Öküz Herif'le bu yaz ara ara tekrar bir araya gelmeye başladık ve bunun sonunda da güya yeni bir şeyler deneyelim dedik ama eskisi gibi tartışmalarımız, tartışmalarımızın sonunda ise tabiki ayrılmalarımız olmaya devam ediyor.
Gerçi yakından bi ilişkiyi doğru dürüst yürütemezken, bir de şu uzaktan ilişki yürütme olayına girmemiz belkide en ahmakça davranışlarımızdandır ama sonuç olarak ikimizde insanız ve işte kendimiz için yeni bir şeyler deneyerek hayatlarımızı güzelleştirmekten başka da bir amacımız yok.
Böyle düşünmeme rağmen onda henüz bir gelişme görmüyorum ve doğrusu gelişmeye dair bir adım da atmış değil. İkimiz için ortak bir gelecek istemiyor olduğundan emin olmadığım için net bir şey söyleyemem ama istediğini söylemesine rağmen, farklı şekilde davranması da canıma tak ettirdi.
Bunun sonunda ise; eskisi gibi tak diye çekip gitmek veya silip atmak yerine, onun bana karşı olan davranışlarının aynısını ona göstermeye başladım ve olayımız kopup gitmeye başladı.
Evet artık onun bana davrandığı gibi ona davranıyor, onunla; onun benimle konuştuğu gibi konuşuyor ve yazıyorum. Durum böyle olunca inanılmaz sinir olup, kala kalıyor.
Aşağıdaki metinler, son kopuşumuz üzerine beni bloklamasından sonra ona attığım mail'den ibaret.
---------------------------------------
Bir soru sorduğunda veya herhangi bir cümle yazdığında, ben karşılık vermemişsem, ısrarla onun karşılığını almaya çabalıyor, zorla yanıtını alıyorsun. Ama ben bir şey sorduğumda veya yazdığımda geçiştirip cevapsız bırakıyorsun.
son
gelişmelerde bunun üzerinden gösteriyorki, kendini merkeze alıp sadece senin
soruların ve senin yorumlarının cevapsız kalıp kalmadığını önemsiyorsun.
Israrla kendine cevap almalarından sonraysa, bir şey olmamış gibi devam
ediyorsun. oysa karşındakini sıkıştırıp bi gerginlik yaratmışsın, karşındaki
kişiye bir sıkıntı vermişsin, duygusal olarak ona şiddet uygulayıp
hırpalamışsın. ama tüm bunlara rağmen sanki hiçbir şey yapmamışsın gibi, onu
umursamadan normal bi şekilde başka bi muhabbet açıp ordan devam edip
gidiyorsun.
çoğu
zaman ben de o gereksiz tartışmalarımız uzamamış olsun diye alttan alıp
geçiştiriyorum.. zaten sende bunun çok ama çok farkındasın. çünkü sonuç olarak
dönüp baktığımızda görüyorum ki; insanız, o an böyle davranmış olabiliriz ve şu
an bunu aşmamız gerekir. böyle düşündüğüm için bana kötü davrandığın o anları
sanki yüzlerce yıl önce yaşanmış gibi önemsemiyor, az önce beni hırpalamış
olmana rağmen, şimdi sanki bir şey olmamış gibi açtığın konu üzerinden
muhabbete devam edip gidiyorum.
belki
bir daha olmaz, bi daha böyle davranmazsın diye düşünerek iyi niyet
göstergesiyle yaklaşmama rağmen, sonrasında aynı şeyleri tekrar yaşayarak
görüyorumki; bu hep olacak bir şeymiş. zaten şimdiye kadar da hep böyle olmuş.
böyle
düşündüğüm zamanlarda, davranışlarının aynısıyla karşılaştığımda, bu sefer de
alttan almak yerine bende aynı senin yaptığın gibi sana davranarak üstüne
gelmeye başlıyorum ve sen hemen savunmaya geçip "iş yerinde yaşadığın
sıkıntılardan, ailevi sorunlarından, arkadaşlarının hastalıklarından
konuşmaya" başlayıp, kötü zamanlar geçirdiğini ve bir de bunlar yetmezmiş
gibi benimde senin üzerine çok geldiğimi söylemeye başlıyorsun.
Bazen
sana hak vermiyor değilim ve zaten o anlardaki suskunluklarımın nedeni de seni
haklı bulmamdan başka bi şey değil. Ama seni haklı bulmamın hemen sonrasında
yine üstüme gelmeye başlıyorsun ve az önce seni haklı bulmam yüzünden, beni
darmaduman edip geçiyorsun.
Oysa
benim de sıkıntılarım var, ben de insanım hayat mücadelem var. bir tek sen
çalıştığın için sıkıntı yaşamıyorsun. bi tek sen insanlarla geçinmek konusunda
sıkıntı yaşamıyorsun. ailesiyle problemi olan kişi bi tek sen değilsin. ben de
aynı durumdayım. ama sana göre sanki ben hiçbir şey yaşamayan, hissetmeyen
cansız bir varlık gibiyim. beni böyle gördüğünü bu hafta sonundaki
davranışından tekrar anladım.
Biliyorsun,
sana da dedim "final haftasındayım ve önemli olan bi dersim çok kötü
geçti, ondan kalacağım" ama sen bunu önemsemedin. yaparsın edersin deyip
durdun. normal bi muhabbetin, kakara kikirinle devam edip gittin. iki dakika
sonra ise (evet gerçekten 2 dakika sonra) yazdığın önemsiz bir şeye cevap
vermemiş olduğum için, ısrarla cevap yazmamı istedin. oysa benim sınavım kötü
geçmiş ve ben bunu söylerken bile, sen ısrarla yazdığının cevapsız kalmasına
üzüldüğün için benden cevap bekliyorsun ve ben sana cevap verdikten sonra,
dünya yine sadece senin etrafında dönmeye devam edip gidiyor.
sence de
bu çok çirkin bi davranış değil mi? sence de bu haksızlık değil mi?
Üstelik
benim ciddi sorunlarım için "takılma olmuş bitmiş" derken, ben
senin havadan sudan yazdığın bir konuya cevap vermemiş olduğum için, bana
sinirleniyor, seni önemsemediğimi söylüyorsun. bu beni çok düşündürüyor.
dün gece
oturdum düşündüm. evet final haftasında derslerimi bi kenara atıp düşündüm de,
sorunlu olan hep ben miyim?
yani hep
benim yüzümden sorun yaşıyor olduğumuzu söyleyen sen olduğun için bu gerçekten
böyle mi?
sorunları
sadece ben mi çıkarıyorum? ben gerçekten sorunlu muyum?
sen de
hiç sorun yok mu? hiç sorun çıkarmıyor musun?
çünkü
düşündüm de; onlarca insan var hayatımda ve onlarla bi problem yaşamıyorum, ama
seninle en basit konularda bile sorun yaşıyoruz. şu son örnekte bunların buraya
kadar gelmiş olmasından başka bir şey değil. sürekli kendi sorularına cevap
almak için sinirlenirken, benim tek bir sorumu günlerdir kavga ederek bile olsa
cevapsız bırakıyor, hâlâ sırf ben soru sorduğum için cevaplamamak adına kavga
çıkarıp, engelleyerek yine sorumu cevapsız bırakıyorsun.
eskiden olsa
senin yönlendirmenle, davranışımdan dolayı sorunlu olduğumu kabul eder, onlarca
kez özür dilerdim. hatırlıyorsun, hep öyle yapardım.
ama
şimdi görüyorum ki; hayır, ben sorunlu değilim. sorunlu olan sensin ve
yapayalnız biri olmanın nedeni de sorunlu olmandan başka bir şey değil.
işyerinde
beraber çalıştığın insanların seni sevmemesinin, seni dışlamalarının nedeni de
bu.
sana
kötü davranmalarının sebebi bundan başkası değil. çünkü insanları sürekli kötü
hissettiriyorsun. yaşadığın sorunlarda, hatasız olanın sen olduğunu söyleyip,
suçu hep karşındakine atıyorsun. şimdi anlıyorumki; insanlara o kadar kötü
davranmış ve onlara kendilerini bok gibi hissettirmişsin ki; seni o yüzden
tuvalet kapısının önündeki masaya atmışlar.
sana
açıkça siktir git diyorlar. çünkü sen insanlara bok gibi davranmışsın. seni
sevmemelerinin nedeni bundan başka bir şey değil. işte görüyorsun ya; bok gibi
davrandığın insanlar, seni boklarını yaptıkları yere itmişler.
bu
cümleleri onlarla olan ilişkilerindeki anlatımlarından yola çıkarak kuruyorum.
çünkü yıllardır, aynı şeyleri bana da yaşatıp duruyorsun. sen kötü birisin.
için kötülükle tıka basa dolu. sadece kendini düşünen, karşındakilere zerre
kadar önem vermeyen bencil, iki yüzlü, ahlaksız bi adamsın.
sadece
kendi sorunlarını önemsemediğin zaman, bana bok gibi davranmamaya söz verdiğin
zaman yazarsın.
ve son
olarak şöyle söyleyeyim, şunu anladımki; senin de dediğin gibi; gittikçe sana
benziyorum. inatçılığım, bir konuyu unutmama ve üzerine düşünme tarzım falan
filan hepsinden sana benzedim. artık pes etmemek konusunda da senden farklı
davranmıyorum. ve yine farkındasın ki; gittikçe senin kopyana dönüşmeye
başladım.
tüm
bunların sonunda işte bak; sen çekilmez birisin. sana benzeyen beni bile, yani
kendini bile çekemiyorsun, ama ben seni yıllarca çekmişim.
Ağır olmuş.
YanıtlaSil