Bi kaç gün önce İstanbul'a geldim ve şu an Taksim AKM'nin altındaki Kahve Dünyası'ndayım. İçeride gençler ve kendini genç hisseden yaşlılar dışında, orta yaşı temsilen ben varım. Ders mi çalışayım, Hornet' e mi bakayım, Tinder'da sağ-sol mu yapayım kararsızım. Öylesine oturdum, etraftaki sesleri dinlemeye çalışıyorum, ama pek bi bok yok. Herkes kendi dünyasındaki önemli şeyleri konu ettikleri muhabbetlerin içinde kaybolmuş vaziyette. Bense her zamanki yarrak halimle tek başımayım...
Sabah ameliyat olduğum hastaneye kontrole gittim. Doktor hiçbir şey demedi, bir şeylere bakıp "3 ay sonra bla bla blalı mr çek ve tekrar kontrole gel" dedi. Bunun dışında bir şey demediği için "tamam" deyip çıktım.
Geçen hafta da Radyoterapi ve Kemoterapi aldığım onkolog'a gitmiştim, o da pek bir şey demedi ve "diğer ekiple konuşup döneceğim" gibi şeyler dedi. Ona da "tamam" dedim ve çıktım. Zaten kalırsam beni zorla atacaklardı. Kalıp inat etmeye gerek yoktu.
Bu satırları yazarken, sağ yan masadaki kadınlı-kızlı-erkekli-geyli genç gruptaki özgüveni en yüksek olanın sesi asker arkadaşlarımdan birinin sesine çok benziyor ve yarım saat önce oturmalarına rağmen, hâlâ her yüksek sesli konuşmasında onu "asker arkadaşım" sanıp, emin olmak için dönüp ona bakıyorum.
bi kaç defadır baktığımda gözgöze geldik diye artık kendimi tutacağım..
(2 dakika sonra, yine baktım ve bu sefer, onunda bakacağını tahmin ettiğim için direkt onunla göz göze gelmemek için başının üstünden dışarıdaki güvenlik kulubesine bakar gibi yaptım. göz göze gelmedik bu sefer)
Sol tarafımdaki hemen yan masada ise orta yaşlarını bi kaç yıl önce geçmiş bi kadın, hâlâ 20'lerindeymiş havalı ses yonuyla telefonda uzun bi muhabbete başladı ve birazdan telefonu kapatmazsa, dönüp "hanfendi bence arkadaşınıza öyle demeyin, şöyle diyin. Şubat'ın ortasında doğum günü için tişört almak hiçde iyi bi fikir değil. ayrıca cimri olduğunuz çok belli olur" cümleleriyle, telefonu kapatması için müdahale etmek zorunda kalacağım. (neyseki bu satırları tamamladığımda kapattı. çirkeflik çıkarmama gerek kalmadı. şimdi de bilgisayarında çok önemli bir şeyler yapıyormuş gibi davranıyor. oysa biliyorum, sikindirik bi pdf dosyası açıp aşağı yukarı kaydırmak dışında bi bok yapmıyor. çünkü önemli bir şeyler yapıyor gibi görünerek siksileşeceğini sanıyor. aptaal, aptal, abdal)
İstanbul'a gelişimin bugün 6. günü ve geldiğimden bu yana, aklımda dönen "birini bulup sevişip rahatlama fikri"ni bi türlü yenemiyorum. Sanırım onu yenemememin nedeni 2,5 yıldır doğru dürüst sevişememiş olmak var. Öte yandan sevildiğimi ve birinin beni yarrak olarak değilde, değer verdiği için arzuladığını hissetmemiş olmak da yok değil. Tabii covid'den dolayı kimseyle yaklaşamama korkusu da eklenince iyice içinden çıkılmaz bi hale geldi bu his.
Ama yinede bugün kendimi ikna ettim ve estetik algılarıma %100 uyan birini bulduğum an sağlam bi sevişeceğim. Çünkü artık canıma tak etti. Bu yüzden kararlıyım, sikimi mutlaka boklu bi deliğe sokup rahatlayacağım.
Boklu delik dedim de, açıkçası kadınlara da fena halde yanaşasım var ama yapmacık hareketleri yüzünden tekrar soğuyorum. Şöyle yapmacık mapcacık olmayan bi kadın bulduğumda direkt yapışmayı ve hatta daha ilk konuşmada "ya onu bunu boşver de gel evlenelim" demeyi düşünüyorum. boşuna uzatmaları oynamak istemiyorum. Bakalım öyle biri çıkacak mı, bulacak mıyım? Gerçi bulsam bile, cümlemi kurduğum anda öcü görmüş gibi geri kaçacaktır biliyorum. Çünkü insanlar her şeyi filmlerden öğreniyorlar ve hayatlarındaki olayların gelişlerinin de filmlerdeki gibi olmasını istiyorlar.
Geldiğimin 2. günü Öküz Herif'e "eşyalarımı almak istersen sana satayım, almayacaksan gelip fotoğraflarını çekip satışa çıkarayım" diye mesaj attım, o da bana ertesi gün "fotoğrafla falan uğraşma, gel al götür hepsini" diye mesaj attı. Bi kaç gün daha şu hastane işleriyle uğraştıktan sonra gidip eşyaları alıp birilerine vermeyi düşünüyorum.
Oysa ben alır diye düşünmüş ve böylece bi kaç kuruş para alırım diye kafamda netleştirmiştim. Ama işte hiçbir şey insanın kafasında kurduğuna uymuyor. Konu Öküz Herif olunca ise hiç uymuyor ve o bundan zevk alıyor. Yani birilerinin önüne bir engel daha çıkarmış olmak, o engeli kendisinin koyduğunu biliyor olmak ona zevk veriyor. O bu tür şeytanlıklardan mutluluk çıkaran yapıya sahip bi zavallı.
Bu arada geldiğimden bu yana Adanalı Annem'de kalıyorum ve geçenlerde cebimdeki bi kaç kuruş parayı eline tutuşturduğumda, önce almak istemedi ama sonra severek aldı gibime geldi. Maaş konusunu sorduğunda "evet, devlet artık bana çalışıyor, ayda 2,500 TL veriyorlar. geçen ay söylemiştim ya sana" dedim ve o "peki sizinkilere söyledin mi" diye sorunca "evet" dedim ve o, benim "evet" dememle suratını bi anda asıverdi. Neden diye üsteleyerek sorduğumda ise "onlara demeyecektin işte, ağzını tutmayı bilemedin gitti gitti. peki başka kime söyledin?" diye sorduğunda "yani soran herkese söylüyorum, sakladığım veya saklanması gereken bi durum değil ki bu, sonuçta hayatımda hep kötü şeyler olmuyor, iyi şeylerde oluyor ve bunu paylaşmayı da normal görüyorum." dediğim anda ağzıma sıçtı. bi çok şey söylendi ama şu an hiçbir söylediği aklımda değil.
Ona göre, bu bilgiyi gizli tutmalıymışım. Hiç kimseye söylememeliymişim.
Oysa ben onun tam tersi düşündüğüm için, güzel şeyleri hızlıca herkesle paylaşıyorum. Çünkü güzelliğin paylaşıldıkça artacağını düşünüyorum. Ama işte o ve annem farklı düşünüyorlar.
Bula bula özannem gibi bencil ve batıl inançları bol olan yapay bi anne bulmuşum kendime....
Bugün kuzenimi aradım ve gidip bi kaç gün onda kalmayı düşünüyorum. Ona da soğuğum ya. Çünkü geçen yıl terapi aldığım dönem onda kalıyordum ve sonradan anladımki; o, her konuştuğumuzu abime raporluyormuş.
E madem aramızdaki konuşmaları birilerine raporluyor ve ben geçen aylarda dedikoduyla da bazı işlerin yürüyebileceğini öğrendim, bu ara onunla vakit geçirip aklımdaki her şeyi ona ufak ufak söyleyip, düşüncelerimi abime raporladığını bilmiyormuşum gibi davranarak ona, hayatımdaki tüm olanları ve aklımdakileri raporlatıp durayım. Hatta son gün, gay ilişkilerimden, aslında kadınlara oranla erkeklerden daha çok hoşlandığımı ve bu yüzden artık bi erkekle yaşamak istediğimi söyleyip evinden çıkayımda, ebesinin ammına girip kafayı yesin..
Çünkü bu gizli gaylikten sıkıldım ve artık yakın çevremden, hısım akrabadan, aileden birilerinin de benim göt elleyip ellettiğimi bilmelerini istiyorum. Sakla sakla nereye kadar mınake.
Özetle şimdilik durumlarım böyle işte. yani; hayat akıp gidiyor.
15 Şubat 2022
akıştan paragraflar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Boşvet ya ne söyleyeceksin? Söylesen ne olacak hem? İlle birine ben erkeklerden de hoşlanıyorum diyesim varsa gel burda yaz, bunu duyunca ee? So what?? Deyip muhabbete kaldığın aynı yerden devam edecek insanlar lazım değil mi sana asıl? Bırak Allasen ya, ne diye sürekli kendimizi bizi anlamayacağını bildiğimiz insanlara açıklama derdi içindeyiz ki biz insanlar? Bırak ya hayat çok kısa, derdin mi az.. Bırak..
YanıtlaSilsöylemedim. daha doğrusu telefonlarıma cevap vermediği için görüşemedik ve ben bigayliğimi Allah ve ben arasında tutmaya devam ediyorum.
SilDenk gelemedik diye söyleyemeyecince, şu an iyiki söylememişim diye söyleniyorum. Açıklama veya gizleme çabam yok. Sadece öylesine yaşıyorum bu ara.