-->

03 Aralık 2010

istanbul bu! Genç bedenlere aç, dinç cesetlere muhtaç hürriyete mecburdur!

En büyük homofobiklerin, homosexüeller olduğunu biliyor muydunuz? Valla ciddiyim, nefret ederiz birbirimizden. Tıpkı siz düzcinseller gibi, birbirimizin ümüğünü sıkmak için fırsat kollarız. Duygularımız, hırslarımız falan filan da hep sizinkilerle aynı, sizden tek farkımız altına yattığımız cinsel organların bizde de olmasıdır. Başka da hiç bi farkımız yok. Yani siz düzcinseller, sizde olmayan sikin taşşağın, amın, götün, memenin altında zevkten kudururken, biz homosexsüeller de;  bizde olan sikin taşağın, amın, götün, memenin ve hatta kirli sakalın altında zevkten kudururuz...

Her neyse işte, konu böyle ordan oraya falan bağlanıp dururken, ben konuyu ağlak ibne şairimize getircem. Hani dedim ya biz homosexüeller en büyük homofobiğizdir diye, haahh işte ordan yola çıkarak, artık Küçük İskender'i de sırf ibneydi diye hiç takip etmediğimi ve şiirlerini gördüğüm zaman adeta kaçarcasına başka linklere yol aldığımı itiraf edebilirim. Tabii benim kadar çirkin olmasının da bunda bi etkisi vardır muhakkak. Oysa ne kadar zavallıyım değil mi? birini sırf çirkinliğinden dolayı takip etmemek, ne yazdığına bile dönüp bakmamak. Sanki artık ne boksam. Gerçi adı da hep komik gelmiştir bana, Büyük İskender'in aksine şair olmasından dolayı olsa gerek, aklıma hep Küçük Emrah'ı getirmiştir. Sanki yazdıklarını okusam, eniştesinin annesine tecavüzlerini okuyacağım hissine kapılmışımdır, sanki açsam bi kitabını, baksam satır aralarına, O'nun o satır aralarında kaşlarını çatmış ağladı ağlayacak halde bana bakacağını düşünürdüm ve bu yüzden dönüp bakmazdım bile. Hem küçük iskender kimmiş?? hııhhh götümün kenarı falan diye düşünürdüm.

Ama bu son bi kaç haftadır bana bir şeyler oldu, durmadan gidip onun şiir kitaplarını falan gözden geçiriyorum, netten şiirlerini bulup kendi kendime yükseksesle evde okuyup tüylerimi dikleştiriyorum. Böyle bi piskopatlık halleri hasıl oldu bende. Bide kendi okuduğu şiir videolarını falan bulup izliyorum. Onu izlediğim zaman kendi kendime "Allahım çirkinler neden bu kadar duygusal olur ki? Neden bu kadar hisli yazıp, o cümlelerle anamızı sikerlerki? Neden çirkinler insanın kalbini, yüreğini, o sol göğüs kafesindeki organın ne hissettiğini bu kadar iyi bilebilirler ki?"

heyyy allahım, sen çirkine edebi güzellik veriyorsunda, yanlış yüzyılda veriyorsun farkında değilsin. Hani tamam hikmetinden sual etmeye korkuyoruz, ses çıkarmıyoruz ama yani olmuyor böylee. Hem sevgili allam, beni böyle 1.78 boyunda, hafif göbekli falan yaratsaydın ne olurdu sanki?? hee  ne olurdu? böyle mavi göz falan illa olsun demiyorum, ama yani hafif bi kumrallık, yada ne biliyim buğday tenlilik filan olsaydı. Hee olmaz  mıydı? Ya tamam olmaz diyorsan bari boyumu accık uzat, valla başkada bir şey istemem. Zaten boyum azcık daha uzun olsa sikecem ortalığın ammını götünü de neyse :))) belki sende ortalığın ammına koyacağımı biliyorsunda o yüzden bana boy namına zırnık koklatmıyorsun.

Neyse tamam allam, ben sesimi çıkarmıyorum. Sen beni böyle yer cücesi olarak yarattıysan vardır bi bildiğin. Boyum kısa mısa olsada, sağlığım sıhhatim yerinde, sikim istediğim zaman kalkıyor ya o bana yeter. Valla sana şükürler olsun allam. Sağlık sıhhatim için çoook teşekkür ederim.
Şimdi döniyim şu bizim döner şaire. Mesela bazen iyice mala bağladığım zaman, böyle kendimi yutuplara falan vurup, O'nun kendi seslendirdiği videoları izliyorum. Adamın seslendirdiği şiirleri dinlerken, sanki anamı sikiyorlarmış gibi bazen acı çekiyorum. Böyle put gibi kesilip kollarımı göğsümde birleştirip, kendimi sarmalamaya çalışıyorum. Sanki bana okuyormuş gibi. Şiir okurken bazen videolarda elinde sigara falan oluyorya, sanki o içine çektiği sigara benim ve o beni içine çekiyor. Ammına koduğum öyle bi sigaraya asılıp içine çekiyor ki, dersin dünyanın tüm kederini içine çekip yok ediyor. Son günlerde şu şiirine sardım. Böyle durmadan açıp okuyorum, biraz daha zorlasam sübhaneke gibi ezberlerime geçecek.
Haaa bu arada şiir okumayı oldum olası hiç sevmedim, şiir dinlemeyi ise zaten höhhh. Neyse şu şiirini sizler zaten biliyorsunuzdur, ama ben bu güzelliği yeni farkediyorum.  Güzellik paylaşıldıkça artar ya,belki hep beraber güzelleşiriz.
                                           ------------------------------------------------------------

Kel kadınlar tanıdım insafsızca
Her sokak başında bir ekip otosu vardı
Kaç paraya öpüştük durduk asitli homojen
Ne çok insandılar öyle yıkılası acılı
öyle kırkayak kimlikli. Sahi,
bana ait bir sürü sevgiliyle dolaşırlardı!

Dolaşırdı ayaklarım - babam kimdi, belki
birikimler yalnızca, yalnızca itilişler!
Annem: O, yalnızlığım olacak!
Sarhoş çocuklar gibiydim, dirilen bir ceset
gibiydim - yüzümde bir gri saten bıçak! Saat bozuk
gibiydim, imdat polis gibi! Saçmalayacak gibiydim
beni bir bıraksanız, ah bir bıraksanız,
ödünç bir tutku, özürlü bir rüzgar misali
dağılıp gidecek gibiydim!

Oğlum eşkalim istanbul, yine katildi. Kızım
son vitrinin son beyaz gelinliğinde!
Yaşları, toplasan en fazla on üç, on dört
en azından milattan önce yirmi! Bir zaman
efkarla makyajını tazeledi içimdeki ölü helvası
Ölü helvası ve kör çiçekler satan çok kalibre çingene!
Ve horgörülen aşklar bazen sahte.. abazan..
Biraz daha öpüşebilsek, ah bir de
öpüşmeleri, sevişmeleri, logaritmayı bilsek
alkol komalarımıza hafif inceden
profesör bir zencefil kokusu inecekti!

Kel kadınlar tanıdım insafsızca
Her sokak başında bir ekip otosu vardı
Hatırlar mısın, yazmıştım sana, her otel odasında
filtresi bekaret kanıyla lekeli
yanan bir orospu sigarası. Ah, göğsüm,
sen, kurşuna dönmüş zalim gözlerle
delik deşik edilmiş bir erkek fanilası!

Delikanlılığım aşka aç
aşka muhtaç
aşka mecburdu!
Ve yüreğim!
Yaşlandıkça memeleri sarkar oldu!
Bana bir haller oldu / bana filmler bir tuhaf olur!
Sarkaçlar bana pek bir dar oldu / kuyular pek bir sığ olur
Bakın! Kızkardeşim gitti gecenin dul eşi oldu
Abim miyop dudaklarıyla kendi yılanında küçülür küçülür mahfolur!
Ah! Çıtır hüznüm, asil acılarım, dikkat edin!

istanbul bu! Genç bedenlere aç
dinç cesetlere muhtaç
hürriyete mecburdur!

2 yorum:

  1. Kıyamam sana♥ Sanki gelmişler de ağzını yüzünü kırıp gitmişler gibi halsiz hissettim seni. Kıyamadım bir an.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.