-->

15 Ağustos 2010

Eee tamam yarın Pazartesi ama, ben başkasına abayı yakmak üzereyim:Pp

Öyle oraya selam, buraya selam diye uzatarak yazının girişine sıçmak istemediğimden, konuya direkt giriyorum. Hani benim hoşlandığım bi çocuk vardı ve şans eseri bizim ajansta işe aldırmıştım ve çocukta pazartesi günü gelip işe başlayacaktı sonrasında ben ona kurlar yapıp, salça olarak ibne bile değilse ibne yapıp kendime sevgili yapma hayalleri kurmuştum ya, hah işte o çocukla benim aşna fişne olma durumlarımı askıya aldım ve hatta ibneyse bile aramızda hiç bi bok olmasın istiyorum.
Çünkü yelkenleri başka bi yöne çevirdim, haberiniz olsun...

Zaten şu belirsiz aşk konularında hep böyleyim. Nedense her zaman atlayan oluyorum. Ama bu sefer karşıdan atlayan olunca, ben de ajansa gelecek olan çocuğa karşı kendime ''2 dakka yerinde dur lan ibne'' freni çektim. Ne bileyim yaaa belki bu seferki hiç ölmeyecek, hiç bitmeyeek olan bi aşktır. Eğer oysa neden duruyım ki, değilsede tanışırız, görüşürüz bakarız. Ama inşallah bu sefer ölümsüz olandır. Ölmek bilmeyen bir aşktır.

Neyse işte, zaten ajansa gelecek olanın ne bok olduğunu bilmiyorum. Birde iş yerinde böyle ibnelik ayaklarına hiç yatmıyorum, yatabilecek kimse de yok zaten. Ee ben tutup gelen çocuğu ibneleştireceğim, kendime sevgili yapacağım derken, çocuk da olmam diye tutturup yoluna devam ederse ve sonuç olarak ben de, sapım elimde ortada kalırsam ne olacak? Hem zaten elde bir şey yok, aman daha çocuk gelcek ben ayartıcam, bana alışacak falan derken yıl geçecek.

Neyse bunlar benim kendime bahanelerim olurken, boş değilim, boş durmam zaten. Romeo'dan biriyle yazışıyordum. Tanıştık ama öyle böyle bi tanışma değil hani. Gerçi olacaksa bu olsun gelecek olanı napıyım, alıp götümemi sokıyım, işte bak bunu gördün, konuşuyorsun aynı kafadasın, ne bok olduğunu sana açık açık anlatıyor, hep diyo ''ben tüm bokları yedim, beni tanırsan pişman olacaksın, keşke tanımasaydım diyeceksin, benimle tanıştığın güne lanet edeceksin'' falan filan konuşup duruyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse çocuk her boku yemesine rağmen, içinde hala iyi bir şeylerin olduğuna inanıyorum. Yaptıklarının nedenini sadece aşırı ilgi çekmekten veya aşırı sevgisizlikten kaynaklandığını düşünüyorum.

Peki bu seferki kim ki? Seni nasıl ayılıp, bayıldığın çocuktan kendisine çevirtti, nasıl böyle bir kararı aldırdı? derseniz, valla kısaca şöyle değinebilirim. Çocukla Romeo'dan tanıştım. Ordaki resminden bir blogcuya benzetip mesaj atmıştım sen O' musun? diye. Sonra işte muhabbet başladı, msndan da bi anda samimi olup devam ettik. Neyse işte Romeo'dayken ilk mesajlaşmamızı ahanda buraya bıraktım. Olay öyle başlamıştı.
Bu arada bu piçle tanıştım falan diyorum ama, öyle aramızda henüz bi sikiş sokuş veya en azından bi sevişme bile olmadı. Tanıştım demem sadece netten, msnden, telefondan görüşüyoruz. Daha bir dokunma eylemi yaşanmadı. Çünkü çocuk şu an ailesinin yanında tatilde ve İstanbul'a ayın 25inde dönüyor.Peki bu piç nasıl biri ki, böyle aklını kaçırmış halde salak salak davranıyorsun? derseniz, çocuğun yaşamından bahsedeyim.

Çocuk her boku yemiş ve yediği boklardan dolayı hayatının alt üst olduğunun farkında olan, daha önce esrar, eroin her boku aldım diyen, alkol müptelası, sigara desen hava civa kalıyor, gay barlarda olay çıkartıp bir daha kapıdan içeri sokulmayan, sokaklarda travestileri koluna takıp gezen, geceleri onun bunun evinde kalan yırtık piçin biri. Bunları hepsini o bana anlattı. Neden böyle bunları anlatsınki, derseniz valla aramızdaki muhabbet o kadar güzelki çocuk yediği tüm haltları anlatıveriyor. O anlattıkça bende kendime bakıyorum. Bakıyorum bakmasına ama bende temiz değilim ki be anacım. O tüm bunları açık açık anlatırken, bende kendi sakladıklarımı düşününce ''ya olurda biz bir şeyler yaşarsak ve sonradan öğrenirse ne bok yiycem'' diye içimden söyleniveriyorum. Hani o kendisine ben işe yaramaz, hayatı alt üst olmuş biriyim. Beni kim alıp ne yapsın deyip duruyorda, benim ne bok olduğumu bilmiyorki :(

O ''ben hayatımın bi döneminde sırf para için oruspuluk yaptım, sikiştiklerimden bazıları şuan okul arkadaşlarım, onlarla okulda falan karşılaştığım zaman sıkılıyorum'' diye ekliyor. Ama doğrusu ben de pek ondan aşşağı kalır değilim. Bende her gece barlara gidip biriylen çıkarken, barda bitek götüme yarrak sokturmadığım kalmışken, temizmiyim? Zaten aramızdaki tek farkın ''onun parayla, benim parasız olarak'' oruspuluk yapmam. Başka hiç bir farkımız yok.

Dün geceki muhabbetimiz te saat 03'e kadar devam etti. Piç bana fotoğraflarını yolayıp durdu. Tabii her fotoğrafla beraber bir de şarkı.
İlk gelen fotoda, havuzda durmuş elinde bira, kadraja uzatıyor. Gözlerinde bir belirsizlik, ümitsizlik, ne yapacağını bilememe var. Yüzünde ''artık biri beni de sevsin, olduğum gibi kabullensin, tüm piçliğimle, oruspuçocukluğumla kucaklasın beni, arıyorum ama yok öyle biri, bulamıyorum nerdeyse artık çıksın karşıma'' diye bağırıp çağıran bir ifade var. Fotoyla beraber gelen şarkı ise Ajda Pekkan: Palavra. Tabii o anki muhabbete göre Palavra şarkısı iyi duruyor.
İkinci fotoda uzun saçlı ve arkaya toplamış, muhteşem bir kirli sakal ve gelen şarkı yine Ajda Pekkan: Kaderimin Oyunu
Üçüncü fotoda alttan fotoğraf makinasına bakıyor ve yine piç bir bakış var gözlerinde. Dudaklarını 333 der gibi yapmış. Sexi olmaya, piç gibi görünmeye çalışmış ama görüntünün arkasındaki o saf, her şeye inanan, hemen her şeye atlayan, dur durak bilmeyen, içindeki o masum orsupuçocuğunu saklayamamış, fotoğraftaki bakışlarından ''hadi beni kucaklaaaaa, olduğum gibi sev beniiiii piç'' diye bir ses yükseliyor. Gönderdiği şarkı Nilüfer:Tanrım.

Giderken Deniz Seki'den Aptal'ı dinle dedi. En çok sevdiğim şarkılardandır dedim ve harbidende öyle. Birde cep numarasını yazdı. Aradım biraz ''ehi ehi'' tadında bir muhabbet yaptık. Doğrusu şu an ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum bile. Ama böyle sırf konuşmuş olmak için konuştuk. Kapatırken ''kocaman öptüm'' dedi. Bende ''bende seni çok çok çok öpüyorum'' dedim. 12 dakikalık konuşmadan aklımda kalan bir tek bu öpücük muhabbeti oldu.
Offf aslına bakarsak kafam karmakarışık. Öfff be hayat, her şeyi bu kadar karmaşıklaştırmak zorunda mısın?

Edit: Yazışmamızın ekran görüntüsü kötü durduğundan kaldırdım. Bilgilerinize arz ederim :Pp

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.