-->

02 Eylül 2010

Veeee şowww başlıyorrrrr (1)

Önceki gece saat 01 e geldiğinde içimde bir ses burger kingin sloganı gibi ''gay bar seni çağırıyo'' deyip duruyordu. Ama bi yandanda yerimden kalkamıyordum, içimde yaşadığım gelgitlere rağmen, bedenimi zar zor dışarı attım. Ama nasıl zorla varya, sanki biri bana dışarı çık yoksa kafana sıkarım gibisinden bir tehdit savuruyor. Zaten bi ara tam ohh bugünkü gömlekten başka bi bok yok deyip tam vazgeçecekken, bi de baktım balkona asmış olduğum bi tişörtüm bana göz kırpıyor. Sanki al beni giy ve çık siktir git diyor gibiydi. Göz kırpması da mandalın teki düşmüş bir ucu sallanıyordu, dedim bari alıyım içeri yoksa düşcek. Tişört öyle çok ahım şahım bir şey değildi, altı üstü 5 liralık tişörtü, terkos pasajından almıştım. Gidip diğer mandalıda söküp tişörtü geçirdim üstüme. Gün boyunca giydiğim kirli çoraplarımı, tek temiz kalan pantolonumu da giyinip dışarı çıktım.

Kapıdan çıkmamla rüzgardan tokadı yemem bir oldu. Kendime gelip başımı göğe kaldırıp baktığımda gördüğüm şey tuhaf bir grilikte havaydı, nah hava o kadar kapalıydıki anlatamam. Yemin ederim deprem olacak falan diye düşünerek mahalleden çıktım. Dedim nooluyoruz, götümüzü siktirmekten dolayı mı hava böyle oldu falan diye düşünürken komşularla göz göze geldik. Amcıklar gecenin 1 inde sokağa oturmuş, dedikodu yapıyorlar. Tüm gözlerin üzerime çevrilip ''ibne bu saatte nereye gidiyor acaba'' bakışlarıyla sokağın köşesine kadar kendimi zor attım. Sokağı döndüğüm gibi her yer bana aynı nasılsa. Allam mahallemde bok yemiyorum da mahalleden dışarı çıkınca neden böyle arsızlaşıyorumki?

Neyse İstiklal'e vardığımda pek bi sakin gördüm etrafı. Nerdeyse in, cin top oynuyor gibi bi hava vardı. Sokakta kimseleri de göremeyince iyice tırstım lan, bide hava kapalı, arada rüzgar çiww wuwww vayvm diye ötüyor aklımada direkt deprem geliyor başka bişi yok. Ama nasıl tırsıyorum varya, içimden deprem olurda, o anda gaybarda oursam ve bina yıkılınca göçük altında kalıp can verirsem ne bok yiycem. Lan nasıl tırsıyorum varya. Bi ara düşündüm dedim banka kartlarımı, ehliyetimi işte adım soyadım olan her bokumu eve bırakıp geliyim. Sonra baktım onca yol gidicem vazgeçtim. Dedim sikerim ammını götünü, ama içimden böyle kendimle kavga ediyorum. Sonra içimden kendime akıl vermeye devam ediyorum; Öff bişi olmaz, bara gidince direkt bahçeye çık, deprem olup binalar yıkılsada en azından bahçede kurtulma şansın var. Ama olurda herhangi bir ihtimale karşılık binalar üstüne yığılırsa ve sen altta bi kaç gün geçirmek zorunda kalırsan nasılsa adın soy adın falan yazılı olan bir sürü kart mart var, onları yiyerek bi kaç gün yaşarsın. En son telefonun hart hurt yersin. Geçen süre içinde hala sana ulaşamamışlarsa artık bi zahmet öl, nasılsa hayatta kalsan bile, toplumda kimliksizliğinle çok yaşamazsın diyorum kendime.

Neyse ben bunların hepsini ailem benim ibne olduğumu, geceleri kaçamak yapıp götümü ellettirdiğimi öğrenip üzülmesin diye düşünürken bara varıverdim. Kapıdaki badigard a selam çakıp içeri geçerken, o uzun giriş koridorunda nasıl tırsıyorum varya. Artık kendimi nasıl inandırdıysam, içimden lan diyorum inşallah ben bahçeye yetişirim de öyle deprem olur. Bu korkular arasında bara girip hiç oyalanmadan direkt bahçeye çıktım. O kadar hızlı bahçeye çıktım ki barda kim var kim yok, kalabalık mı, ben tek miyim bakamamıştım. Bahçeye çıktığım gibi arkamı dönüp camdan içeri baktım, benim dışımda bi avuç kuduruk yanlız vardı. Bide garsonlar. Az sonra garsonlardan biri bahçeye geldi, yanımdan geçerken uzanıp koluna dokundum, dönüp bakınca içeceğimi söyledim. O'da sağolsun, işler bu akşam düşük olduğundan hemen gidip getirdi. Teşekkür edip içkimi zıkkımlanmaya başladım. Zıkkımlanırken arada gelen giden var mı diye çevreme bakınmaya başladım. Baktım bahçede de içerdeki kalabalık kadar ibne var. Ama bir, ikisi dışında tipim yoktu. Zaten bu 2 piçle her karşılaştığımızda birbirimize mal mal bakıp yolumuza devam ediyoruz.

Neyse işte böyle böyle bara girişimin ilk saati kutlanırken, daha önce müşteri olan, ama şimdi garson olarak çalışmaya başlayanlardan biri gelip milletin ortasından ''ayol birazdan show başlıyor'' açıklamasında bulunup içeri kaçtı. Sonra ordakiler falan toplaşıp içeri girdik. İçerde show başlamışken, her zaman arkadaş grubuyla gelip takılan, çok konuşkan ve fazlasıyla flörtöz olduğunu düşündüğüm, sürekli kırıtan ama kırıtması kız gibi değilde yerinde duramayan çocuk gibi olan, beğendiğim bi adamı gördüm. Ama sürekli olarak her gördüğümde yanındakilerle muhabbet eder, bide götünde yarrak olan hiperaktifler gibi yerinde hiç duramaz. Sürekli bi sallanma haline, sürekli bi kahkahası duyuluyor. Böyle kendi dünyasında eğlenir. Her gördüğümde ben buna bakıp iç geçiririm. Bu gecede bunu yaptım. Show yerine bi kaç dakika uzaktan uzaktan onu izledim ve sonra showa döndüm. Show dediğimde bişiy sanılmasın, işte ordaki garsonlar kadın kıyafeti giyinip kadın şarkıcı rolü yaparak adı sahne denilen yere çıkıyorlar ve karaoke gibi bir şey yapıyorlar.

Sonra ben uzakta bi çocuk gördüm, böyle biraz esmer ve beyaz arasında bi ten rengi vardı. Dedim iyice şuna yaklaşıyım neyin nesidir, bakarsın aşk denilen zırtapozu, bu gece alnın ortasından vururum. Ama nerde yanına gittim, baktım daha çocuk lan. Bi tek götü göbeği salmış, bide sakalı acccık çıkmış. Başka bi bok göremeyince de döndüm yerime. Böyle mal mal showu izliyorum ayaklarına yatıp, sinsi sinsi milleti takip ediyorum. Kim ne yapıyor ne boklar çeviriyor falan derken, show bitti. Benim bara gelişimde elime aldığım içki hala bitmedi. İçki dediğimde bi enerji içeceği falan işte.
Ama yok bitmiyor, resmen koklayarak içiyorum. Aman bitmesin, biter miter elimde boş bardakla dolanırken garson görürse ayıp olmasın, zaten garsonlarla bara girdiğimde bir şey almadıysam, garsonlarla köşe kapmaca oynuyorum. Benim kafa dengi garsonu buluncaya kadarda bu halde kaçıp duruyorum. Sonra kafa dengini bulunca ohhh çekip bahşişsizde atlamıyorum.

Neyse bardağa baktım koklayarak bitecek gibi değil, diktim kafaya. Boşalan bardağı masalardan birine bırakıp bahçeye çıktım. Rüzgar esmeye, ibneler birbirine arkadaşım ayağına yatıp sürtmeye devam ediyorlardı. Sonra birinin bana baktığını farkettim ve dönüp bende ona baktım. Ben boylarında ve ben yaşlarında esmer biri. Bir iki defa uzun uzun bakınca, tanışmaya cesareti olmadığını düşündüm ve merhaba dedim. Tanıştık. Adını hatırlamıyorum, sadece o tanışmak istediği için tanışmıştım ve zaten böyle durumlarda adını aklımda tutamıyorum. Yani tanışmak isteyen bensem, tanıştıktan sonra adını biraz zor unuturum, ama karşımdaki ise ve hoşlanacağım biri değilse asla adı aklımda kalmaz, görmezsem de artık onu tamamen unuturum.

Neyse işte adını hatırlamıyorum ama tanıştık, baktım bir şeyler yapmaya dokunmaya çalışıyor, çektim kendime yapıştım dudaklarına. 5 dakika kadar öpüştük. Sonra baktım tad alamıyorum ''ben içeri gitmeliyim'' deyip onu bırakıp içeri gittim. İçerde biraz oyalandım ve tekrar bahçeye çıktım. Bahçede yalandan oramı buramı kaşıma numaraları yaparken yanımda sigara içenlerden biri bana asılmaya başladı. Ben kaşınma bahaneleriyle tişörtümün altına elimi sokup karnımı kaşıyıp dururken adonislerimde hafiften hafiften görünüyordu. Durum böyle olunca onlar biraz daha fazla ilgi göstermeye başladılar, ilgileri de beni mıncıklamaları falan değil, işte kendi aralarında benle ilgili bi kaç şey söylüyorlar, ama sesleri her kelimenin sonunda yükseliyor, bakışları orama burama kitleniyordu. Bide farkettim, ben kendimi kaşıdıkça onlar da dalıp gülümsemekle, gülümsememek arasında gidip geliyorlar.

Ayyy bıktım yazmaktan arkası yarın

11 yorum:

  1. rezalet.
    kış deme, kıyamet deme bara çık.
    ee?

    YanıtlaSil
  2. şimdi yorum yazsam mı yazmasam mı bilemedim lan =))

    YanıtlaSil
  3. bu gay barlardaki çalışanlar nasıl acaba onlarda mı gay yani biliyosunki insanlar gaylere kötü gözle bakıyor ne bilim ben niye bunu merak ettiysem ama çok merak ettim bu çalışanları cidden.

    YanıtlaSil
  4. @zey0zey ahahahahhaha ilk yorumunla seni en iyi yorum yapan seçtim. En kısa zamanda borcumu ödiyim lütfen :Pp

    seni seçtim pikaçuuuuu
    :D

    YanıtlaSil
  5. @marla genelde gayler çalışıyor. Gayler inde aralarında iyisi var kötüsü var. Yani sokaktaki adamdan, üst komşundan pek farklı değiller :)

    hepimiz aynıyız :)) muck

    YanıtlaSil
  6. lütfen üst komşu deme bana.
    neyse.

    YanıtlaSil
  7. :(

    uuuu @x-coach kötü şeyler yaşamış

    YanıtlaSil
  8. bir gün soğuk bir istanbul gününde ucuz bir kahvehanede oturursak anlatırım sana özel olarak ağzımızdan buharlar çıkarken.

    YanıtlaSil
  9. Sonlara doğru deprem korkusunu falan unutmuşsun, yine erkekler,ah erkekler :D

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.