-->

16 Nisan 2024

Annem gider ayak benden helallik istiyor

Annem geçen aydan bu yana kolon kanseri tedavisi görmeye başladı. Aslında tedavi falan da yok. Çünkü 85. yaşında olmasının yanında tümörler, akciğer ve böbreklerine tamamen yayılmış olduğu için ameliyat edilemiyor ve bu yüzden ağrıları çok artığında bir kaç ağrı kesici, mide bulantısı önleyici vb ilaçla oyalayıp duruyorlar.

Hastaneye götürüldüğü ilk 2 gün sonrasında eve geldiğinden bu yana yatakta öylece uzanıp inildemesi, sürekli eklem yerlerine masaj yapılmasını istemesi ve kusması dışında doğru dürüst bir yaşam belirtisi de yok. Zaten zayıfken, şimdi bir şey yiyemiyor olduğundan dolayı hepten zayıfladı ve yüzündeki deri iyice inceldiği için gözleri de hepten içe doğru çöktü kaldı.
Bu son haline baktığımda bazen ondan ürkmüyor değilim. Çünkü korkunç bir şekle büründü ve gittikçe daha bi korkunçlaşıyor gibi. Hele birde bazen konuşma yetisini de tamamen kaybedip hırıltıladığı zaman, insanlıktan tamamen uzaklaşmış oluyor.

Tüm bu halleriyle, sadece nefes alıp veren herhangi bir şeye dönüşüp kaldığını da söylememe gerek yok ve tüm bu acınmaya en muhtaç olduğu anında bile ona annem olarak acıyamıyorum. Sadece yaşlı ve yardıma muhtaç biri olduğu için merhamet duyuyorum o kadar ve bu yüzden "allahım, ölümünü acısız kıl ne olur" diye dua edip duruyorum.
Gün geçtikçe daha kötüye gittiğini söylememe gerek yok ve açıkçası herkesin yüzünde "zaten çok yaşadı. bi kaç güne kadar kesin ölecek. ama en azından bi an önce ölse de işimize gücümüze baksak" ifadesi yerleşik hayata geçti bile.
Tüm bu cenazeye her an hazır duran ev ahalisi ve elleri göğe açılmış halde el-fatiha okumak için tetikte bekleyerek gelip giden milyonlarca akrbabalar, tanıdıklar, konu komşu eşraf vs ise bana yorucu gelmeye başladı.
Hiç sevmediğim bu insana, sırf yaşlı olduğu ve öleceği için gelip gösterilen bu hürmet tiyatrosuna sinir olsamda, kenarda ellerim koltuk altıma bağlı şekilde öylece durup izlemek dışında bir şey yapmıyorum.
Bu gelip gidenlerinse, annem olmaktan çıkmış bu korkunç şeyden sürekli helallik istediklerini de söylememe gerek yok herhalde. Tabi onunda, gelenlerden helallik istediğini anlamışsınızdır. Sonuç olarak, evde akşama kadar "helal olsun"lar yankılanıp duruyor.

Sahi helalleşmek böyle bir şey mi?
Yani 85 yıllık ömrünüzde herkesin arkasından verip veriştirip, rahat rahat ortalığı karıştırırken ömrün bu son deminde eşşeğin amını tersten gördüğünüz için düştüğünüz ölüm döşeğindeki hırıltılar arasında "beni helal et, hakkını helal et. beni helal ediyor musun?"larla alınan helallikler, gerçek helallik sayılıyor mu?
Hayır.
Bence helallik, helalleşmek böyle bi şey değildir. haklar bu şekilde helal olmuyorlardır ama tabiki, bu işin mutlak doğrusunu da sadece güzel rabbim bilir. O her şeyi bilen, hakkı mutlak gözetendir.

Böyle çok ama gerçekten çok alakasız insanlarla helallikler alınıp verilirken, helallik alma işlemlerinin benim tarafında da bi gelişme oldu tabii. Şöyleki; sakin sakin oturmuş, annemin ablama eklem masajı yaptırmasını izliyordum ve hırıltıları arasında, orada olmadığımı sandığı için adımı sayıklayarak beni çağırmalarını söyledi ve o anda bende burdayım diyerek yanına doğru gittim. Bana;
-beni helal et
-hayır. seni helal etmiyorum
-hakkını helal et
-etmiyorum. etmeyeceğimde. daha 2,5 yıl önce tedavim devam ederken bi araya gelip beni sonbaharda evden kovdunuz ve sen gelip babamdan kalma o soğuk gecekonduda ne yaptığıma, nasıl yaşadığıma bile bakmadın. hiç umursamadın.
-gelip bakıyordum. sana kaç sefer domates getirdim
-bak öleceksin zaten. boşuna hiç yalan söyleme
-hakkını helal et
-sana olan hakkımı gerçekten helal etmemi istiyorsan, 2numaralı abimden evimi, arabamı, dükkanımı al bana ver, seni helal edeyim. (bu cümlemi tamamladığımda 3numaralı ablamın gözleri faltaşına dönmüştü. burun delikleri ise sinirden patlamışcasına gerginleşmiş halde yüzü tamamen bana dönmüştü)
-annelik hakkım var sende. ben senin annenim
-sen bana hiç annelik de yapmadın. zaten ben okula gidinceye kadar 2numaralı ablamı annem sanıyordum. 
-ben seni kışın ortasında doğurdum. o soğukta sana bir şey olmasın diye çok çabaladım
-köpeklerde doğuruyor. hemde bi batında 9 tane ve hepsini de besleyip büyütüyorlar. o yüzden boşuna bana bu yalanları anlatma. şu son 2-3 yıldaki en muhtaç anımda bile bana annelik yapamadın. gözünün önünde olup bitenlere rağmen kimseye bir şey demedin. hakkımı savunmadın. hep kendini uzak tuttun. şimdiyse zamanın geldi, ölüyorsun diye helallik mi istiyorsun? diğerlerinden hakkımı alıp bana vermeden seni helal etmeyeceğim.
-öyle olsun.
bu konuşma sonrası, herkes normal hayatına devam etti..

ve evet ben anneme hakkımı helal etmiyorum. etmeyeceğimde.
çünkü hayatı boyunca bana yapabildiği tek annelik vasfı doğurmak olan bi kadının, şu geçtiğimiz 3 yıl içinde eline geçen son fırsatı değerlendirip gerçekten annem olduğunu göstermesi sırası geldiğinde bunu değerlendirmek yerine,  3 ve 4 numaralı ablamla bir olup beni evden kovmuş, sonrasında da ben kendimi zorla eve aldırabilmiştim. (o yazıyı şurada yazdım, TIKLA)
ama şimdi, sanki tüm o olmuş olanlar olmamış gibi davranmaktan geri kalmıyor, ölüm döşeğindeki bu acıklı halini koz olarak kullanıp "beni helal et" diyerek, son dakka golünü de atmaktan geri kalmamaya çalışıyordu.
Oysa ona şu geçtiğimiz aya kadar, belki de ne yapması, nasıl yapması gerektiğibi bilmiyordur diye yeri geldikçe doğru olanı ve yapması gereken doğru hareketleri defalarca anlattım, onda en azından böyle bir hakkım olduğunu belirterek sık sık dile getirdim fakat buna rağmen, tüm bu çabalarıma rağmen sanki hiç ölmeyecekmiş gibi, sanki allah'tan kendisine "ölmeme garantisi verilmişcesine" umursamaz şekilde tüm yaşlı şımarıklığıyla bana dudak büküp küçümseyerek gülümseyip geçip gitti beni.
Üstelik ona defalarca "sende biliyorsun sende çooook çook hakkım var. o yüzden şimdiden söylüyorum; son güne bırakma. bak sakın ola ölürken benden helallik isteme, çünkü sana hakkımı helal etmeyeceğim" de demiştim ve dediğim gibi, canım olmayan annem gülüp geçmişti bana.
şimdi gülme sırası bende ama gülmüyorum, gülemiyorum. bi an önce acısız bi şekilde ölsün diye dua ediyorum.
ve annem ölünce, bu aileyle bi bağım kalmayacak. şimdi bunu düşünüyorum.

1 yorum:

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.