Bana neden oruspu olduğumu, neden onunla bununla yattığımı, neden götümün adeta hiç yer yüzü görmediğini sorup duruyorlar. Oysa anlaşılmayacak pek bir şey yok, çünkü beyin bedava. Ne kadar çok insanla tanışırsam, doğru insan denilen herifle karşılaşma şansını da, o kadar çok yükseltmiş olacağım diye düşünüp, önüme gelenle yatıp kalkıyorum. Çünkü istiyorum ki ammına koyduğumun piçiyle, bi an önce karşılaşalım da, ne bok yiyeceksek yiyelim. Ama yok. Zaten doğru insan safsafatasına inanmamaya falan da başladım gibi.
Yıllarca; doğru insan karşıma çıkacak, doğru adam nerdeyse karşılaşacağım, doğru kişi kimse onu bulacağım deyip durdum. Ama yaş oldu 25 hala tek tabanca takılıyorum. Anasını sattığımın dünyasında, kaderime karalanmış biri vardır elbet. İşte ben, o karalanmış kişiyi bulmak için, karşıma çıkanlarla oynaşıp duruyorum. Hayır oynaşmıyım da ne yapıyım? Dizimi kırıp evde, örgü örerken doğru insanın bana gelmesini bekleyecek değilim ya? Bende örgü örmek yerine; ağzı iki güzel laf eden, eli ayağı hafif düzgün birilerinin ilk göz kırpşında yavşamayı daha doğru buluyorum. Ama yok, yavşamalarımdan da, yatıp kalkmalarımdan da hiç bi sonuç çıkmıyor.
Bu doğru insan denilen piç kimse çıksın artık karşıma. Ama yok, hiç bi şekilde çıkmıyor karşıma. Hani doğru dediğim kişiyi bulsam, bekaretimi de bozcam ama çıkmıyor. Gerçi doğru insanı bekliyorum, doğru insanı arıyorum diyerekte, herkes gibi bende daha en başından kendimde bir yanlışlık olduğunu kabul etmiş oluyorum. Evet evet doğru insan çıksın diyoruzya, kendimizin yanlış kişi olduğunu kabullenmiş oluyoruz. Eee biz doğru insan için, doğru kişi olmayınca, evren denilen bu saçma sapan şeyler nasıl bizi tanıştıracak. Ammına koyduğumun doğru insan'ı da, kendisi için doğru insanı'ı aramıyormudur?? Arıyor tabiki. Eeee ne oldu şimdi? Kendi kendimizi göt ettik değil mi??
Abi kendimize dürüst olalım, doğru insan karşımıza çıkacak derken, aslında kendimizin yanlış kişi olduğunu, kendi kendimize itiraf etmiş oluyoruz. Vay beee, inanır mısın? bak bende şimdi yazarken, bunu farkettim. Peki kendimizi düzeltmek için ne yapcaz? Ses yok, kendi kendime bile konuşurken, kendimden cevap alamayacağım bir soruyu, kendime yöneltebileceğim hiç aklıma gelmezdi. Vay be beyin bedava ama, insan kendisine sorduğu bi sorunun cevabını alamıyorsa ne yapıyım ben bu beyni? Tutup beynimi siksem hakkıdır.
sana ağız dolusu bir saçmala demişliğim var
YanıtlaSiltekrarlıyorum;
sen doğru insan!!! saçmalama
''açyol''
"Abi kendimize dürüst olalım, doğru insanı karşımıza çıkacak derken, aslında kendimizin yanlış kişi olduğunu, kendi kendimize itiraf etmiş oluyoruz."
YanıtlaSiloha lan harbi he.Süper tespit.
ya abi bişey sorcam, doğru kişiyi başkası kapmışsa napcaz... :/ gerçi benim boy 1.75 muhtemelen dünya nüfusundaki erkeklerin anca 200.00 i falan bana uygundur :/ birazı da ugandalı falan, çinlileri de ele ( zaten onlar da elenince bişey kalmıyor amk. )
Doğru insan diye bir şey yok. Yemişler seni
YanıtlaSiloh oh çatır çatır bi tespit! =)
YanıtlaSil@Açyol siggit ^_^
YanıtlaSilbulursan arkadaşı varmıymış diye de bi soruver:)
YanıtlaSilDoğru insan mı, doğru insan ne arar le bazarda?
YanıtlaSiliste boyle :)
YanıtlaSilaferin
''acyol''
abi ya sabah mahmurlugu yada beynim durmus durumda
YanıtlaSilanlamadim neden celisiyim ki kendimle
dogru insanim ve dogru kisi bekliyorum ne var bunda yada dogru kisiyi istiyor bekliyor olmak beni neden yanlis yapsin ki
anlamadim yani
haa bir soru daha kime ve neye gore yanlis
son iki cümle de adam sonuna kadar haklı
YanıtlaSilyine sikertmiş
adam haklı beyler! =)
YanıtlaSilSöylemek istediğim şey şu, doğru insan diye bir koşullanma içinde birilerini arıyoruz. Oysa bu yanlış gibi geliyor bana. Daha en baştan öyle birini aramaya çalışarak yanlış yapıyoruz. Çünkü bana göre herkes doğru insan.
YanıtlaSilEvet abi herkesin, doğrusu, yanlışı, sevdiği, sevmediği şeyler var. Ama biz birini hayatımıza sokarken, onu bütün doğrularından, yanlışlarından, sevdiklerinden ve sevmediklerinden vazgeçirtmeye çalışıyoruz. Tabii bu bizim içinde geçerli, çünkü bizde başkasının hayatına girerken kendimizden geçiyoruz. Kendimiz olmayı bir kenara atıyoruz. Roller, yapaylıklar, zoraki gülümsemeler. Bunlardan iğreniyorum.
Neyse işte, oysa o kişiyi olduğu gibi alsak, doğrularının onun doğruları olduğunu, yanlışlarının sadece onun için yanlış olduğunu kabullensek ve yine kendimiz olsak. Kendimiz olabilsek, kendimiz kalabilsek...
Ama olmuyor, birini bulduğumuz zaman, o kişiye adeta bir kumaş biçiyoruz ve o kumaşı da ona giydirmeye çalışıyoruz. Tabii onun hal ve hareketlerine görede, kendimize bir kumaş biçip onun içine girmeye çalışıyoruz.
Abi boşverin kumaşları falan, gelen kişi ne idi ise yine öyle kalsın. Oysa böyle yapmıyoruz giyiminden kuşamına, hediyesinden, yiyip sıçtığına kadar farkında olarak veya olmayarak müdahale ediyoruz. sizin renklerinizi sevmek zorunda değil, aldığınız hediyeyi beğenmek zorunda değil.
Ama yok aldığımız sikindirik hediyeleri bile beğendirtmeye çalışıyoruz. Beğenmediğini anladığımız zaman da mırın kırın ediyoruz.
Dediğim gibi illa, tıpkımızın aynısını bulmaya çalışıyoruz. Öyle birini bulamayınca da bulduklarımızı, alttan alttan kendimize benzetmeye çalışıyoruz. Sonra kaçırınca da ''ya ama niyeeeeeaa böyle oldu ki? ama biz anlaşıyoduk'' diye söyleniyoruz. Bu cümleden sonra kendimi tutamayarak ''anan ammmı'' demek istiyorum. : )))
kusura bakmayın kendimi tutamadım. herkesi höptüm muahhh ^_^
yıllarca kendini doğru adam sanaraktan, bir türlü kendine yakışanı bulamayan ve yalnızlıktan beyin amcıklaması geçiren bu sik kafalı diyor ki; iyiymiş a.q
YanıtlaSilÇok güzel demişsin de! Şöyle de bir ayrıntı var:
YanıtlaSilBir- kimseyi değiştiremezsin zaten onu baştan geç :)
İki- Doğru kişinin tanımında bir yanlış algılama var sanırım. Doğru kişi gelip anahtar deliğine cuk diye oturacak kişi değildir, Öylesi 0000.1 olarak bulunuyordur tahminim. Doğru kişi genel olarak empati kurabilen, saygı duyan ve kalbinde sevgi pırıltıları olan kişidir. Fakat bunlar sokakta karşılatığınız her kişide bulunur mu? HAYIR.
Çünkü, bir de bunun seviyeleri bulunur. Birinclilikle kültürel farklılıklar mahalleden mahalleye bile bulunurken şehirden şehire köyden köye uçurum büyür. Bir insan şiddet, baskı ve cehalet içinde büyürken bir başkası sevgi, şefkat ve eğitimine önem verilerek yetiştirilmiş olabilir. Bu iki kişiyi alın yanyana koyun bir de kültürel faktörleri işin içine koyun sonra bana hangisi doğru hangisi yanlış söyleyin. Bu ekstrem bir örnek gibi gözükse de aslında bu her zaman böyledir.
Kısacası öncelikle davul bile dengi dengine çalar.
Özetle, kültürel farklılıklar şunlar bunlar minimize olduğunda Doğru kişi sizinle GEÇİNMEYE NİYETİ OLAN ve bu yönde çaba sarfedecek kişidir.
Nereden mi biliyorum? Yıllarca kendi dengim bir kişi ile sevgiliydim, hatalarını insanca gördüm yeri geldi lafını bile etmedim sevimli yanlarını buldum, onu anlmaya çalıştım, en ihtiyacı olduğunda destek oldum, hep orada olduğumu bilmesini sağladım fakat o gitti. Yani benimle geçinmeye ve ilişkiyi devam ettirmeye niyeti yoktu. Benim negatif yanlarımı gördü ve yüzüme vurdu, bana sevgisini ucundan gösterdi. İçimde hiçbirşey yok ona karşı çünkü ben onun doğru kişi olmadığını en azından olmak için çaba göstermediğini biliyorum.
Kısacası, doğru kişi vardır o da size doğru davranandır.
Doğru kişi seni bulmaz doğru kişiyi sen yaparsın. Aşk biraz da vazgeçmektir. İşte diğer kişilerden vazgeçemediğin için doğru insanı yapamıyorsun ya.
YanıtlaSil