Bu sabah 11 de uyandım, ama hiç yerimden kıpırdıyasım yoktu ve  koltukta öylece gömülü kalıp bilgisayarı açtım. Zaten koltuğun  minderleri götümün kalıbını alalı uzun  zaman oldu. Ev arkadaşım  gittiğinden bu  yana koltukta yatıp kalkıyorum ve çok geçmeden minderler  götümden arta kalan bedenimin izinide alacaktır. Her sabah uyandığımda  ilk işim maillere bakmak, eğer cevaplanacaksa yanıtları yazmak, sonrada  boş işler için nette turlamaktır. Bugünde öyle yaptım. Sonrada pornodan,  Dexter dizisine  saplandığım için nette dolanıp diziport.com a girdim. Üst üste 7 bölüm  izledim ve sanırım şu an karşıma nefret ettiğim biri çıkarsa, etrafı  naylonla falan kaplamaya bile gerek görmeden,erkekse önce sikini, kadınsa önce dilini kesmeye  başlayarrak onu parçalara ayırabilirim. Hatta kadınsa dilini koparıp götüne, erkekse sikini kparıp ağzına tıkarım. Neyse içimdeki katili rahat bırakıp,  acıktığımı farkettim, çünkü dün geceden bu yana bir şey yemedim ve  sanırım en son enerji içeciği içtiğimdir. Kurban olduğumun Reb-Bull'u,  gece boyunca beni zıplattığı yetmezmiş gibi, hem sikimi dik tuttu, hemde  karnımı tok tuttu. 
Elimi yüzümü yıkayıp üstüme, osbir  çektikten sonra üzerine boşaldığım, sonra da buruşturup evin sağına  soluna attığım kirli tişörtlerden birini geçirip balkonun kapısını açtm  ve biraz sokağı izledim. Altımda, geçen gün terkos pasajından aldığım  ucuz kapri vardı. Ve aslında bu kaprinin erkek değil kadın kaprisi  olduğunu da balkonda henüz yeni farkettim. Çünkü fermuarı azcık açık  unutmuştum ve kapatmaya çalışırken fermuarın sola baktığını ilk defa  farketmiştim. Yıllar önce bir terzi arkadaşımla yaptığımız giyim kuşam  tartışması esnasında, ben ''zaten artık kadın erkek giyimi diye bir ayrım kalmadı gibi'' deme cüretinde bulunmuştum, oda '' evet, kalmadı ama hala kadın pantolonlarında fermuar sol tarafa bakar''  demişti. Balkonda fermuarımı kapatmaya çalışırken bu cümle aklıma geldi  ve bana pantolonu satan esnafın anasını, bacısını, gacısını siktikten  sonra içeri döndüm.
Ammına koyduğumun esnafı neden o  capriyi bana ucuz sattı şimdi daha iyi anladım. Hem sezon sonu, hemde  hiç bir kadın, böyle siktiri boktan bir renkte capri alıp götünü güzel  göstermeye çalışmazki. Ama benim gibi bi mal adam alır. Allahtan  alırkende sadece evde giyinirim diye düşünüp almıştım. Vayy oruspu  çocuğu yinede canımı sıktı piçoğlu piç. Bu düşünceleri boşverip,  tişörtün sağında solunda bulunan kurumuş osbir lekelerini elimle  çitileyip yok etmeye çalıştım. 
Aklımda buzdolabında  bulunan yumurtaları tavaya kırmak vardı. 2 haftadır lavaboda birikmiş  olan bulaşıkların arasından tavaya elimi atıp çıkardığım an miğdem alt  üst oldu. Tavayı yediklerimin kırıntılarıyla beraber bıraktığım için,  tüm kırıntılar yağlar falan birleşip kurtçuk haline gelmişlerdi. Bide  imansız gavurlar Allah yok derler. Al sana miğde bulandıran bi yoktan  varoluş durumları. Tavayı olduğu yere bıraktım ve buzdolabına gittim.  Dolapta ilk gözüme çarpanlar bi muz ve bi elma oldu. Sanırım geçen hafta  sağlıklı beslenmeliyim diye kendimi gaza getirdiğim anlardan birinde  almış olmalıyım. Muzu ayak üstü atıştırdım ve elmayı tabağa doğrayıp  içeri bıraktım. Daha sonra önceki gün yarısını yediğim kızarmış tavuğu  gördüm.  Bu açlıkla ısıtmak falanla uğraşamazdım, alıp soğuk  soğuk yedim. Baktım doyacak gibi değilim, dolaptaki zeytin tabağından  1-2 tane atıştırırken, terayağını aldım ve getirip ekmeğin arasına  sürdüm. Tereyağını bırakırken balı gördüm, bi çatal alıp bir kaç defa  batırıp yedim. Balı ekmek arasına sürmekle uğraşmak istemedim. Zaten  sonuç olarak hepsi bok olacaklardı :Pp
Tereyağlı  ekmeği yedim ve sonra kalkıp ketılda su ısıtıp tüm bulaşıklara döktüm.  Bunu bir kaç defa daha yaptım ve biraz olsun temizlenip kurtlardan  arındıklarına emin olunca alıp bulaşık makinesine attım. Ammına koyım  bulaşık makinesini de ne diye keşfetmişler anlamadım. Çünkü bulaşıkları  atmadan önce senin kendin alıp yıkaman gerekiyor. Ee ammına soktuğumun  dünyasında, sonuç olarak bulaşıkları yinede ben yıkayacaksam, bulaşık  makinesini ne diye alıyorum ki? Al sana mantık hatası. Zaten bu  hatalarla yaşayıp gidiyoruz. Neyse bulaşık makinesi ve bulaşık  makinesindeki mantık hatasını da siktir ettim. Sonra makineyi  çalıştırdım ve gidip dolaptan kola aldım. 
Ha bide, dün gece bara gidip bi çocukla tanıştım. İlk farkettiğimde çok yeni olduğunu anladım, bende aptal şapşal hareketler yapıp, beni tavlamasına izin verdim. Bide tanıştığımızın ilk dakikasında bana ''utangaçsın''  demez mi ^_^  güldüm ama sanki söylediklerinden dolayı  rahatsızlık duyup, utangaç havayla beni gülme tutmuş gibi bir tavır  takınıp ellerimi cebime attım ve başka yöne döndüm. Oysa benim ne kadar ucuz biri olduğumu hiç bilmiyordu ve zaten bilsinde istemiyorum. Takındığım maskenin, el kol hareketlerini, mimiklerini bu kadar başarılı bir şekilde yaptığımı nerden bilecekki. O tamamen cinsel bir masumiyet içinde, benimle iletişim kurarken, ben iplerin onda olduğunu hissetirmek için türlü numaralar yapıp onunla oynuyordum. Bi ara utangaç biri olmadığımı, çok cesur biri olduğumu göstermek için sürekli onu öpmeye çalıştım. Sonrası geldi zaten. Ama aslında o benden daha utangaçtı ve ben yer yer onu taklid ediyordum.Tıpkı bi ayna gibiydim. Ondaki hareketin aynısını 2 dakika sonra ben yapıyordum. İşte bu kadar ucuzdum...
Biraz daha  sohbet ettik. Bi ara beni karizmatik bulduğunu söyledi, o anda götüm tavan  yaptı, pişmiş kelle gibi sırıtıp ''eheheheh saol''  falan diye söylenip ''sende çok tatlısın''  deyiverdim. Hatta bunu bir kaç defa daha söyledim ve aslında gerçekten tatlıydı. Onu beğenmiştim ama çok gentiç ve genç olmasından dolayı onunla  öpüşürken, çiğ et yemiş gibiydim. Kendimden bi kaç yaş küçük adamlardansa, 30lu yaşlarındaki adamları daha yakın buluyorum. Sanki istediğim şey her ne ise, onlar bana bir an önce verebilecek gibiler. Daha güvenilir gibiler. Her şeyi yeni yeni öğrenip sindirmişler ve öğretmeye hevesliler. Üstelik öğretirken 40lı yaşlarından gün sayan ve sürekli etrafa nasihatler veren ukala adamlar gibi de değiller. Gerçkten hayatı sindirmişler ve daha bilgece yaşıyorlar gibime geliyor. Sanırım bu bilgece yaşadıklarını düşünmemden dolayı onları daha çekici ve vazgeçilmez buluyor olabilirim. Neyse işte  zaman geçip saat ler 03:00 e geldiğinde, illa yalnız kalmak  istediğini söyleyince bana geldik. Ama erken çıkması için yolda  gelirken ''evin bana değil, bi arkadaşıma ait olduğunu bu yüzden bir  kaç saat takılabileceğimizi, yoksa sabah çocuğun iş dönüşü bizi  yakalarsa ayıp olacağını'' söyledim. Birde ilişkiye girmeyeceğimi, ama isterse saatlerce sevişebileceğimizi ekledim ''Tamam'' dedi geldik, soyunduk ve işe koyulduk.
Çocuk  dediğim de dev gibiydi, ama o dev gibi görüntüsüne rağmen henüz 20  yaşındaydı. Zaten şimdiki 20li yaşlarına yetişen herkes böyle dev gibi. Ammına koduğumun bu yeni nesli, ne yiyorlar da böyle öküz  gibi oluyorlar bi bilsem bende onların yediklerinden yiycem. Ama yok  zıkkımın kökünü yiyorlarki böyle dev gibi oluyorlar. Çocuğu anlatıyım  da, yazıyı bitiriyim. Tasarım  öğrencisi, dazlak, hafif göbekli ve benden 10 cm uzun. Bide sakalı var  ama seyrek. İlişkilerde sadece karşısındakinin isteklerini yerine  getirmekten zevk alıyor. Osbir bile çekmedi, ''ne istiyorsan onu yapalım'' diye diye kulağımı sikti. Bende 69 u sevdiğimi söyledim, bunu duyunca 2 defa yaptık. Ben boşaldım o ''isteklerin neler'' deyip durdu. Ben de ''o esnada yapmak istediklerim neyse yaparım, şu olsun bu olsun diye şartlanma içine girmiyorum'' dedim ve onun fantezilerini sordum. Bir kaç defa kem küm edip sustu ve en son ''tamamen güvendiğim birinin beni yatağa bağlaması fantezim var'' dediğinde, öpüşüyorduk ve durup ''Ciddi misin'' dediğimde ''evet''  dedi. Şaşırdım, hemde çok şaşırdım. Hani bugüne kadar, üzerime işe,  hatta ağzıma işe diyende oldu, ama beni bağla diyenle ik defa tanıştım.
Gece  boyunca kölemmiş gibi davranmak istediğini anlamamak eşşeklikti ama,  anlamamazlıktan geliyordum. Yalnız ben onu anladımda, o beni anlamadı.  Çünkü ben sahiplenmekten yalnız değil, sahiplenilmektende hoşlanıyorum.  Oysa o sadece sahiplenmekten çok, emir verilmesinden, verilen istekleri yerine  getirmekten hoşlanıyor. Neyse işte, sabah  05:30 da giderken, benimle bi daha görüşmek istediğini  söyleyip gitti. ''Hımm tamam'' görüşürüz falan dedim. Aslında bi daha çiğ et yemek gibi bir isteğim yok ve  bu dev gibilerin görüntülerinin arkasından da böyle 20 li yaşlarından  çoluk çocuk çıkmasıda miğdemi bulandırıyor. Sanırım barın ışığında biriyle kesişirken, yaşından iyice emin olmadan biriyle tanışmamalıyım. Yada daha ilk bakışmada nufus kağıdı göstermelerini istiycem gibi.

şimdi bu çocuğun arkadaşı dün geceyi arkadaşına anlatmış olsa :)
YanıtlaSilarkadaşı benzer hikayeyi her zaman okuduğu blogda okusa...
olaya gel, komik olmaz mıydı?
Şüphesiz komik olurdu ^_^
YanıtlaSilhatta, böyle bişi olursa götümle kahkaha atarım
demek ki ikimiz de tam olarak aynı şeyi yapıyoruz şu an...
YanıtlaSilseviyorum seni ben, devam et :)))
Kendine bi ad al ^_^ bende seni seviyim.
YanıtlaSiltamam, o da olur.
YanıtlaSilbak biz seninle tanışacağız bir gün, diksiyondan anlayacaksın ben olduğumu zaten...
bu mesajları hatırlatırım o zaman
iyi akşamlar :)
seninle aynı evde yaşayamayacağımıza karar verdim. :P
YanıtlaSil@x-coach he canım hee
YanıtlaSilYaa sen evine gelen insanlara önceden söyle de, kolera dizanteri ne kadar bulaşıcı hastalık aşısı varsa olsunlar gelsinler. Yakında Dünya Sağlık Örgütü falan evini basarsa şaşmam yani.
YanıtlaSil@ayı o zamana kadar ben bu evden çıkmış olurum :Pp
YanıtlaSilSanırım yaşıyla cüssesinin orantısını eğik buldun o yüzden böyle başlık attın. :D
YanıtlaSil