-->

04 Eylül 2021

Memur Psikiyatrist Vakası

Ailem, kendim ve diğer şeyler hakkında burda yazdığım düşüncelerimi-yaptıklarımı-yaşadıklarımı vs vs'leri devlet hastanesindeki psikiyatriste de anlatmaya başladım. Bu seferki farklı biriydi. Geçen günkü erkek psikolog olmadığı için, bi kadın psikiyatristle konuştuk. Bu onunla ikinci görüşmemiz ve nedense bana, hiç de bi doktorla görüştüğümü düşündürtmüyor. Daha çok karşımda herhangi biri var ve ona konuşuyor gibiydim. Bunun böyle olmasını sağlayan şey; onun iki de bir saate bakması ve hiç konuşmaması olabilir. Bilmiyorum.

Bugün de yine geçmişten bugüne hayatım hakkında bir şeyler anlattım ve o da bir duvar gibi dinledi. Ona annem'in cahil değil, aslında kötü biri olduğunu ve onun kötü biri olduğunu kabullendiğimi, bunun da beni rahatlattığını söyledim. Mimikleri değiştiğinde, bana hayır demek isteyeceğini düşündüğüm anda ise, cümlelerimi şöyle devam ettirdim;
"Kötüler hep uzağımızdakiler değiller, yakınımızdakilerin de kötü olduklarını, kötü olmayı tercih ettiklerini ve kötü biri olarak yaşadıklarını kabul etmemiz gerek. Yani kötüler hep yabancılar değil, bazen tanıdıklarımız, annemiz, babamız, abimiz, kardeşimiz de olabilirler." Böyle söyleyince onun mimikleri rahatlar şekilde değişti ve bende bunları dile getirdiğim için rahatladım. 

Diğer hoşlanmadığı ifadem ise şu oldu;
"Eskiden ailem, kendim ve eşim hakkında hiç kimseye bir şey anlatmıyor ve aslında kendi aramızdakileri kimsenin bilmemesi gerekir diye düşünüyordum ve bu yüzden kimseye bir şey anlatmıyordum. Ama buraya geldikten sonra, baktımki durum farklı ve çünkü benim anlatmamamdan destek alırcasına yaşamaya başlamış, tüm suçu da bana atmışlar. Bu yüzden artık olanları birilerine anlatmamak konusunda fikrim değişti ve bence olanları, yaşadıklarımı herkes bilmeli. Bu yüzden de bu konulardan biri hakkında ufacık bi imada bulunan tanıdık-tanımadık herkese, sanki bir kasetçalar'ın düğmesine basılmış da, kaset dönmeye, kayıtlı olanı çalmaya başlamış gibi her şeyi anlatmaya başladım" ifademdi.

Bu cümlelerimden, bakış açımdan hoşlanmadığını ise daha açık bir şekilde "bunları kimseye anlatmamalısın. çünkü bu sana veya ailene zarar verebilir" dedi. Bende karşılık olarak "aslında zarar verecek bir şey yok, ama bence herkes artık her şeyi bilmeli. yaşadığım haksızlıkları, haksızlığa uğradığımı bilsinler." dedim ve sohbet başka bi yerden akıp geçti.

Öte yandan sanırım, anlatanın-konuşanın sadece ben olması, onun hakkında içimde mesleki ve insani olarak "yetersiz biri olduğu düşüncesi"ni oluştu. Bu yüzden bir sonraki görüşmemizde onu da konuşturmayı, kendim daha az konuşup, onunla bir diyalog kurar gibi ilerlemeyi düşünüyorum.

Bu arada ezik bi tipe benziyor. Hatta daha çok bastırılmayı, kendisine baskın çıkılmasını, yönlendirilmeyi seven, tercih eden insanlardan biri olduğu izlenimi yarattı bende. Zaten bu yüzden onunla diyalog kurar gibi ilerlemeyi düşünüyorum. Bakalım haftaya nasıl olacak.
Ya da, aslında mesaisini doldurmaya çalışan sıradan bir memurdur ve tüm bu düşüncelerim yanlıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.