-->

28 Şubat 2014

yazmak veya yazmamak. işte bütün mesele bu

Artık nerdeyse yazma hevesim yok gibi bir şey oldu. Aslında hevesim var da, bloga yazı yazan piçin ben olduğumu bilen 6 kişi var ve ben de artık bu durumdan rahatsız olmaya başladım.  Çünkü geçen aylarda yazdığım saçma sapan bir yazıdaki karakterin kendisi olduğunu söyledi bu arkadaşlardan bazıları. Güya kendileri hakkında yazdığımı söyleyen gerizekalılıklar baş gösterdi bu arkadaşlarda. Oysa hayır ben kimse hakkında değil, sadece kendi hakkımda yazıyorum ve yazdıkça rahatlıyorum. Rahatladıkça yanlışımı doğrumu, özümü daha iyi görüyorum ve gördükçe de daha bi büyük bi hevesle yazmaya devam ediyorum. Çünkü yazdıkça eksikliklerim tamamlanıyor. Kendimi yeni baştan inşa ediyorum.

Ama işte öyle olmuyor. Blogun benim olduğunu öğrenen bir kaç arkadaşım, onlar hakkında yazdığımı ve artık onlar hakkında yazmamamı söyleyecek kadar ucuzlaştılar.
Sevgilimde biliyor blogu. Zaten önceki yılki iyi geçinmelerimiz esnasında "sana hissedip de söyleyemediğim ve senin dışında kendim hakkında her şeyi bu bloga yazıyorum" diye blogu açmış göstermiştim. Sonra gel zaman git zaman kavgalarımız artınca o her kavgamızın başına, bu blogdaki yazılardan dikenli taçlar takıyordu ve kapanışı yazılarımla yapıyorduk. Nerdeyse her yazım için ayrı ayrı kavga eder olmuştuk ve zaten sonrasında da işte ayrılıp bir kaç ay hiç görüşmemiştik.

Sonra geçen Aralık ayında, o beni rüyasında görüp mesaj atınca, biz de yine yazışmaua başlamış ve yine barışmıştık ve bende "bloguma girip bakma"yacağına dair sözler almıştım ondan. Onun sözüne karşılık ben de onun hakkında yazmamaya başlamıştım.
Ama tabii onun hakkında yazmayınca kendi hakkımda da yazamamaya başladım. Ee zaten kıçı kırık kendini bi bok sanan bir kaç arkadaşım da bu konuda sürekli laf sokuyorlardı ve en sonunda işte onlar hakkında da yazmamaya başladım ve bir de baktımki ben iyice yazamaz olmuşum.

İşte size tavsiyem de burda başlıyor:  Eğer olurda bir gün benimki gibi saçma sapan bir blog açarsanız, en sevdiğiniz arkadaşınıza, dostunuza ve hatta sevgilinize bile güvenip blogunuzdan bahsetmeyin. Bırakın tek sırrınız blogunuz olsun. Çünkü hiç kimse güvenilecek kadar iyi değil. Sizinle en ufak bir tartışmalarında gidip diğer arkadaşlarına blogunuzu ve sizi fısıldıryorlar. Kavgalarınızda bile, yazılarınızdaki haleti ruhiyenizi ve ezikliklerinizden bahsedip sizi alt etmeye çalışıyorlar. İşte insanlar bu kadar zavallılar.

8 yorum:

  1. Bazen en alakasiz cumleni bana kurmus kurmus yazmis diye algilayan insanlara gicik oluyorum, dusundugumu acik ve net soyleyebilecek ya da kendimi elestirebilecek kadar rahat bir insanim ancak senin yazdigin bir kelimenin, cumlenin geyik muhabbeti olmasi; sacma sapan elestirilere maruz kalmasi insani demorize ediyor evet ama susturmamali... bos bogazligimdan mutevellit soyledigim ve bu tarz tepkilerle karsilastigim arkadaslarimin teknoloji cahili olmalarina guvenerek adresteki ufak degisiklikle rahata ermistm.. yine de boyle cabalara gerek kalmasa keske..

    YanıtlaSil
  2. aynı sıkıntı bende de var. sikeyim insanları

    YanıtlaSil
  3. Aaaah,, ah...
    Aynı hatayı ben de yapmıştım ve benzer şekilde benim de içimden yazma isteği yok olmuştu.. Seneler sürdü blogumla barışmam..
    Bir müsibet bin nasihattan iyidir derler ya; aynen öyle işte...

    YanıtlaSil
  4. Suç bizde çenemiz durmuyor ki anasını satayım matah bi işmiş gibi deyiveriyoz işte karşımızdakini kendimiz gibi sanıyoruz hep bundan kaybediyoruz işte.. Kardeşim senin hakkında yazıyorum çünki yazdıklarımı suratına söylersem kendini eleştirip ah canım haklısın mı diceksin hayırrr ee ben de senin yüzünden iki yüzlülük yapıyorum işte diyemiyoruzzz, dedirtmiyorlar bak küfür bile edemiyorum şu an oysa içimden neler sayıyorum..
    tavsiyeni dikkate alıcam açıcam bir blog sayfası vercem yazıyı vercem küfrü..oh bee...

    YanıtlaSil
  5. Bu durumda üç seçeneğin var. 1- Url değiştirmek (Bu url ve nicki sevdiğin için yapma bence) 2- Etrafındakileri umursamamak. 3- Blogu kapatmak. Ben 2. seçenekten yanayım. Bence yazmaktan vazgeçme ya. Ben senin yazılarını okumaya bayılıyorum. Yazmayı bırakırsan kendini boşlukta hissedebilirsin bir süre sonra. Kim ne derse desin sallama bence Hayat Erkeği. Sonuçta burası senin çöplüğün, burda senin borun öter abi. Kimse ne yazacağına, nasıl yazacağına karışamaz anlayacağın. Ben yazılarını severek okuyan bir blogger olarak burada olmanı leziz yazılarını okumayı istiyorum. ^_^

    YanıtlaSil
  6. Aynı sorunu ben de yaşıyorum.
    Kim olduğumu bilen kişiler hangi konuda yazmam gerektiği konusunda bile yönlendirici olmaya çalışıyorlar. Ayrıca bu kişiler yüzünden içimden geldiği gibi yasamıyorum. Hep bir otosansür uyguluyorum yazılarıma.
    En güzeli dediğin gibi hiç kimseye söylenemez en baştan!

    YanıtlaSil
  7. Özellikle @Vişne Çürüğü'nün söylediklerine sonuna kadar katılmakla beraber, insanları hiçbir şekilde tatmin edemeyeceğimin de sonuna kadar farkındayım. Kendi bloğumda yazdığım konular gayet genel olmasına rağmen oradan dahi otu b*ku eleştirebilecek insanlar var. Hissetirdikleri, üzerimizde bıraktıkları intiba, hayal kırıkları vs. bunlar ise, dönüp kendilerini sorgulaması gerekenlerde onlar. O yüzden yüreğini ve kalemini her daim özgür bırak. Bizim gibi insanları en mutlu eden şey yazmak çünkü. Küçük mutluluklardan tat almayı biliriz biz.

    YanıtlaSil
  8. amaaaann. onlara da arkadaş mı deniyor. Boşver yaaa.. Benim arkadaşlarım benim hakkımda bişeyler yazsınlar havalarda uçup göbek atarım valla.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.