-->

07 Şubat 2011

10defa üst üste izlenecek filmler (3)

Çok bilmiş, fazla izlemiş gibi film önermeye devam ediyoruz. Baştan okumak için tırtıkla

Pan'ın Labirenti

Film kendisini çocuk filmi gibi algılatsada, bazen algıların insanları yanılttığını hatırlatmak isterim. Filmde istediğini elde etmenin yolunun, aslında sadece çok istemekle alakalı olmadığını, aksine onun için ciddi bir bedel ödenmesi gerektiğini çat diye insanın önüne atıyor. Aslında masumiyetin ne olduğunu ve insanın içinde gerçekten bir canavar mı, yoksa bir melek mi olduğunu ve bu canavar veya meleğin ortaya çıkışınında kişinin yaptıklarıyla alakalı olduğunu söylüyor.
Filme puanım: 7.2

Yapay Zeka
Konusu gelecekte geçen film, sevilmeye programlanan çocuk görünüme sahip bir robotun etrafında geçen olayları anlatıyor. Filmde gelecek pek iç açıcı olmasada, sevgi için "sevmeye" programlanmış insan görünümlü bir robotu bile durduracak hiç bir şeyin olmadığını görmek insanı mutlu ediyor. Masumiyetin ne kadar değerli olduğunu, sevgi beklentisinin asla vazgeçilecek bir duygu olmadığını kemiklerinize kadar hissedebileceğiniz ve benim gibi birazda karı kılıklıysanız ağlayabileceğiniz bir film. Film aslında, çocukların ihtiyacı olan tek şeyin sevgi olduğunu, biraz daha ileri gidersek aslında sadece ilgi ve sahiplenilmek olduğunu görüyorsunuz. Neyse işte filmi muhakkak izleyin, hatta yalvarırım izleyin.
Filme puanım: 9.4
Temel İçgüdü 1-2

Film sexi bir kadın yazarın romanlarına konuk etmek için işlediği cinayetleri anlatıyor. Gerilimin hiç bitmediği, maykıl daglıs'ın, şerın ston'u götünden siktiği müthiş film. İzleyin ve neden sex yaptığımızı, sex de daha fazla zevk almak için neler yapabileceğimizi görün.
Devam filminin de güzel olmasından dolayı filme puanım 8.3

Zuzuların Sessizliği

Antoni hopkins ve julien mor'un muhteşem oyunculukları, sanatçı kimlikleri bir filme bu kadar mı yakışır aa dostlar. Film gelmiş geçmiş tüm psikolojik filmleri sikerttiği yetmezmiş gibi, sinema denilince akan suların aktığı yönüde değiştirmiştir. Tabii sadece bu olmamıştır, benimde hayatıma anlam katmam gerektiği ve aslında kendimi bulmam gerektiği fikrini aşılamıştır.
Korkmayın lan adam kesip yemiyorum, ama herkesinde psikanalizini yapması gerektiği fikrine bu filmde kapıldım ve böylece günlük tutmaya başladım. sonra günlükleri korumanın zorluğundan hepsini tutup bi güzel koliledim ve çöpe atttım (yaklaşık bi 10 tane kalın günlük) günlükleri çöpe attıktan sonra uzun süre boşlukta sallandım ve sonra işte bloglarla tanıştım ve blog tutmaya başladım.
Neyse filme dönecek olursak, muhakkak izleyin ve filmin gerilimini, sanatın gerçekliğini, insan psikolojisinin önemini ve insanın en zayıf ile en güçlü yönünü görün.
Filme puanım: 10.0

300 Ispartalı

Geçmiş yüzyıllara ait efsanelerin, efsane olabilecek şekilde filmlerinin çekilemediği günümüz sanat dünyasında bu film için ayrıcalık tanınabilir. Filmde kazanmış olmak için, ölmeyi göze alan 300 spartalının, binlerce savaşçıya baş kaldırması konu ediliyor. En sonunda ölmüş olsalarda, filmin sonunda aslında kazanan kimdir? sorusunu akla getiriyor. Zaten spartalıların efsane olduğu göz önüne alınırsa kazananın kim olduğunu görmüş olacaksınız.
Filmin o muhteşem görselliği, filmdeki 300 spartalının aslında kaybedenler olmadığına inanmak duygusunun bu kadar inandırıcı bir şekilde seyirciye aktarılmış olması filme verilecek puanı yükseltiyor.
Filme puanım: 8.3

Monster - cani

Film aslında bi lezbiyen filmi olmasının ötesinde, insanın hayattan sürekli dayak yiyip, yalnızlıkla kanka olunca neler yapabileceğine çok güzel bir örnek. Filmin gerçek hayattan alınmış olması, aslında en büyük derstir. Allah kimseyi yalnız bıraktırıp, yanlış işler yaptırmasın diyor ve filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Filme puanım: 9.2

Kelebek Etkisi

Film aslında o kadar güzel bir tespitte bulunmuşki, bi an durup baktığın zaman, hayatın kargaşası arasında önemsizce aldığımız kararlar sonrasında yaptıklarımızın, geleceğimizi nasıl etkilediğini göz önüne seriyor. Kararlarımız sadece bizi mi ilgilendiriyor, yoksa başkalarını da aynı derecede etkiliyor ve ilgilendiriyor mu? İzleyiciye bunu düşündürtmeye odaklı olan film, sürekli insanı mallaştıran bi seviyede ilerliyor.
Filme puanım benzersiz konusu ve oyunculukların güzelliği ve ayrıca filmin ilerleyişinden dolayı: 10.0

Devamı için tırtıkla

4 yorum:

  1. Eveet 3. serinizdeki oylamalarımı yapayım ben de(yap diyen yok ama):
    Pan'ın Lubrikenti: Başta müziği, yarattığı fantastik dünya, tahmin edilemeyen sonu nedeniyle 8.5
    Yapay Organ:P: Yeni bir şey eklemden 9.4'üne katılıyorum (Robin Williams'ın Robot Adam'ını da seversin sen. Bu film ile Pinokyo arasında biryerlerde)
    Temel İçgüdü ve Fadime İçgüdü: Sanırım 1 daha iyiydi:)) Belki de iyi olan M.Douglous'ın kıçıydı:P 8.3
    Zuzuların Şeysizliği: 10,0 başka ne denir?
    300 Burdurlu: Estetize edilmiş erkek bedenini fona koyunca insan onlarla kendini kıyaslamaktan filme konsantre olamıyo ki:P 7.5
    Caniye:Bu filmde de çirkinleştirilmiş kadın yüzü filmin konusunu gölgede bıraktığından 9.0 veriyorum. Ne yaparsan yap Theron'un gerçek halini aklından çıkaramıyorsun:P
    Kelebenk Etlisi: Benim çocukluğumdan beri en çok meşgul eden konulardan birini işlemişler ama tekrarında çok da orijinal bir şey koyamamışlar 9

    YanıtlaSil
  2. 300 spartalı için; o kadar diri vücudu bir arada izlemeyi bir kez daa kaldırmaz benim bünye söyleyeyim..

    YanıtlaSil
  3. bence inseption da 10 kere olmasa da 3-5 kez izlenebilir.

    senin listende ise zuzuların sessizliği ve kelebek etkisi en sevdiklerim

    YanıtlaSil
  4. Hepsinin içinde benim için en özel olanı Monster'dır.Etkileyici.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.