-->

27 Mayıs 2013

başlıksız olsun bu yazı. çünkü başlık yazınca bana giriyo

Sanırım biz onunla bazı dönemlerde acı çekmekten ve birbirimize acı çektirmekten zevk alıyoruz. Yoksa sürekli kavga etmekten ve sonra sınırsızca küfürleşip bir kaç hafta görüşmeyip neden olmadık anda buluşalım ki? Sanırım biz sakatız. Beynimizde bir sorun var, güzel güzel yaşayamıyoruz. Güzel bir ilişki bize göre değil. Yani sanırım bizde bir sorun var ve biz o sorunlu yanlarımızın farkındayız ve bu yüzden sürekli kavga ediyoruz, sonrasında da hiçbir şey olmamış gibi görüşmeye kalkışıyoruz.

Bu hafta sonu da böyle oldu. Aslında direkt böyle olmadı. Biraz karmaşık şeyler oldu. Ama özetle durum bundan ibaretti. Gelişmeler ise şöyleydi;
Benim öküz baktım mesaj attı. Mesajda "sana bir şey sordum hala cevap vermedin?" diyordu. Bende ne sordu diye mesajlarıma falan döndüm ve bir şey bulamayınca öyle siktir edercesine cevap vermedim. Çünkü aklımda onun yine benimle dalga geçtiği konusu vardı. Ben böyle kendi kendime triplere falan girip bir kaç saat geçince o yine mesaj attı ve bu sefer "iyi peki sen bilirsin?" diye mesaj attı. Bende bu sefer iyice merak ettim ve tutup onu dalga geçen bi ses tonuyla arayıp hemen sinir stress bağırmaya başladım "ne diyorsun, ne sordun" falan gibisinden ard arda bir şeyler söyledim ve o bunun üzerine gay'app'lerinden birinden bana mesaj attığını söyledi. Bende app'leri uzun süredir kullanmadığımı ve sildiğimi söyledim. Ama o ısrar etti "yalan söyleme 3 gündür yazışıyoruz seninle" dedi, ben de "alla alla saçmalama yaa" dedim.

Çünkü ben gayapp'lerini 2 hafta önce benden daha dengesiz insanlarla daha fazla muhatap olmamak için silmiştim ve bu yüzden Öküz Herif'in bana mesaj atması ve hatta mesajlaşmamız imkansızdı. Ama o da tutturmuş "hayır işte kayıtlar hala bende duruyor 3 gündür kavga ediyoruz ordan" deyip duruyordu. Bende bunun üzerine "ya yoksa bu yine biz görüşelim diye beni kandırmaya falan mı çalışıyor" diye düşünürken, bi yandan da "ya kusura bakma ama sana nasıl ispat edeyim bilmiyorum. Ama madem yazıştık diyorsun ve kayıtlar sende ise getir bakalım" dedim. Ben böyle diyince o "hayır sen taksim'e gel" dedi ve bi kavgada burda başladı. Ben ise "artık senin ayağına gelmiycem, 1,5 yıldır köpek gibi peşinde koşuyordum artık yoruldum. Eğer gerçekten konuşmak istiyorsan sen gel" falan deyip kestim attım ve telefonu da kapadım. Yarım saat sonra dayanamadım telefonu açtım ve o aradı. "Tamam geliyorum" dedi ve ben de beklemeye başladım. Sonra çıktı geldi, hemen telefonunu aldım ve yazışmalarını okumaya başladım. Gerçekten de benim profilime fazlasıyla benzeyen biriyle uzun uzun konuşmuşlar ve bizim öküz'de sürekli benim ilişkideki dengesizliklerimi yazıp "işte sen böylesin, işte sen şöylesin deyip durmuş. karşısındaki kişi de sanki hep konuşuyorlarmış gibi "canım öyle istedi" ya öfff sıkıyorsun artık" yeter lütfen" gibi kısa kısa cevaplar vermiş. Ve üstelik bunlar günlerce yazışmışlar. Hatta 2inci gün bu konuştuğu kişi ona "günaydın ruhhastası" diye mesaj atmış, bizim öküz de ona "günaydın deli bok" diye yanıt vermiş. (Bu arada öküz herif bana "deli bok" der.)

İşte her neyse ben bu yazışmaları okuyunca bi anda gülme krizine girdim, ama bi yandan da lan cool durmalıyım, bozuntuya verip gülmemeliyim falan diyorum içimden. Ama nerdeee kendimi durduramıyrum ki. Yazışmaları okuyunca öyle bi gülüyorumki gözlerimden yaş geliyor, hani yüzümü assam beni gören sikimi kesmişlerde onun üzüntüsünden ağlıyorum sanır. Bi yarım saat rahat güldüm ve sonra artık gülmem kesik hale gelince durdum. O arada ise Öküz'ün yazıştığı kişiyle yaptıkları muhabbetler aklıma geldikçe ani kahkaha patlamalarına engel olamadım.

Tabii çok sonra biz onunla asıl konumuza döndük. Yine bir sürü küfür müfür derken, artık bağırıp çağırmaktan boğazımız ağrıyordu ve tam o anda bi şekilde normale döndük ve bi baktım sarılmışız. Tabii sarılınca öpüştük möpüştük derken olayımız normale döndü. Normal işte bildiğin  arkadaş, dost, sırdaş, yaren, heval, kanka, panpa'ya dönüştük. Ama sevgili konusunu konuşmadık. Konuşmak istemedik bu sefer. Çünkü sıçıp sıçıp bırakmak ve sonrasında da hiçbir şey olmamış gibi o bokun içinde devam etmekten sanki yoruldum gibi. Sonra öyle devam ettik. Bana "beni özledin mi?" dedi, durup gözlerinin içine anlamlı anlamlı baktım ve "hayır" dedim.
"Deli gibi özledin biliyorum. Kabullenmiyorsun ama bana köpek gibi aşıksın ve hep aşık olarak da kalacaksın. Evet daha önce çok hata yaptım, seni anlamadım ama çok değiştim, bende sana köpek gibi aşığım. Köpek gibi özledim seni" dedi ve sarıldı. O an dünya böyle dursun istedim. Yani tıpkı bir film gibi bitsin her şey istedim. Sanki dünya, biz kavuşunca son bulacakmış gibi dursun, kıyamet kopsun herkesle beraber ölelim istedim. Ama öyle olmadı. Biraz daha sarılıp saçımı başımı iyice karıştırdı ve sonra benden uzaklaşıp seni seviyorum deli bok" dedi ve beni öptü. Sonra sağdan soldan muhabbetler ettik. Hayatlarımızdan konuştuk. Hiç ayrılmamışız gibi günü akşam ettik. Öyle işte yani. Biz ayrılamıyoruz ve ben onunla hiç ama hiç ayrılamayacağımızı da, daha onu ilk gördüğüm o soğuk 2011 yılının Şubat'ında anlamıştım ve içimden "ben bu öküzle ölünceye kadar devam ederim" deyip, sesli bi halde de "selam" deyip elimi uzatmıştım.

7 yorum:

  1. Sonunun tatlıya bağlanması sevindirici. Umarım sıkıntı yaşamazsın sonrasında tekrar. Ben olamıyorum bari siz olun :)

    YanıtlaSil
  2. Ahahahah çok enteransınız ya - ne guluyorum senin su blogunu okurken Hayat Erkeği - insanlar genelde birileri mutlu olunca yazarlar ya çünkü olaylara senden oturu şahit oluyoruz yazayımm dedim.Adına mutluyum ama çok çektin be - essek :D

    YanıtlaSil
  3. Çok tatlısınız hep mutlu olun hiç ayrılmayın.

    YanıtlaSil
  4. Annem haklı çıkıyor ne???
    Masallah diyelim Allah nazarlardan korusun:)))

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.