Adsız'ın biriyle şu yazı( ilişki öldü beybi yazısı)nın altında yorumlaşmıştık ve başka bir yazının altında, yorumunun uzun olduğunu söyleyince mail atmasını söylemiştim, o da attı. Ben de ona "dilersen mailini post olarak yayınlıyıp, aynı zamanda öyle de cevap vereyim. sen de cevabın olursa yine mail atarsın ve ben onu da posta ekleyerek güncelleştirerek ilerleriz" dedim ve o da kabul edince, mailini buraya aldım. işte o mail:
Adsızın adı: Rastgele
Mail konusu: Korkular ve korkularım
Yeni yazının altına yazacağıma söz vermiştim. Resmen bu yazıda tamamen kendimden bahsedeceğim sana. Belki nedenini tam olarak verememiş olabilirim ama tahmin edilebilir olduğundan eminim. Bu arada ismim yerine bana "ADAŞ" diyebilirsin. Çok önceden sana mesaj atmıştım, bu insan hakkında bahsetmiştim. Benimle öpüşürken başkalarıyla sevgili olmaya devam ediyor falan demiştim. Neyse:
Yeni yazının altına yazacağıma söz vermiştim. Resmen bu yazıda tamamen kendimden bahsedeceğim sana. Belki nedenini tam olarak verememiş olabilirim ama tahmin edilebilir olduğundan eminim. Bu arada ismim yerine bana "ADAŞ" diyebilirsin. Çok önceden sana mesaj atmıştım, bu insan hakkında bahsetmiştim. Benimle öpüşürken başkalarıyla sevgili olmaya devam ediyor falan demiştim. Neyse:
Lise 2 ye gidiyorum. Öncesinde kibar olduğum
için ve çoğu erkeklere kıyasla zıt bir yapım olduğu için, genelde gamzelerimin
çok tatlı olduğunu söyleyen kızlarla takılırdım. Aslında onların yanına gitmek
istemezdim hiç, fakat ergen kafasıyla kim olursa olur diye geçiriyordum.
Lise 2 de birisiyle tanıştım. İsmi benim ismimle aynıydı. İsimlerimiz aynı olmasına rağmen, karakterlerimiz tamamen farklıydı. Arkadaşlığımız ilerledikçe, bir gece bizim evde kalmasını istedim. (Bu arada onunla bir şeyler yaşamak için davet etmedim çünkü nasıl biri olduğumu o aralar tam olarak bilmiyorum.) Çünkü o insan hakkında çok kötü yorumlar geliyordu, mesela çok küfür eder, annesinin cüzdanından gizli gizli para çalar, sürekli kız peşinde dolaşır ve ertesi gün bakmaz, arkadaş ortamı baya kötüdür gibi.
Ailemden dolayı, bunların hepsi bana
"terbiyesizlik" olarak öğretildi ve hayatında görebileceğin en
terbiyeli insandım.
Bizim eve geldiğinde, kendimiz hakkında konuştuk ve beni çok değer verdiği bir insan olarak gördüğünü bundan dolayı bana yalan söylemek istemediğini söyledi ve ne varsa döküldü. Tüm bu kötü söylemlerine rağmen, yine de bir şey demedim. Arkadaşlığımızı bitirmek istemedim.
Bizim eve geldiğinde, kendimiz hakkında konuştuk ve beni çok değer verdiği bir insan olarak gördüğünü bundan dolayı bana yalan söylemek istemediğini söyledi ve ne varsa döküldü. Tüm bu kötü söylemlerine rağmen, yine de bir şey demedim. Arkadaşlığımızı bitirmek istemedim.
Gece saat 12'yi
geçtiğinde, yatakta yatarken, televizyon izlerken ilk sevgilisiyle nasıl
seviştiğini anlatmaya başladı. O kızla bir evde olduğunu, deli gibi öpüşüp
durduğunu söyledi. O ara klasik erkeklerin yaptığı hava atma olaylarına girdi.
Yani "Bak şimdi sen o kız ol, o kız burada böyle duruyordu, ben de tam
karşısında böyle duruyordum, suratlarımız böyle birbirine çok yakındı."
dedi.
Gerçekten olayı canlandıra canlandıra anlatıyordu bana. Yüzümüz o kadar
yakınlaştı ki, birden öpüşmeye başladık. Bana kardeşim diyen insan, benimle
öpüşüyordu.
O günden itibaren, ara sıra öpüşmelerimiz devam etti. Hatta ben
şerefsiz ve piç taraf olup, öpüşmek ve yiyişmek istemediği zamanlar bile onu
zorladım.
Benimle öpüşmesine rağmen, sürekli sevgili bulma peşindeydi. Facebook, instagram falan hepsinden kızları ekliyordu. Ben ise bu ilk defa öpüştüğüm insanı, erkeği, hiç bırakmak istemiyordum.
Benimle öpüşmesine rağmen, sürekli sevgili bulma peşindeydi. Facebook, instagram falan hepsinden kızları ekliyordu. Ben ise bu ilk defa öpüştüğüm insanı, erkeği, hiç bırakmak istemiyordum.
Günler böyle devam edince,
onu aşırı kıskanmaya ve kıskandığım insanlarla konuşmamasını söylemeye kadar
gittim.
Sevdiği bütün insanları sevmemeye başlamıştım. Sadece o'nun olmasını
istemiştim. Fakat hala kendisine "kız" sevgili yapmaya çalıştığı için
4 ay önce bir daha konuşmayalım dedim. Yaklaşık 5 sene, yiyişmeler ve
öpüşmeler dolu bu senelerden sonra ona göre dostluğumuzu bana göre
sevişmelerimizi bitirmiştik.
Şimdi üniversite ilk sınıfa
başlayacağım. Hazırlık sınıfını bitirdim ve hazırlıkta yaklaşık 50 kişiyle
arkadaş oldum. Bölümümün genel özelliğinden, hiç erkek yok. 15 kişilik sınıfta
sadece 5 erkek var. Bundan dolayı yakın arkadaşlarım yine kızdı. Bu aralar kız
arkadaşlarımın olmasından sıkıldığımı, sevgili olmasa da, erkek arkadaşım olsun
diye çıldırdığımı anladım.
Çünkü sesli küfür etmeyi, bana küfür edilmesini bile
özledim. Kimse ben gibi değil. Herkes sex peşinde. Üniversite yılında bile,
açık görüşlü olup sadece sex düşünmeyen bir "erkek" bile yok. Gay
olup olmaması önemli değil, insan olarak da yok.
"Yakışıklı demeyelim de,
sempatiksin." sözü bana sürekli denildiği için, benim gay olma ihtimalimi
asla düşünmüyorlar. Okul 1 hafta önce bitti, bittiği için blog'umu
arkadaşlarımla paylaşmaya karar verdim. Bütün yaşadıklarımı bir kızla yaşamışım
gibi gösterdim/gösteriyorum. Gay olduğumu hiç kimse bilmiyor. En yakın
arkadaşım bile. Bu yüzden, başkalarıyla blog yazılarımı paylaştığımda,
hikayelerimdeki kişileri tamamen değiştiriyorum..
'Hayat Erkeği aslında' senin gibi, sevişmeyi (direk birisini bulup)
normal bir şeymiş gibi yapabilen, bir insan olmayı istedim hep.
Sakın bu
yazdığımı yanlış anlama. Burada demek istediğim, ne kadar cesur olduğunu
vurgulamam.
İşin kötü tarafı, her şey sevişmekle bitmiyor. İnsanlar
"gay" lafını duyunca, anında onun bunun götüne koymaya, "Ay sen
üstteki misin alttaki mi?" olayına çeviriyor lafı.
Halbuki ben, kendi
DNA’mı paylaşmadığım bir insan tarafından sevilmeye ve sevmeye açım. Her sabah
kalktığımda, sevişelim mi demek yerine, günaydınla başlayıp seni seviyorumla
devam edip iyi gecelerle bitirmek istiyorum. Sanırım çok fazla film izlemişim
de ondan böyle düşünüyorum.
Hayat Erkeği: Hayatım boktan değil. Ailem,
kardeşlerim, üniversitem ve arkadaşlarım her şey mükemmel. Fakat şu ana kadar
(20 yaşıma kadar) hiç sevgilim olmadı. Ne kız, ne erkek. Ergenliğin getirdiği
yanan ateşimi bile söndürmeyi başardım. Ateşim artık sadece sevgi için yanıyor.
Sevilmek ve sevmek.
Tüm bunlar yüzünden, çok arkadaşım olsa bile,
kimseye hiçbir şeyden bahsedemiyorum. Hiçbir şey bilmelerini istemiyorum çünkü
korkuyorum. Yalnız ölmekten korkuyorum.
Dipnot1: Hareketlerim ve tavırlarım
"Kerimcan" gibi değil. Normal, klasik bir erkeğim.
----
Dipnot 2: Bunları okuduktan sonra "Eee benden ne bok istiyorsun?" diye sorabilirsin. Fakat beni anlayabilen tek insan sensin diye düşündüm/düşünüyorum. Sence oturup, aptal aptal etrafı izlerken, birinin beni gelip bulmasını mı beklemeliyim, yoksa önüme gelen herkese atlamalı mı?
Dipnot 2: Bunları okuduktan sonra "Eee benden ne bok istiyorsun?" diye sorabilirsin. Fakat beni anlayabilen tek insan sensin diye düşündüm/düşünüyorum. Sence oturup, aptal aptal etrafı izlerken, birinin beni gelip bulmasını mı beklemeliyim, yoksa önüme gelen herkese atlamalı mı?
-----
Dipnot 3: Bazen çok ergence düşünüyormuşum gibi hissediyorum. 20 yaşındayım, hayatımın baharındayım ve şu takıldığım olaylara bak. Eğer böyle bir izlenim aldıysan; yani "ergensi" kokuları geldiyse lütfen bana söyle. En azından nereden başlamam gerektiğini anlarım.
Dipnot 3: Bazen çok ergence düşünüyormuşum gibi hissediyorum. 20 yaşındayım, hayatımın baharındayım ve şu takıldığım olaylara bak. Eğer böyle bir izlenim aldıysan; yani "ergensi" kokuları geldiyse lütfen bana söyle. En azından nereden başlamam gerektiğini anlarım.
-----
Dipnot 4: Büyük ihtimal mezun olduktan sonra devlette çalışacağım için, barlara gitme gibi bir şansım olmayacak. Hatta internet ortamında bile birileriyle tanışmaya kalksam, sürekli diken üstünde olacağım. Bu yüzden, her şeyimi "özene bezene saklamalı" mıyım? Sen nereye kadar sakladın?
Dipnot 4: Büyük ihtimal mezun olduktan sonra devlette çalışacağım için, barlara gitme gibi bir şansım olmayacak. Hatta internet ortamında bile birileriyle tanışmaya kalksam, sürekli diken üstünde olacağım. Bu yüzden, her şeyimi "özene bezene saklamalı" mıyım? Sen nereye kadar sakladın?
------
Dipnot 5: Çok uzattım, umarım buraya kadar okumuşsundur. Şimdiden teşekkür ederim.
Dipnot 5: Çok uzattım, umarım buraya kadar okumuşsundur. Şimdiden teşekkür ederim.
--------
çünkü her erkek hayatından en az bir kaç kez başka bir erkekle yakınlaşmıştır ve bunu ya sevip hâlâ devam ediyordur, ya da sevmeyip, bir daha yakınlaşmamıştır.
tüm bu cinsel olayları sadece bazılarımız çok öne çıkarır ve ibneliği bir meslek gibi yaşamaya başlar, çünkü yapacak daha iyi bir uğraş yoktur.(benim gibi) bazılarımız da bunun normalliğini kabul edip hayatına devam eder.
Dipnot1'e cevabım: klasik erkekliğini yerim :)
Dipnot 2'ye cevabım: biri gelip seni bulmayacak. öyle bir dünya yok. hepimiz kandırıldık. büyük ihtimalle kafandaki tüm sorular yaşamın boyunca hep var olacak ve hiçbir zaman cevaplarını da bulamayacaksın. çünkü hayat budur. böyledir, yani sıkıcıdır. bu yüzden de, seni bir beklenti içerisine sokar ve sen onunla boğuşarak yıllarını geçirirsin. iş işten geçtiğinde her şeyi anlarsın ama o zaman da enerjin tükenmiş olacak.
çünkü bana baksana abi, 32 yaşındayım ve hayatımın iplerini elime aldığımda geç olmuştu. çünkü atları nasıl sürmem gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve ipler elimde ordan oraya dönüp durdum. benim gibi böylesine büyük bir başarısızlık örneği karşında varken, sen bunu yapma, tekrara düşme. kendini eğit, doğruluktan şaşma. ve emin ol, böylece güzel olan dışında hiçbir şey yaşamayacaksın.
Dipnot3'e cevabım: korkuların ergensi değil, ama açıkçası normal olarak ergensi olması da gerekiyor. böyle hissetmenin nedeni kendini büyümüş hissediyor olmanla alakalı. ama doğrusu şu ki aslında büyümedin. sadece bazı konularda biraz daha özgür biri olmaya başladığın için kendini bi bok sanmaya başladın o kadar.
yapman gereken tek şey; bunun hep farkında ol. özgüveninin seni yanıltmasına da izin verip, kimsenin GAZINA gelme :)
ben yakın arkadaşlar dışında, 28 yaşına kadar, erkeklerle olduğumu hep sakladım ya. baya burda yazdığıma bakma. çünkü yazmak çok kolay, yaşamak zor.
Dipnot 5'e cevabım: hepsini okudum :) muck.
Mail attı:
YanıtlaSilÖncelikle verdiğin cevaplar için çok teşekkür ederim. Sana son attığım mailde de çok güçlü öneriler vermiştin bana, hepsini başarıp hayatıma devam ediyordum. Bilirsin, insan ara sıra duygu patlaması yaşayıp, yalnızlığını dinlerken, birden şu ana kadar edindiği bütün tecrübeleri gözünün önünden geçiveriyor. Sanırım başka sorum yok, sorduğum soruları aşıp, içimi okumuş gibi cevaplar vermişsin zaten :)
Fakat bu demek olmuyor ki sana yazmayı bırakacağım. Çok seviliyorsun Hayat Erkeği.
En son seni sevdiğimi söylediğimde, "Ara sıra sevildiğini hatırlamak güzel oluyor, ara ara yaz böyle" gibi bir cümle kullanmıştın. Sorularım kısa olmuş olabilir ama emin ol bu önerileri yapmak bile biraz zamanımı alacak. Kendine çok iyi bak :)
Cevap:
YanıtlaSilSağ ol, senden kendine çok iyi bak :)