-->

07 Ekim 2014

Elektirik alamadıysan trafoda sorun vardır

İlişkilerdeki, sikilen tarafın (yani yarrağı yiyecek olan kişinin) kendini "elde edilmesi gerekilen kişi" olarak görmesi veya sikecek olanın kendini "ulaşılmaz ve vazgeçilmez" olarak görmesi konusu midemi bulandırıyor.

Bu gibi ilişkilerde; sikilen taraf, her zaman için kendini hep bi elde edilen, peşinde koşulan, uğruna sürünülmesi gerekilen ve hatta gerekirse uğruna kan dökülmesi gerekilen kişi olarak görür. Onun için savaşlar bile çıkmalı, dünya yerle bir olmalı, bebekler boğazlanmaktan geri kalmamalı. (tarihte örnekleri çokdur) çok olmasına çok, ama yıl 2014 olmasına rağmen, bu ruh halindeki kezbanlarımızdan etrafda hâlâ var ve ne yazıkki bunların neslinin tükenmesi için tek çare; soykırım..

Tabii bu sadece sikilen taraf için geçerli değil. Siken taraf da sikeceği uğruna kan dökmekten geri kalmaz, kalmak da istemez. Sikeceği kişiyi elde etmek için dağları taşları aşmalı, karşısına dikilenleri bir bir yok etmeli, bedenlerini parça pinçik etmeli ve sikeceği kişiye geç de olsa, güç de olsa ulaşıp onu bi güzel sikmelidir..

İşte ilişkilerimizdeki bu durumları sevmiyorum. Çünkü kadın erkek ilişkilerinde olduğu gibi, erkek erkek ilişkilerinde de durum farklı değil ve farklı olmadığı için de bu durumdan nefret ediyorum. (Lezbiyen ilişkilerinden haberdar değilim, uzun zamandır lezbiyen ilişkilerini de gözlemlemiyorum. Lezbiyen arkadaşlarımla da pek bu tür konuları konuşmuyorum. İlişki konusunda kendi içime kapandım desem yeridir.)

Konu dağılmadan u dönüşü yapacak olursam; ilişkilerdeki, (kısaca)zevk verecek olan kişinin kendini üstün tutma durumları midemi bulandırıyor.
Ne bu abi, yani iki dakka zevk vereceksin diye tüm evrenin senin önünde diz çökmesini beklemen biraz abartı değil mi? Bence abartı. Zaten hepi topu iki girip çıkacaksın veya sana iki girip çıkacaklar diye olayı niye ölüm kalım savaşına kadar götürüyorsun ki. Bi bırak kendini bi rahat ol, bi elin ayağın yerinde dursun ve sakinleş. Sadece zevk almaya bak, karşındakini mutlu etmeye odaklanma, sadece kendi mutluluğuna bak, kendi rahatına bak amk..

Zaten cinsellikte kendi mutluluğunu bırakıp karşısındaki  mutlu etme çabasına, uğraşına girmeyi de anlamadım gitti. Hele bir de karşısındakinin "mutluluğundan mutlu olmak" çabası var ki, onu hiç anlamadım, inatla anlamayacağım da. Çünkü özellikle bu son söylediğim (cinselliği sayesinde karşısındakini mutlu etmekten dolayı mutlu olma hali) bana çok ilkel geliyor. Hatta çok dehşet verici bir şekilde cahilce geliyor.

Mesela ben, gayet seks yaparken kendi mutluluğuma odaklanıyorum ve iki dakka sonra pırt diye boşalıp altımdakinin üstüne yığılıveriyorum. Altımdaki de, bendeki kazma sapıyla onu saatlerce sikmemi beklediğinden olsa gerek, pörtlemiş gözlerle başını çevirip"ne oldu? boşaldın mı?" diye soruyor, ben de "evet" deyip geçiştiriyorum.

Ama o an altımdakinin hayal kırıklığını, beklentisinin büyüklüğünü falan bedeninin gevşemesinden hemen anlıyorum. Anlıyorum anlamasına da çok siklemiyorum ve "ya kusura bakma, benim erken boşalma sorunum var da" deyip geçiştiriyorum.
Bu cümlemden sonra ise karşımdakiler, sikilerek uzun uzun zevk verme hayallerinin suya düşmesini saklamayı umarak, tüm samimiyetsizlikleriyle "önemli değil ya" falan diyorlar. Ama onlar için ne kadar önemli olduğunu ne yazıkki bedenleri, yüz mimikleri, siklerinin hemen inmesi falan ele veriyor. Tabii ben bunu da siklemiyorum ve o arada çoktan yana uzanmış, kendi rahatlığıma odaklanmış oluyorum.

Genel olarak durumum böyle oluyor. Çünkü birini sikerek mutlu etmeye çalışmak bana göre değil abi. Ben o anda karşımdakini siktir edip, sadece kendi mutluluğuma bakarım. Bu durum hep böyle oldu. Zaten sanırım erken boşalma sorunum da bundan kaynaklı. Çünkü o an düşündüğüm tek şey bir an önce içine girip boşalmak. Durum böyle olunca da en fazla bir iki dakika sonra game over oluyorum.

Ama öte yandan; ciddi anlamda, erken boşalma sorunumun nedeni bu olabilir. Çünkü geçenlerde bir kaç defa geç boşalmayı denedim ve başardım da. Boşalmamak için ise pencereden dışardaki ağacın dalına konup duran kuşları izliyordum. Hani o an altımdaki her ne kadar "ah oh uh" dese de ben pek zevk almıyordum. Ama kendimi dışardaki ağacın dalındaki kuşlardan alıp, altımdaki göte verince bi anda zevk almaya başladım ve çok geçmeden de eyjafjaylakül gibi patlayıverdim.

Neyse işte demem o ki; seks yaparken karşımdakinin mutluluğu falan sikimde değil. Ben kendi mutluluğuma bakarım o kadar.

4 yorum:

  1. Bence erken boşalmana kılıf uyduruyorsun. :D Aslında tedavi olabilirsin, hiç hekime gitmeyi düşündün mü? :D

    YanıtlaSil
  2. Ya bu görselleri nerden buluyosun, seni sırf bu yüzden takip ediyor olabilirim :)

    YanıtlaSil
  3. Erken boşlamak falan filan başka bir şeyde ben çoğu yazını takip ettiğim ve bulduğum kanaat senin pasif ağırlıklı olacağın yönünde. Bence yazılarında pasiliğini aktif olarak değiştirerek yazmayı nedense erkeklik gururu olarak görüyorsun. Oysa bence bal gibi de pasif ilişki detayları bunlar. Yani siken değil resmen sikilen tarafsın. Neden bunu böyle anlatma gereği duymadığın da tuhaf bir gayego olarak bir yerde dursun bence. Erken boşalan aktif partner bulamaz. Ayrıca analdan önce oral takıldığını düşünürsek çok daha önce boşalmış olman gerekir. Muhtemelen anal ilişkide çok heyecanlandığın için fazla da acı çekmemek için cabuk boşalıyorsun. Yoksa oral seks esnasında boşalmalan bir aktif anal esnada haydi haydi uzun tutuar ilişkiyi. Neyse... Böyle can.

    YanıtlaSil
  4. ahahaha pasif olmak ayıp bir şey falan mı? ya da ne bileyim saklanacak bir şey mi ki saklayaayım. pasiflik saklanacak bir şey ise aktiflik de saklamalı. sonuçta her halükarda bir erkekle yatağa giriyorsun değişen bir şey yok. üstelik burda zaten yüzüm falan yok, kendimi afişe etmiyorum ve tüm bunlara rağmen pasif olduğumu neden saklayayım ki? :) trajikomiksin :)))

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.