-->

03 Ağustos 2012

Geçen hafta öküz herif'i iftar yemeğine davet etmiştim ve bunun üstüne gittiğimiz alışveriş merkezi tıklım tıklım dolu olunca, biz de ordaki arbys'den bol patatesli, çorbalı morbalı bi menüyle iftar açmak zorunda kalmıştık. Sonra işte bu iftar durumu, öküz herif'in canını sıkınca da gidip bi restoranttan rezervasyon yapmış. Bana da dün "bugün beraber iftar açalım"  deyince,  bende "bugün oruç değilim, ama yine de gidelim" demiştim ve akşam da iftar için boğaz manzaralı, güneşin battığı anda, aşağıdaki açlıktan nefesleri kokan sokak çocuklarını izleye izleye nefis yemekler eşliğinde iftarımızı açtık.

Yemek boyunca bana "senin arbys hamburger menün kadar değil, ama umarım yemeği beğenirsin" diye diye dalga geçip durdu piç. Zaten çok fazla aynı espriyi yapınca da canım sıkıldı ve surat astım.
Çünkü o günkü iftara öküz herif yüzünden geç kaldığımız için restorantlarda yer bulamamıştık ve zaten bunu da ona söyledim. Hem öyle hamburger menü falan diyoruz ama yani bi menüye de 30 lira para verdim lan. Yemin ederim içime dokunmadı değil, ama işte bi kere yemek zorundaydık, çünkü açtık. Hele ben o gün sahura da kalkmayınca hepten açlıktan ölcek gibiydim ve ne bulsam yiyecek gibiydim. Yalnız işin tuhaf yanı, ben iftar ısmarladığım gün o oruç değildi, bugünde o ısmarlıyordu ben oruç değildim ve bundan anlıyoruzki durum eşitlenmiş oldu :p

Ama yani öküz herif'in de hakkını yemiyim. Çünkü mekan ve yemek, cidden o biçimdi. Gerçi aşağıdaki pis fakirler göz zevkimi bozmasalar, güneşin batışıyla beraber o yemeğin tadı daha güzel olacaktı ama neyse olsun işte naapalım.

Yalnız bilmiyorum ama biz, öküz herif'le baya ciddi ciddi ilerlemeye başladık. Üstelik hiç bir zorlama altında kalmadan bana artık aşkitom diyor.
ıyyy böyle sözleri de hiç sevmem ama olsun yani. sesimi çıkarmıyorum. gerçi yok lan, böyle birilerinin yanında derse sinir olurum. yoksa biz bizeyken söylesin. sanırım hoşuma gidiyor. evet evet hoşuma gidiyor. ama işte daha önce pek duyduğum bir kelime olmadığı için, o bana aşkitom dediğinde aklımda iki seçenek beliriyor: birincisinde tuvalet terliğini alıp ağzının üstüne vurasım geliyor, ikinci seçenekte ise oruç moruçu bi kenara atıp dudaklarına yapışasım geliyor. aslında ikinci seçenek daha ağır basıyor. ama işte vatan millet sakarya yayaya.

Yemekten sonra her zamanki gibi kavgamızı da ettik. Yine kavga çıkaran bendim. Çünkü yemek ve mekan konusunda konuşup durdu. Bende artık en son dayanamayınca "allah aşkına ne kadar para verdin söyle bölüşücez. yoksa senin bu iğrenç esprilerine daha fazla dayanamıycam" diye söze girip zorla para vermeye kalkıştım almadı. ama yani masaya oturduğumuz andan itibaren "senin hamburger menün kadar iyi olmasa da umarım beğenirsin, senin burger dükkanının masaları kadar güzel olmasada umarım mekanı beğendin, senin o varoş kalabalık insanlarından kimse yok burda ama umarım bu sakinlik hoşuna gidiyordur, of of of şuna bak ya köfteler negzelmiş, parası da iyiydi haaa v.s v.s "
Öküz herif, yemek boyunca bu ve benzeri cümleler söyleyip durunca, bende dayanamadım ve cüzdanımdan para çıkarıp kalabalığın içinde para vermeye kalkıştım ve kavga ettik. Sonra tabii o parayı almadı ve bi daha öyle espriler yapmayacağına da söz verince konu da kapandı gitti. Bende bi 10 dakka daha surat astım ve ardından gelen tatlıdan sonra kavga ettiğimizi bile unutup normal bir sohbet etmeye başladık. Yemekten sonra ordan çıkıp cihangir'e firuzağa çay bahçesine gidip çay içtik, şakalaştık, güldük eğlendik ve öpüşe koklaşa evlerimize dağıldık. Ya bide ben bu öküzü cidden seviyor muyum, ne yapıyorum bi türlü anlamadım. Ama işte onu düşündüğüm zaman içim gıcıklanıyor, bi hoş oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.