-->

22 Ağustos 2010

Tamam sakin ol, her şey bitti amcık

Dün gece kudurdum yine. Aslında ilk olarak kudurmamıştım ''yarın pazar, iş güç yok bari oruç tutıyım'' diye planlayarak ''ulan çıkıyım dışarda bişiler atıştırıyım'' dedim kendi kendime. Evde zaten doğru dürüst bişiler olmayınca, dışarda yemek en güzeliydi zaten. Giyindim cicilerimi, salına salına çıktım. İstiklal yine kanlı canlıydı, dalıverdim caddeye. Her taraftan bangır bangır müzik yükseliyordu. Farklı müzikler, farklı insanlar. İstiklal bu anlamda çok zengin ve hep zengin olacak.
Neyse işte salına salına dolanırken, her zaman gittiğim ucuz yemekleriyle ünlü lokantama gittim. Tam girecekken aklıma ıslak hamburger yemek geldi, yönümü değiştirdim meydana doğru çıktım. Kızılkayalar'a geldiğimde büfelerin önü her zamanki gibi kalabalıktı. Sanki hayvan depişir gibi bi hava vardı.
Sonra girdim büfeye 2 tane ıslak hamburger söyledim. Hesabı ödedim oturdum bol mayonez, ketçap ve tuzla 2 dakkada atıştırıverdim. Bol ketçap, mayonez falan olunca hambergerlerin bitişi sonrasında aynada kendime baktım. Her tarafım batmıştı, tıpkı 3 yaşındaki herhangi bi çocuğa dönmüşüm. Neyseki garson arkadaşım, hal hareketlerimden, hamburgerlerin finali sonrasında böyle bir manzaranın ortaya çıkacağını tahmin etmiş olacak ki, bol peçeteyi de tabağa bırakmayı da unutmamıştı.
Ben hamburgerleri hanzo edasıyla yiyip bitirirken yanımdaki dombili karının biride bana bakıyordu. Tabii yanında da sevgili niyetine bulunan bi erkek müsveddesi. Kadın, bana o kadar tuhaf bakıyordu ki, nerdeyse dönüp dilimi çıkardıktan sonra ''bööööö'' yapacaktim. Pis pis bakışının 2 sebebinin olacağını düşündüm;
1-bıyığım, sakalım ketçap mayonez karışımlı olmasından dolayı ya çok komiktim
2-yada miğde bulandırıcıydım gibi 2 seçenek olabileceğini tahmin ettim. Sonra düşündüm; komiksem kadının, yanındaki erkekten, miğde bulandırıcı isem kendi götünden haberi yoktu.
Neyse işte karıyla birbirimizle bakışlar sayesinde harp ettikten sonra, siktir olup çıktım. Meydan taşşak kokuyordu, resmen ibne kaynıyordu etraf. Kevaşeler etrafı süzüyor, gelip geçen arabalara baygın bakışlar fırlatıyorlardı. Herkes kendi dünyasında büyük bir yükü sırtlanmışken, bi kaç güzel kadın ve bi iki yakışıklıyla göz göze geldik. Sonra aklıma TekYön geldi. Nasılsa 2 adım uzaklıktaydı. Yürüdüm oraya doğru, bakar çıkarım diye düşündüm. Yolda ibnelerle çarpışa çarpışa bara vardım. Zaten ibneler yolda yürümeyi bilmiyorlar :))) Sanki yolda birine çarpmadan yürüyemiyorlar. Valla hepsini yolda düzgün yürüme kurslarına kayıt ettirmek lazım.
Neyse girdim bara, etraf göt kokuyordu. Üfff çok kalabalıktı. Müzik her zamanki gibi, oraya gelenlerin ruh halleri gibi karışıkdı. Belli bir tarz yok zaten orda. Herkes rahat ve herkese göre bi müzik tarzı muhakkak çalıyordu. belkide o yüzden kimse kaçmıyor, herkes her defasında dönüp dolaşıp yine oraya geliyordu. Girişten itibaren milletle birbirimize sürtüne sürtüne ''ayol'' kelimesiyle ilerleyip bahçeye çıktım. Sonra, biraz durdum orda, etrafa baktım ''ne kadar çok ibne varmış lan'' dedim kendi kendime. araya karışan lezbiyenlerin neden orda olduğunu anlamaya çalıştım. Onca götünü siktiren erkek arasında, 10-15 tane lezbiyen ne bok yemeye geliyorlar anlamıyorum.
Siktir ettim lezbiyenleri, bi kaç korkak ibneyle bakıştık uzaktan uzaktan, dudaklarımızı ısırdık karşılıklı. Sonra ben onların iyice kadın olduklarına emin olup, götümü ye der gibi, onlara bakarak götümü kaşımaya başladım. O anda biri bana sarılıverdi. Dedim ''hele dur bakalım noooluyoruz amcık'' ben böyle içimden uzun cümleler kurarken, bide küçük bi öpücük kondu boynuma. İçimden ''oh şimdi tamam oldu'' dememle dönüpi sarılanın Ercan olduğunu görmem bir oldu. ''Ne boklar yemeye geldin'' gibilerinden bi muhabbet geçti aramızda. Tabii bu muhabbet geçerken birbirimizi ısırdık falan, ben durmadan yılışıyorum. Sonra biraz daha yılışınca, baktım uzak durmaya çalışıyor ''ne oldu, yoksa ekmeğine mi mani oluyorum amcık'' dedim ''yok bişi'' dedi. Farkettim ki, biten bir şey biter, hiç bir zaman eski haline dönmez. Sonra ayrıldık.
İkimizde barın farklı köşelerinde avcı pozisyonundayken, baktım bir iki defa. Amacım belki orda ayaküstü sevişiriz falan diye ummamdı. Ama baktım sikine takmıyor, bende döndüm başka yöne. O anda kısa saçlı, sarışın, mavi gözlü ben boylarında biri geldi yanımda durdu. Döndüm baktım, dedim kesin turisttir. Böyle tamamen erkeksi ama, genç kızmış gibi, utangaç bakışlar atıyor. Baktım yanımda bostan korkuluğu gibi durmaya devam edecek, elimi uzatıp merhaba dedim kulağına. Oda ingilizce, uzun bi cümle kurdu. Her halde selamımı aldı, baş göz üstüne falan dedi. Sohbet başlar başlamaz adımı kulağına söyledim. Tabii müzik kolonunun yanında olduğumuzdan duymak nerdeee. Oda bişiler dedi, ama anlamadım. Yaş kaç dedim 40 dedi, ben de parmaklarımla 25i gösterdim. Yaşımı öğrenince, gözlerinde bi ışık yandı söndü. Işığı mışığı siktir ettim.
Sonra baktım böyle liseli piçler gibi birbirimize bakınıp duruyoruz, sohbet ehi ehi de kalacak ''boşver uzatma artık'' gibilerinden çektim kendime, yapıştım dudaklarına. Şaşırdı, durdu baktı bana, sırıtır gibi gülümsedi. Hoşuna gitmiş olmalı ki bu sefer o iyice yapıştı. Kenardan köşeden izleyen piçlerin hayretleriyle, bi güzel tükrüklü falan bayağ öpüştükten sonra durduk. Baktık birbirimize, ellerimi cebime attım baktım gözlerinin içine, dudaklarımı birazcık açtım ve surat yapar gibi oldum. Bi anda sarıldı, sonra bi sıktı beni az daha ciğerlerim ağzımdan, bağırsaklarım götümden fırlıyordu.
''Ayğğğ'' falan diyince biraz gevşetti, bıraktı beni, sarıldı yeniden.Sonra öpüşmeye başladık falan yine. Böyle ayaküstü, bi yarım saat falan sevdik birbirimizi. Sonra telefonumu çıkarıp saate baktım. Zaman bayağ hızlı geçmişti ve ben zaten evden, bara gelmek için çıkmamıştım. Döndüm ona bakınırken dudaklarımı ısırdım ve ardından aniden yapıştım. Bir kaç dakika daha öpüşüp durdum. Beni sararken, alacağım duygusal tatmini yeterince almıştım, bu duygusal tatmin beni bi kaç gün daha idare ederdi. Şimdilik daha fazlasına gerek yoktu. Her ayak üstü öpüştüğümle, tanıştığımla da yatağa girme zorunluluğum yoktu.
Teşekkür ederim anlamında, elimle koluna vurdum hafifçe sıvazlayıp, hiç bir şey söylemeden hemen ayrıldım yanından. Diğer ibnelerin arasından geçerken dönüp ona baktığımda, yüzünde ''neler oluyor'' gibisinden bir bakış olduğunu gördüm. Ama sikimde değildi. İki öpüştük diye evlenecek değildim ya. Yolda pilav+ayran=1,5 tele yazan pilavcıdan pilav ve ayran alıp yedim. Hiç takılmadan direkt eve geldim, duşa girdim iyice bi bıcı bıcı yapıp havluya sarınıp yatağa girdim. Öyle uyumuşum ve uyandığımdan bu yana evde öyle dolanıyorum.

9 yorum:

  1. O'lum, o ıslak hamburgerleri yedikten sonra nasıl öpüştün adamla yahu. Hani yanlışlıkla bir "gaaark" durumu olsa adam sarmısak kokusundan giderdi kesin. Çok keyifli yazıyorsun bu arada.

    YanıtlaSil
  2. Ya üff siktir et, oda leş gibi kokuyordu. Benim ağız kokum onunkinin yanında misk-i anber di anberrr :)))

    YanıtlaSil
  3. ahahahaha :Dilk defa böyle açık seçik bi doğaçlama okudum :)) ama yaptıgın yanlış tı onu sölimmm biz türk milletiyiz misafirperliğini kullanıp o turisti evine davet etmeliydin sonra allah ne verdiyse vermeliydin önününeee :D neyse eglenceli bi yazıydı inanlımaz keyif aldım :D

    YanıtlaSil
  4. aman siktir etsene.
    zaten turistler açık büfeden otlanmaya alışıklar :)) ayak üstü otlandı yeter ona :D

    YanıtlaSil
  5. sen nasıl bu kadar çok yiyebiliyorsun

    YanıtlaSil
  6. "komiksem kadının, yanındaki erkekten, miğde bulandırıcı isem kendi götünden haberi yoktu."

    sadghasdfghsafdhgsa

    YanıtlaSil
  7. sen manyaksın bak cıdden :D bunu çekinmeden söylüyorum öle bi gozum carptı yazına okumadan gecemedım..Ama baya guldum ne yalan soylyım... :D kolay gelsın :D

    YanıtlaSil
  8. Komiksem kadının, yanındaki erkekten, miğde bulandırıcı isem kendi götünden haberi yoktu."
    On numara tespit. Bu cümlen. Ama tam da net değil gibi.

    YanıtlaSil
  9. Vay be o zamanlar pilav+ayran 1,5 tele imiş.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.