-->

08 Kasım 2012

Terketsem de mi ayrılsam, ayrılsam da mı terketsem

Olmadı, beceremedim. Aslında becemerediğime de şaşırmamak lazım. Çünkü kendimi bildim bileli iki elimle bi siki düzeltemeyen beceriksizin tekiyim. Hani ne bileyim, bugüne kadar hep güzel güzel, sakince terkedildiğimden olsa gerek bunun basit olacağını, kolay olacağını sanıyordum. Yani aslında 4günlük ilişkiler için bu doğru olabilir. Sonuçta bir daha aramazsınız birbirinizi ve bu olay kapanır. Ya da sikleriniz kalktığında yalnız ararsınız birbirinizi ve bu zamanla olabildiğinden daha iğrenç bir duruma geldiğinde artık telefonlarınıza cevap vermek yerine, tuvalete gidip osbir çekmeyi tercih ede ede bu dönemi de atlatırsınız.
İşte bu sefer de buna benzer şeyler olur sandım ve geçen gün Öküz Herif bana geldiğinde "ben seninle artık sevgili mevgili olmak itemiyorum, yatmak falan da istemiyorum, sadece arkadaş olarak görüşebilirim. bundan fazlasını isteme benden" dedim.

Dedim ama o yine kendi dünyasındaydı "bu kadar basit mi?" dedi ve beni vurdu öldürdü. Basit miydi, gerçekten, ya da basitleştiremez miyiz? Hem ne olurki basit olsa, ne olur bu sefer de ben basitleştirmiş olsam, benim de böyle bir hakkım yok mu? olabilir değil mi?

Cık , ama olmadı, bu küçücük fıçıcık içici dolu turşucuk soruya "evet bu kadar basit" diye cevap vermedim ve bunun üstüne hemen karı kılıklı yanım dile geldi "ama bana başka seçenek bırakmıyorsun. Ben godoş değilim, senin gidip birilerine kendini siktirmeni kaldıramıyorum, kabullenemiyorum bunları. İyisi mi ayrılalım ve sen de git istediğin kişiyle yat, o zaman birbirimizi ilgilendirmediğimiz için kimse kimsenin sikinde olmaz" dedim.

Dedim ama o  öfff"lemeler, offfff"lamalar arasında bir kaç defa gidip gidip geldi. Arada bir şeyler de söyledi, ama o an ben harıl harıl "acaba başka neler söyleyebilirim de ikna ederim" diye düşündüğüm için, onun ne dediğini pek anlayamadım. Sonra bi ara baktım öpüşmeye başlamışız,öpüşmeye başlamadan önce "çocuk oyunu mu" diye bir cümle aklımda kalmıştı. Ama o cümle ile bu öpüşme arasında nasıl bir bağlantı kurduğumuzu hala anlamış değilim. Sonrasında boklu prezervatfilerin çöpe atılması, yanya uzanıp uzun uzun yüz yüze bakma numaraları falan filan. 2gün boyunca bende kaldı, hiçbir yere kıpırdamadı.

Sanırım onunla ayrılamayışımızın nedeni sadece benim beceriksizliğim değil, ikimizin de şiddetli bir şekilde yalnız kalmaktan  korkuyor oluşumuz olabilir. Çünkü tuvalete bile nerdeyse beraber gidiyoruz. Yani o işemeye çıktığında bi bakıyorumki bende onun yanında ayakta dikilip işemesini izliyorum.
Hem biliyor musun, uzun bir süre birine sarılıp uyumaya alıştıktan sonra, gece yalnız kaldığında insan korkmaya başlıyor. Çünkü bu ara ben bol bol korkuyorum ve bunu ona da söylüyorum. Bir kaç defa gecenin bi yarısı çıkıp geldiği oldu, ama bu aralar çok fazla kavga ettiğimiz için çoğunlukla gelmez ve ben de geceleri bol bol korkarım. Üstelik korkmakla da kalmam, o gelmediği zamanlarda sabaha kadar tüm ışıklar açık bir şekilde uyumaya çalışıyorum, ya da çoğu zaman uyuyamadan sabahı etmiş oluyorum. Sonra da işe geç kalıp patrondan azar işitiyorum, ama olsun. Korkmak, azar işitmekten daha kötü.

2 yorum:

  1. Bu anlattığın sanırım tüm ilişkiler için geçerli.Sanırım bu bizimkisi basiretsizlik,çok kötü ama öyle

    YanıtlaSil
  2. Haci nerdesin iki aydir. Uzun bosluktan sonra okkali bir yazi gelir dedim ama......

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.