-->

08 Aralık 2017

istanbulda evsiz kaldım :/

Geçen ay başında İstanbul'daki evimde başlayan "evin" dağılma krizi, ayın bitimine bir kaç gün kala evin gerçekten dağılmasıyla son buldu. Yani, artık istanbul'da bir evim yok. Çünkü evi tamamen boşalttım ve ihtiyacı olan birine verdiğim kaba eşyalarımdan arta ise, Kurtuluş'ta bir arkadaşımın balkonuna taşıttığım bir kaç koli içine sıkıştırılmış giysilerim, 2-3 battaniyem, halılar, kitaplarım, benim kadar küçük şirin çalışma masam, mutfak ve beyaz eşyalarım kaldı.

Bu süreçte büyük sıkıntı yaşamadım değil. Çünkü "ev arkadaşlarım" dediğim siktiğimin piçleri, arkalarına bakmadan kaybolup gitmişlerdi. Ev sahibim de, eşyalarıma boku gibi davranmıştı. Oysa şunu unuttular; dünya çok küçük ve ben büyümeye devam ediyorum.

Ev arkadaşlarım ortadan kaybolurken, ben de bu arada ev sahibiyle kötü oldum. Çünkü bana evi boşalt dediğinde, 1 ay içinde sözümü yerine getireceğimi, söylemiş olmama rağmen, daha ben evi boşaltmadan içinde tadilata girişmiş ve tüm eşyaları da gelişi güzel toplayıp güya üzerlerini de poşetle kaplamıştı.
Oysa siktiğimin eşyalarımdan ucuz poşeti, eşyalarımı koruyamamış, evin içinde çalışan ustalar da eşyaları, her defasında bulundukları odaların ortalarına doğru gelişi güzel toplayarak adeta birer çöp yığınlarına dönüştürmüşlerdi.

(Oysa ev sahibine, eşyalarıma kötü davranmayacağına dair güvenmiştim. Çünkü sadece mutfakta çalışılacağını, oranın düşmekte olan duvar seramiklerini değiştireceğini söylemişti. Bu söylemi yüzünden, ben de "aslında mutfak da çalışabilirler, nasılsa diğer odalardaki eşyalara bir şey olmaz" diye düşünmüş ve tamam demiştim. Ah kahrolmayasıca ben. Zaten herkese güvenirim.

Benim herkese her an güvenebilme sorunum var, ama neden var bilmiyorum. Oysa güvensiz bir dünyada, güvensiz bir aile ortamında büyüdüm. Sırf bu yüzden bile kimseye güvenmemem lazım. Sırf bu yüzden hep diken üstünde durmam ve o çirkin ağızlardan çıkan sözleri ciddiye almamam, onları sikime takmamam ve cümleleri birer birer tutup, beynimin içinde sürekli elekten geçirmem gerek. Ama yapmıyorum ve olan bana oluyor.

Sahi, benim neden böyle sikik bi hemen güvenme sorunum var? Özellikle de, samimi görünen gülüşlere, tatlı sözlere, o küçük sahte tebessümlerin sahiplerine?
Bu güvenmelerimi en kısa zamanda yok etmeliyim. Çünkü dünya, güvenilir olmayan milyonlarca onunbunun çocuğu insanla kaplı bir yer. dünya da iyilik kadar kötülük de var. iyiliği görmeyi tercih ederek, kötülüğü bitiremiyoruz ve bitiremeyeceğiz de. en azından şu yaşıma kadar ben bitiremedim. bitmedi. bi ara ben bitecektim ama o bitmedi. bitmiyordu.)

Eşyalarıma dönecek olursak:
Ben o eşyaları büyük zorluklarla dişimden, tırnağımdan ve gerçekten; sikimin keyfinden artırarak yavaş yavaş aldım. Zaman içinde parça parça almış olsamda; hepsine, alın terimle kazandığım paranın helal olduğunu bilerek ve içim rahat bi şekilde ödeme yapmıştım. Ev sahibinin de o eşyalarda alın terim olduğunu bilerek yaklaşacağını varsaymıştım. Yanıldım.
Zaten varsaymak koca bir aptallık göstergesi. Tekrar deneyimledim.

Aslında eşyalarımı düşürdüğü durum için ve ben henüz evden çıkmamışken, tadilata girişip eşyalarımı birer bok çuvalına çevirdiği için dava açmayı, onu yakasından tutup mahkeme salonlarında sürüm sürüm süründürmeyi de düşünmedim değil ama "değmez" diye düşünerek yapmadım.
Şimdi konu üzerine tekrar düşünüyorum da, keşke yapsaydım. Hayatı boyunca unutamayacağı bir ders verip, bir daha kimsenin eşyasına bu şekilde davranamayacağını öğretmiş olsaydım. Hem bir daha birinin yuvasını, böyle gelişi güzel dağıtmanın ne demek olduğunu belki öğrenirdi de bu şekilde davranmazdı.

Ama ona, eşyalarıma yaptığının ayıp olduğunu söylemek dışında bir şey söylemedim ve o da "hiç haberim yoktu. ustalar yapmış olmalı" demekten başka hiçbir yalan söylemedi.
yalanından sonra bir şey demedim ve o ara sınav haftasında olduğumdan dolayı, kafama takmadan hayatıma devam ettim. etmeliydim.

Nasılsa hayatımın biraz ilerisinde, daha güzel eşyalar alabilirdim. Alacaktım da. Daha önce de hep böyle oldu. Defalarca hayatıma sıfırdan başladım ve her defasında, yeni başlangıcım öncekinden çok daha iyiydi. Çünkü biliyorum, ben güçlüyüm ve allah'a çok şükür ki, gittikçe daha da güçleniyorum.


4 yorum:

  1. Galiba güvensizlik ortamında büyüyen bireyler, sadece güvenmek istiyor. Görmek istemiyor büyük ihtimalle insanların eksi yönlerini benim gibi, yada görmek istemiyor...

    YanıtlaSil
  2. dava edilmeyi haketmiş her ne olursa olsun sen boşaltmadan senin evine girmeye hakkı yoktu

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.