Bi kaç haftadır benden yaş olarak, bayaa büyük biriyle görüşüyorum.
Aslında sadece yaşça değil, enlem ve boylam olarak da benden bayaa büyük
=)
"Görüşüyorum" derken, sanırım çıkıyoruz. Yani daha doğrusu
buna benzer bir şey. Ama daha çok, geleceği belirsiz bir çıkmak bu.
Çünkü onun da, hayatımdaki her güzel şey gibi, arkasını dönüp beni
siklemeden çekip gidebilme ihtimali var ve bu ihtimali bile bile
çıkıyoruz. Hem farkında olarak ve hemde hiç umursamayarrak.
Büyük
derken, hiç göremediğim dedelerim yaşında değil, daha çok; her zaman
yakın olmaya çalışan amcamların büyük'lüğünde. Tabii yaşına rağmen
simsiyah saçlarının arasındaki aklardan, götündeki kılların tümünün
ap'ak olduğunu anlamamak imkansız değil. Ama götteki kılların rengini
pek önemseyen biri değilim.
Yaşını net olarak söylemem gerekirse; benden bi 18 yaş kadar
büyük ve aramızdaki yaş farkı kadar da bi oğlu var. Bide 3 yıl önce
boşandığı, kendisinden bi-iki yaş küçük karısı.
Kendimi
onun yanındayken, bazen onun efendisi gibi, sahibi gibi, bazen de onun
"benim efendim, sahibimmiş gibi" hissediyorum. Tuhaf gelebilir ama, işte
sanki; "biraz güce sahip olmak gibi bir his" bu, biraz da; "gücünü
başkasının emrine vermek gibi". Zaten biliyorsunuz; kontrolsüz güç, güç
değildir.
Yazarken tuhaf gelebilir aslında, yada
yazarken değil de, işte siz okurken size tuhaf gelebilir ama; bazen
onunlayken; ona çok yakın bi büyüğümmüş gibi davrandığımı farkediyorum.
Hatta lafı evirip çevirmeden söylemem gerekirse; ona sanki babammış gibi
davrandığımı hissetmiyor değilim.
Çünkü benden büyük olduğu için,
içimden sürekli "ona karşı saygılı olmam gerekir" gibi bir hisle
karışık; saygı, sevgi ve dudaklarından öptüğümde de şehvet karışımı bi
hissin gezindiğini ve ben farketmeden beni ona karşı sınırladığını
hissediyorum. Bu duyguyu fazlasıyla hissettiğim anlarda, kendi kendime
"acaba ensest bir ilişkiye doğru mu yelken açtım" diye düşünmeden de
edemiyorum.
Konuyu çok fazla dağıtmak ve bununla beraber
de daldan dala atlamak istemiyorum. Bu yüzden de bu konuyu, daha sonra
düşünmek ve düşündükçe yazmak için beynimin sikilmedik taraflarında,
kuytu bi köşeye kaldırıyorum..
Tam olarak ne zaman
tanıştık derseniz, işte sex yapmayı bıraktığım haftalarda tanıştık
diyebilirim. Yani sex'i bıraktım ve o hayatıma girdi. Bunu düşündüğüm
zamanlarda, sanki evrenle aramızda bir değiş tokuş yaptık gibi bir his
beliriyor içimde ve bu yüzden, sex yapmayı bırakmakla çok iyi bi karar
verdiğimi düşünmeye başladım.
Hem çocukluğundan itibaren tv ve
benzeri yayınlarla yeni nesle sürekli dayatılan bi cinselliğini keşfediş
isteği sonrasında; cinselliğini sınırsızca yaşamanın, özgürlük
sayıldığı saçma sapan bi yüzyılda, cinselliğin çok da bi bok olmadığını
düşünmeye ve aslında cinselliğin sınırsızlaştırılmasının, "belki" çok da
doğru olmadığını düşünmeye başladım. Ama illa da cinsellik
sınırsızlaştırılıcaksa bile, her şeyden önce cinsel eğitim şart.
Çünkü "insanoğlu; bi şeyin bokunu çıkartmakta yetenekli olduğu kadar,
başka hiç bi şeyde yetenekli değil"..
Bilmiyorum,
aslında bu söylemlerim belki yanlış da olabilir, ama kim siker
yanlışları. Hele benim gibi boğazına kadar yanlışlarla dolu güzel bi
hayat yaşayan biri için.
Heleki benim gibi hayatında tek bir doğrusunun bile olmayan sıradan biri için.
Heleki benim gibi aptal şapşal gerizekâlı biri için..
Her
neyse, ihtiyarla aramızda; tüm bunlara rağmen, karmaşık ve anlaşılmaz
bi şey yok. Aksine olabildiğince sade ve güzel bir halimiz var. Çünkü bi
mekâna girip bi şeyler zıkkımlanmaya başladığımızda, birbirimizi ilk
defa yemek yerken görmüş gibi izlemiyoruz, sokağa çıktığımızda bizi ilk
defa gören birinin "aaa iki ipne dolanıyor" nidalarını çıkartacak kadar
sırıtmıyoruz. Bunların yerine, öylesine çok sıradan iki arkadaş gibi
keyfimize göre takılıp, kimseyi çok fazla siklemeden eğleniyoruz..
Bazen
herhangi bi sokağın ortasında elele tutuştuğumuz da oluyor. Hatta bazen
değil, çok sık oluyor. Ama ya o, yada ben; farkettiğimiz ilk garip
bakışta birbirimizin ellerini bırakıp, ceplerimizdeki "ne yapalım" ları
avuçluyoruz. İşte ikilemlerimiz orda ortaya çıkıyor. Çünkü hem kimseyi
siklemeden yaşamaya çalışıyoruz, hem de ilk garip bakışta rahatsız
oluyoruz. Bu tuhaf bi durum. Hemde çok.
Aslında onun çok
da hakkını yememeliyim. Çünkü bu tür bakışlara rağmen yine de çok rahat
ve en az benim kadar kimseyi siklemeyen bi halde yaşıyor. Mesela geçen
gün metrobüste, onunla yanyana oturmuş laflarken, onu taciz etmemek için
sürekli içimden "uslu dur, uslu dur" deyip duruyordum ve bu arada bir
şeyler konuşuyorduk. Benim çok uslu durduğumu farkedince tatlı bi
kahkaha atıp, herkesin içinde aniden bi kucakladı ki, hem şaşırdım hem
de mutlu oldum. Üstelik yol boyunca da kolu öylece omzumda ve arada bir beni kendine çekip kucaklayıp durdu.
Aslında garip bakışları çok da siklemiyorum. Ama işte o biraz
daha olgun olunca, ister istemez daha sakin olmak zorunda hissediyorum
kendimi. Çünkü bizi elele gören biri için; ya ben onun tokmakçısı gibi duruyorum, ya da o benim.
Hani
aslında onun "benim tokmakçım" gibi görünmesi, benim açımdan sorun
değil, sonuçta göt benim götüm. Onunla ne yapacağım kimseyi
ilgilendirmez. Ama birinin, bizi elele görüp içinden; onun için "ohaa
adama bak tokmakçısına bak" demesi ihtimali midemi bulandırıyor ve bu
yüzden ister istemez bazen kendimi sınırlamak zorunda kalıyorum..
Önceki akşam işte tamda buna benzer bir durumla karşı
karşıya kaldık. Buluşmaya karar vermiştik ve buluştuğumuzda, yanak
yanağa öpüşürken dudaklardan da öpüştük ve o anda yanımızdan geçmekte
olan bi grup kadın ve diğer yanımızdan geçen başka bi grup genç adam
bizi o halde görünce, bi anda hepsinin ayakları şaşırdı ve omuzlarının
üstündeki saman dolu kafaları bize dönük bi haldeyken, yanlarındaki
arkadaşlarına çarpa çarpa yürümeye başladılar. İkimizde bu durumu
farkettik, ama umursamadık ve ikinci öpüşmemizi de gerçekleştirip
yolumuza devam ettik. Sonra tabii bi yerde oturup sohbet etmeye
başlayınca, konu dönüp dolaşıp az önceki öpüşme mevzusuna geldi.
İhtiyar
"ya milletin görmesi benim için sorun değil, sadece başkalarını
rahatsız edecek bi durumdu bu ve kimse kimseyi rahatsız etmek zorunda
değil. Evet normal bir şey bu, ama onlar alışkın olmadığı için, bizim
öpüşmemiz onlara anormal gibi geliyor. Ama tabii bu hep böyle olacak
değil en fazla 10-15 yıl sonra bu durum sıradanlaşacak ve kimse böyle
bakmayacak" dedi.
Bende tabii o anda her zamanki gibi
ağzımı tutamayıp "ee tabii sen o zamana kadar bastonla falan gezinmeye
başlarsın, bende sana "dedeciğim" diye hitap etmeye başlarım" dedim. Bir iki tebessümden sonra, sanki ben bir şey dememişim gibi sohbete geri döndük. Ağzımı sikiyim, işte böyle patavatsızın tekiyim. Hiç düşünmeden konuşmakta üstüme tanımıyorum.
Neyse işte. Aslında ihtiyar'ın söylemlerine yer yer hak vermiyor
değilim. Çünkü sapına kadar heterosexüel olduğunu iddia eden toplumumuz;
daha aralarında kızı kadar yaş farkı olan, erkek ve kadın ilişkisine
normal bakmayı beceremiyorken, aralarında oğlu kadar yaş farkı olan iki
ipne'nin ilişkisine normal bakabilmeyi nasıl başaracak ki? İşte olaya bu
yönden dönüp bakınca iki ucu boklu değnek elimde bitiveriyor.
Tüm
bunlara rağmen, ihtiyar; yaşlı başlı halini siklemeden bi erkekle
yanyana olmasına rağmen benden daha rahat. Ama bi farkla; o çevresine daha saygılı
ve gün görmüş, geçirmiş biri olduğu için olsa gerek daha sakin. Ben ise;
içimdeki "yıkıcı ve herkesi şaşırtmak lazım yaşlarında" olduğumdan olsa
gerek daha protestocu gibi yaşıyorum, daha saldırgan davranıyorum ve
daha reklam kokarcasına hareketler içinde buluyorum kendimi.
Ama buna rağmen o, benim bu hareketlerimi hiç yadırgamıyor, daha
çok "siktir et. ben rahatım, sende rahat ol. ama çevrene karşı da saygılı
ol" diyor. Ben ise onun bu uzun cümlelerinden sadece şunu anlıyorum "kendin ol, ama kimsenin seninle ilgilenmesini,
gerektirecek hareketlerde de bulunma" diyor.
Aslında ihtiyar'ın bu söylemlerini düşününce bana da çok doğru geliyor.
Çünkü
biz ipneler; götümüzü siktirdikten sonra veya 2 göt siktikten sonra
amerika'yı keşfetmiş gibi bir hal içinde yaşamaya başlıyoruz. Etrafı
rahatsız eden bir saldırganlıkla cinselliğimizi ön plana çıkarıyoruz.
Bunu yaparken de, cinselliği siyasallaştırıyoruz.
Aslında, cinselliğin siyasallaştırılması konusunda adım atmanın doğru olduğunu düşünüyordum. Ama son günlerde "cinselliğin siyasallaştırılması durumu" bana çok yanlış gibi gelmeye başladı.
Çünkü
cinselliğin siyasallaştırılması demek, kişinin sadece cinselliğiyle ön
plana çıkması demek oluyorki, bu da yüzyılımızın içine düştüğü en büyük
çelişkilerden biri gibi geliyor bana.
Şimdi bunu söyleyince, aslında bunun sadece eşcinselliğe ait bir
durum değil, daha çok toplumsal bir durum olduğunu farkettim. Yani daha
doğrusu cinselliğini yaşamaya başlayan herkes böyle davranmaya
başlıyor.
Şimdi bunu farkedince içimden sokağa çıkıp ilk gördüğüm kişinin yakasına yapıştıktan sonra "ulan bi sakin ol, bi
dur, bi nefes al, götün yeryüzüne dokunsun! ne bu hava cıva hareketler?"
diye bağırıp çağırasım geldi.
Çünkü dünyada ilk defa götünü
siktiren biz değiliz ve ilk defa sikişen de olmayacağız.
Bu sikişme
mevsuzu teeee ademle havvadan bu yana var. Adem'le Havva, meyve yedi
denildiğinde senin aklına sadece elma armut mu geliyor? dangalak, işte o
aklına gelen armut kadar kafana taş düşsün. Bence Adem'le Havva aşna
fişne yaptılar ve onlar birlikte olunca da birbirlerini sürekli bir
halde arzu etmeye başladılar. Durum böyle olunca da allah da "siktirin
gidin burdan terbiyesizler" dedi ve onları huzurundan kovdu. Çünkü tanrı
götümüzü siktirerek veya göt sikerek tanrısallaşmamızı istemiyor. Çünkü
insan ilişkiye girerken kendini "sahipmiş" gibi, "gücü her şeye
yetenmiş gibi" hissediyor.. Ayy neyse dur, bu konuyu da yarıda kesiyim
yoksa kafayı tırlatıcam.
Yani cinsellik hakkında böyle düşünen ben, adem ve havva olayının
da böyle olduğunu düşünüyorum. Yanlışsa benim yanlışımdır kimse kalkıp
da ık mık etmesin hiç uğraşamam.
ahahaha bak konu yine dağıldı ne
diyordum; işte cinselliğimizi yaşamaya başlayınca bu kadar
saldırganlaşmasak, aslında dünya daha güzel bir yer olabilir ve zaten
kimse de kimseyi siklemez, diye düşünüyorum.
Ya şimdi böyle parça pinçik şeyler yazdım ama, özet olarak;
sanırım mutluyum lan. Yada buna benzer bi ruh hali içindeyim. Bilin yani
=)
her alkol aldığımda,onbeşmetrekaremde, ilk sen ne yazdın diye merak ediyorsam;iyi yazıyorsun be şarlo..
YanıtlaSilsevdim be seni :) yazını çok içten buldum ve sevdim! :)
YanıtlaSilhttp://a4.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash4/s720x720/377024_2300382064094_1085431355_32134911_153316882_n.jpg bu senin tombis evli cocuklu sevdigin adam????
YanıtlaSil