-->

30 Aralık 2015

2015 yılı genel muhasebe defteri

Bu yıl önceki yıllara göre güzel başladı ama sonra bi koydu bana varya, hâlâ kendime gelemedim.
Oysa ne güzel sevgili Öküz Herif'le girmiştik bu yıla. Hatta bayaa "taşşaklı bi yıl olacak" falan diyordum. Ama 1 ay sonra ayrıldık. Üstelik öyle bi ayrılmakki, artık yüzünü bile görmek istemiyordum. Sonra bi ara yüzünü görmek istedim ama baktım bok aynı bok, çomak soktuğum gibi kokmaya başlıyordu. O yüzden tam olarak görüşmemeye karar verdim.

Sonra tabii yılın geneli kötü gittiği için benim bütçede açık çıktı, ev arkadaşı aldım ve bir kaç ay sonra da zırt diye kız arkadaşıyla aynı eve çıktığı için, evden ayrıldı. Giden ev arkadaşımın yerine hemen internetten yeni ev arkadaşı buldum ve hatta gelen yeni ev arkadaşımın bi de biraz depresif olan kız arkadaşıyla da geçen gün tanıştım, şirin bi kızdı, ama sürekli baygın balık gibi dalarak bakması biraz tuhaftı. Her neyse umarım bunlar da öncekiler gibi aynı eve çıkmaya karar vermezler. Karar verirlerse de ayırırım onları olur biter.
Tüm bunlar olurken, iş de bulamadım ve iyice parasız kaldım. Bu yüzden arkadaşlarımdan borç para almaya başladım. Artık her önüme gelene "hacı 300-500 TL'en varsa versene bi kaç ay sonra vereyim" adında muhabbetlerim beni bile baydı. Zaten en son artık para isteyecek başka kimse kalmayınca Öküz Herif'e de benim son zamanlardaki maddi durumları whatsapp'ten küçük bi özet geçip ondan borç istedim ve o beni blokladı..
Evet neyse kapanmış defter, sıçılmış bok, artık karıştırmaya gerek yok.
Ama şunu da söyliyeyim ki; paramın bittiğini ilan ettiğimden bu yana herkes benden uzak duruyor. Bu iyi bir şey galiba. Yani bence en güzeli de bu............

2015 bana çektirsede genel anlamda iyiydi. Hani niye dertlenmiyorum onu da bilmiyorum ama bence güzel şeyler de oldu. Örneğin; bildiğiniz gibi bu yıl gittim 1,5 ay otostop çekip iç anadolu'yu gezdim tozdum. Yurdumun faşistlerini yaşadıkları doğal ortamlarında gözlemleme şansını kendime yarattım.
Dağ taş, bayır çayır demedim otostop çektim, tarihi yerleri ziyaret ettim, fotoğraflarını çektim, o fotoğrafları ne yapcam ben de bilmiyorum ya neyse. Ama şunu anladımki eski yüzyıllarda yaşayan insanlarla tek farkımız kullandığımız iPhone.
Gezerken, yani otostop çekerek gezerken "orospu olurum" diye korkmadım da değil ama rahatsızlık veren bir iki kişi dışında pek bir şey olmadı. Hatta şu an evi barkı bırakıp yine avare gibi dolaşasım var ya neyse.

Birde biliyorsunuz bu yıl postu tamamen deldirdim. Artık resmi olarak götveren oldum. Giriş çıkışlar serbest. Ama götvermenin zevki yok ya. Bence sikmek daha güzel ehehehehe.

2015 aşka inancımı kaybettiğim yıl oldu. Artık hiç kimseyi sevecek gibi değilim sanki. Öyle de bi kırgınlık, öyle de bi kızgınlık ve hüzün doldurdu içime içime içime.

Bu yıl sikimin bana kafa kaldırmadığı günler de oldu. Sikim kalkmıyor diye panik yapmadım değil, ama sonra "panik yapsam ne olur, yapmasam ne olur" düşündüm ve sikimi siktir ettikten bi kaç gün sonra yine bana kafa tutmaya başladı. Şu an bi sorun yok, tak tak tak diye ateş ediyor.

Bu yıl erkeklerden sıkıldığım bir yıl da oldu ve sıkıldığım için olsa gerek geçen aylarda, barda tanıştığım lezbiyenin biriyle bi kaç defa öpüşüverdik. Onun tatlı sert duruşu, benim hafif kırıklığımdan mıdır nedir bilmiyorum ama böyle birbirimizi çekiverdik ve bi anda onun beni öpmeye yeltenmesiyle bende koy verdim ve gece boyunca öpüştük durduk. Üstelik yanımda da o gece tanıştığım bi çocuk vardı. Bi onunla, bi onunla öpüşürken etrafta herkesin beni izlediğini fark etmemle bi garip oldum. Yani bence ilginç bir şey yoktu, ama ne bileyim diğer insanların birbirini kol dirsekleriyle dürtükleyip bizi gösterdiklerini fark ettiğimde biraz utandım. Yani utanmak değildi de, garip hissettim. Garip bakışlılar adına utandım diyebilirim.
 Lezbiyen güzeldi, onunla öpüşürken; kadın dudağını özlediğimi fark ettim. Erkek memesi dışında meme ellemeyeli de baya olmuş. Ellerken sikim kalktı. Bi ara aslında lezbiyenliği ağır basan biseksüel bir kadınla ilişki yaşayabileceğimi ve hatta onunla birbirimizi daha iyi anlayabileceğimiz için belki mutlu olabileceğimizi de düşünmedim değil. Öyle işte, gördüğünüz gibi beynim var ve çok nadirde olsa düşünebiliyorum. Ama kadının memeleri cidden bombaydı :))

2015 yılında esnaflık yapayım dedim ama yapamadım. Tüm paramı yatırdığım bakkal işi resmen elimde patladı. Bakkalı başkasına bile zar zor devrettim. Benden sonraki adam da, başkasına devretti falan, öyle karışık durumlar işte.
Aslında bakkalın yeri kötüydü, yeri kötü olmasa bakkal olarak kötü fikir değildi. ama bi yandan gördümki bakkal makkal işi de bana göre değil. Ama başkasının yanında işçi olarak çalışmaktan da nefret ediyorum.
Nefretimin sebebi şu ki; işçi demek, başkası için çalışıp onu daha fazla güçlü kılıp, onun başkalarına da hükmetmesine ön ayak olmak gibi buluyorum. İşte bu yüzden işçi olmaktansa, kendi yağında kavrulan biri olmayı daha fazla tercih ederim. Ama bunu da nasıl yapacağımı bilmiyorum. Bu günlerde böyle şeyler düşünüyorum ve kendi kendime bir yol bulmaya çalışıyorum.
Bu konuyla ilgili çok sık düşünmeye başladım. İşçilik ve günümüz ekonomisi hakkında önereceğiniz makale, kitap vs var ise yorumlarınızda belirtsenize. Muck.

Bir de bu yıl "koca parası yiyebilir miyim" adında kendi kendimi denedim ve tanıştığım kodaman'ın birinin parasını yemeye kalkıştım ama yiyemedim. Yediğim muhteşem çikolatalı pastalar, içtiğim pahalı beleş kahveler sanki böyle kursağımda kalıyorlarmış gibi hissediyordum. Ya aranızda koca parası yiyebilen varsa, bu konuyu konuşabilir miyiz? Gerçekten o deneyimi yaşayan biriyle bunu derinlemesine konuşmak ve tartışmak istiyorum. Yargılamak için değil, sadece anlamak için.

2015 yılı genel anlamda, geçmişime dönüp baktıran bir yıl oldu. Önceki yıllarda yaşadığım bir çok hayal kırıklığının aslında bi sikim kıymeti yokmuş, boşuna üzülmüşüm. Bir çok önemsemediğim şeyin ise çok değerli olduğunu anladım bi yıl oldu. Öyle gizli hüzün doluydu.

Annemle bu yıl eskisine nazaran daha sağlıklı bi iletişim kurduk. Onun beni hâlâ sevdiğini ve benim de onu sevdiğimi anladığım bi yıl oldu. "Babam yaşasaydı ona da bunları hisseder miydim?" bilmiyorum. Ama bi ihtimal hissederdim. Adam o yoksul yaşlı başlı haliyle bana ne kadar babalık yapabilecekse o kadar yapabildi. Ne yapsın imkânları kısıtlı gelmişti dünyaya, elinden geleni yaptı ve gitti. Keşke onunla biraz zaman geçirseydim..
Onu düşündüğüm zaman aklıma gelen tek şey, çok sevdiği için veya bi ihtimal tek bildiğinden dolayı söyleyip durduğu şu şarkı oluyor. ( bu şarkı )

2015'te bitti, bitiyor. Benimki iyi kötü böyle geçti. Sizin yılınız nasıl geçti merak ettim. Siz de, yılınızın nasıl geçtiğini az da olsa yorum olarak  yazın, ben de sizin yılınızı okuyayım. Zaten kendi kendime yazıp okumaktan yoruldum.

9 yorum:

  1. Ot gibi bir yıl. Üniversteli bir işsiz olarak. Şubat atamaları bakalım. Sözde bu sene intihar edecektim. Ama çok üşendim aq. O ses türkiye izleyorum. Mutlu yıllar diliyorum

    YanıtlaSil
  2. İntihar konusunda ciddi değilsin değil mi?

    YanıtlaSil
  3. Tabi ki de ciddiyim:D 23 yaş ölmek için çok uygun bir yaş.

    YanıtlaSil
  4. 18 yaşındayım, intiharı (ben de) ara sıra düşünüyorum. Çok kötü bir hayatım yok ama üniversiteyi bitirdikten sonra intihar etmeyi tekrar düşünebilirim :)

    Harbi, sen hiç düşünmedin mi Hayat Erkeği?

    YanıtlaSil
  5. Hadi hepimiz toplu intihar edelim ne güzel:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet edin benim daha önce intihar eden tanıdığım olmadı bana ilkimi yasatabilirsin.

      Sil
  6. 2015'in de diğerlerinden farkı yoktu pek ya. Yalnızlık, depresyon, "kendimi jülyen mi doğrasam?" tarzında düşünceler, bi yandan da bölüme geçmenin dayanılmaz hafifliği...

    YanıtlaSil
  7. Anadolunun lezzetini almak istiyorsan iphone girmemis köyleri gezmelisin.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.