, düzgün, güzelce yavaşça gerçekten öp" dedim ve o da tebessüm ede ede yavaşça öptü, bende sarıldım ve o çıktı.


2 yorum:

  1. Bir gay-bisex neden çocuk sahip olmak ister ki. Düzeltiyorum bunu hetero da olsa? Ulan insandan bol ne var dünyada, niye ürüyorsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hazır cevaplara alışmışsın. bunun üzerine kendin düşünüp fikir yürütmeli ve gelip benimle de paylaşmalısın.

      Sil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.