-->

11 Nisan 2017

bu bölüm sıkıcı oldu, aslında yazarak saçmalamaktan sıkıldım zaten

Yazı şurdan devam edip geliyor: http://hayaterkegi.blogspot.com.tr/2017/03/ibnelik-heteroseksueller-ensest.html

....sonra tabii oturduk muhabbet falan filan derken gece oldu, yavaşça yataklarımıza çekildik.
Sabah dış kapının kapanma sesiyle uyandığım zaman o gitmişti. Ben de uyanmışken işiyim diye kalktım gittim klozetin başına tünemek için şortumu aşağı kaydırdım ve tam oturacaktım ki "hoooop" deyip rezalete baktım. Her yer çiş damlalıydı ve midem bulanacakken kendimi tutup, ayakta işedikten sonra klozeti temizleyip yatağa döndüm.

Akşam o geldiğinde, eve taşınmadan önceki konuşmalarımızı yaptık; işte temizlik ve ev düzeni falan filan. Tuvalet konusunda ise "ya ben evimde tuvalete otururken temiz mi değil mi diye düşünmeden oturmak istiyorum. sen de buna az daha dikkat edersen iyi olur" dedim ve konumuz uzadı gitti.

Çünkü gerçekten de, ev içindeki tuvaletlere ayakta işenmesine gıcık oluyorum. Hele ki benim gibi klozete oturup dinlene dinlene sıçan biriyseniz o çişli klozeti görmek hepten sinir bozucu bir şeye dönüşüyor. Bir de burası sokak değil ki, ne o öyle sikini itfaiye hortumu gibi eline alıp ayakta işersiniz anlamıyorum ki.

Neyse, hazır konu temizlikten açılmışken, diğer konuları da tekrar konuştuk. İşte bulaşıkları makineye yerleştirmek, evi arada havalandırmak, ayakkabıları kapıda çıkarıp eve girmek, çünkü dışardaki boka bastıktan sonra gelip ayakkabıyı halıya sürterek çıkarmak baya çirkindi ve ikimiz de temizlik konusund aiyi olmdığımız için en azından dışardaki boku püsürü eve taşımak konusunda daha dikkatli olabilirdik vs.
O her söylediğime "evet abi haklısın, tabii ya aslında bende dikkat ediyorum da o an şey olmuştur" falan deyip duruyordu. Bu cevaplarına karşılık bende, tamam tamam deyip geçiştiriyordum. Çünkü olabilir yani, insan bazen o an dağınık olurdu, sonraki günlerde dikkat ederek bu dağınıklığı telafi etmiş olurdu.

Bu konuşmamızdan sonraki günlerde de yine istediği gibi davrandı. Doğrusu paraya ihtiyacım olduğu için ses de etmedim, pisliğini temizledim. Sadece ben dikkat edersem, o da dikkat eder diye düşünerek kendi düzenimi ve onun dağınıklığını da toplamaya devam ettim.

Öyle böyle derken 3 hafta geçti ve ben bi sabah uyanıp klozetin başına yine tünediğimde o gitmişti. Klozet ise çiş banyosu yapmış halde öylece duruyordu.
Sıçtığımın klozetinde çiş damlarını görünce, bende pipimi elime alıp bi güzel her tarafına işedim ve az sonra sakinleşince de geldim eşşek gibi temizledim.

Temizlik bittiğinde sakinleşmiştim ve telefonu çıkarıp ona mesajla "günaydın, klozete ayakta işemeyelim olur mu? dikkat edersen çok sevinirim" yazdım.
o ise bana 1 dakika sonra "ayakta veya oturarak yapmak benim tercihim" diye cevap verdi.
Tabii o anda benim şalterlet attı, artık İsrafil Aleyhisselam Sur'a üflemişti ve kıyamet çanları ev arkadaşım için çalıyordu. Artık elimde kalaşnikofla saldırıya geçebilirdim....

İşte böyle düşünüp tam kendimi hazırlamış, kuduz işid köpeği gibi saldırıya geçecektim ki, ay sonuna kadar paramın anca yeteceğini ve eğer bu piçi evden çıkarırsam, sonraki ay iyice sıkıntıya düşeceğimi anımsadım.
Durumum böyle oluncada, az önce dikleşmiş olan kuyruğumu indirip, sakince bacaklarımın arasına kıstırdım ve 1-2 dakika düşündükten sonra "temizlik için söylüyorum. ev için buna dikkat edelim. ama dışarda istediğin gibi işeyebilirsin"  diye yazdım.
Benim bu uzlaşmacı halimi siklemedi ve "işememe annem bile karışmıyor, gayet temiz işiyorum. sıçratmıyorum" diye yazdı.
Sanırım bu siklememe tavrının nedeni, önceki gece paraya ihtiyacım olduğunu ve bu ara sıkıntılar çektiğimi falan konuşmamızdı. Zaten ev arkadaşı alma nedenimin de para olduğunu açıkça belirtmiştim.
O böyle yazdığı an, kuyruğumu sivri bir mızrak gibi dikleştirdim ve elime aldığım gibi "temizlik konusunda anlaştığımızı sanıyordum. ama şimdi bir karar değişikliği yapıyor gibisin. açıkçası ben seninle sürekli sorun yaşamak istemiyorum. ayrıca evime bana stress yaratcak birini almak için seni almadım. sürekli bu tür şeylere takılıyoruz. yoruldum. kenine ev ara, hafta sonu çıkmış ol" diye karşı cevap yazarak kalbine saplayıverdim.

Piç, cevabım üzerine o anda "rüzgâr gülü" gibi fır diye dönmeye başladı ve "abi tamam ya, büyütme bu kadar. senin dediğin gibi oturarak yaparım" vs vs
Ama kılıcı kınımdan çıkarıp, piç'in götüne sokmaya hazırlanmıştım bi kere. Artık laf ağzımdan çıkmıştı ve o da bunun üstüne yalvarmaya başlamıştı bile. "Dikkat edicem, söz veriyorum sen ne dersen o. Hem ben şimdi yeni ev nerden bulcam, sokakta mı kalayım vs vs"

sikimde değildi ve cevap bile vermiyordum. Defalarca aradı falan derken, yine cevaplamadım, o da inatla akşama kadar arayıp durdu. Sonra güneş tepelerin arkasında batarken bi ara telefonu açtım ve "konuşacak bir şey yok. eşyanı topla hafta sonuna kadar taşınmış ol" dedim. Yalvarmaya başladığında telefonu suratına kapadım.

Bir kaç saat sonra eve gittiğimde aynı tartışmaları yaptık. Doğrusu kızgınlığım geçmişti ve bende uzatmadan "ya tamam temiz ol, geçinelim işte" dedim, o da "teşekkür ederim" deyip konuyu kapattı.
Ben de konu kapandı derken, aradan bir kaç gün geçtiğinde hafta sonu geldi ve o bana "ben iş yerime yakın, başka ev buldum. oraya taşıncam. paramı ver" dedi.
Parasını verdim, ertesi gün taşındı gitti. Rahatladım. Rahatlamıştır. Tahminim o ki, artık yeni klozette golden shower yapıyordu.


2 yorum:

  1. Basın açık lamasını yaptıktan sonra bu yazıların gerçekten senin olup olmadığını düşünmüyor değilim. Bu beni yorum yapmaktan imtina ediyor. Yine de bi yorum yapmam gerekirse bence biraz labuali olmuşsunuz. İlk günlerki gibi mesafeli olsaydınız ilişki ve olaylar buraya kadar gelmeyebilirdi. Gerçi o da konuşması itici birisiymiş.

    YanıtlaSil
  2. Laubali olmadık. Olsak bile, sonuçta kendi aramızda bir sözleşme yapmışız ve laubalilik sözleşmenin dışına çıkma hakkı vermez. Çıkma hakkının olduğunu düşünürse de işte böyle yol ayrımına girilir.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.