-->

15 Mayıs 2020

çarpım tablosu

yaşın başını almış gidiyor ve sen öylesine bir hayat yaşamış olduğunu yeni fark ediyorsun. artık kabul et, bu saatten sonra hiçbir sikim olmayacak. zaten daha önce de olmamıştı. önemli görünen hiçbir şey yapamadın. öylesin bir hayat yaşadın, yaşıyorsun.
belki kimsenin önünde eğilmedin, kimseye boyun bükmeden hızlıca yaşayıp bugüne geldin ama sonuç olarak bu boyun eğmemelerin %100 doğru ve iyi bir gerçek kazanç olarak görülebileceğini kim net olarak söyleyebilir ki?
hiç kimse.

farkındasın değil mi? yaşadıkça, yaş aldıkça, yaşlandıkça, ikilemlerin de artıyor. daha düne kadar uğruna kan dökmeye hazır olduğun değerlerin değişti, değersizleşti. hatta senin için öylesine büyük bir değersizleşmeye doğru uğradıki; değil uğruna kan dökmek, tükürüğünü bile çok görür oldun.

oysa çocukken, ergenken, sonrasında genç bir adamken ne güzeldi her şey.
o zamanlar uğruna yaşamayı göze aldığın bir duruşun vardı? herkese kafa tuttuğun ve ısrarla anlattığın, anlatmak için her fırsatı kolladığın doğruların vardı. ne güzel yayıyordun, ordan burdan duyarak oluşturduğun çala kalem doğrularını.
ama bak şimdi ne oldu? hiçbirinin kıymeti yokmuş değil mi? hepsi boş, hepsi yanlış, hepsi kulaktan dolma, hepsi tırtmış.
değdimi kalp kırmaya, insanları şoke etmek için bol bol atıp tutmaya, kafalamaya ve hatta kafa kırmaya.
hadi kırılan kafalar kalındı, sahiplerinin canı çok yanmadı ama ya kırdığın kalpler?
onlara ne olacak. kalın kafaların altındaki o temiz ama kalpleri kırmaya değer miydi?
doğrularının hepsi, meğer o küçücük kalplerin yanında un ufak bile değilmiş. yokmuş. bir yokmuuuuuuş, bir yokmuş.
 yazık etmedin mi o kalplere, o canım güzel gülen yüzleri astırmaya. yazık ettin. çok yazık ettin.
şimdi sakin bir hayat yaşa.
topla kendini ve çarp duvara.

(anlık gece sayıklamasından)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.