-->

30 Eylül 2010

Kimin hayatını yaşadığımı bilsem, gider kendimi ona satardım. En azından bi sahibim olurdu.

Bu gece biri sessizce eve girip götüme mi koydu, ne oldu? bilmiyorum, ama sabah uyandığımda şöyle dönüp hayatımda her şey istediğim gibi mi diye düşünmeye başladım. Ve gördüm ki aslında hiç bir şey istediğim gibi değil. Doğru dürüst bi evim yok, doğru dürüst bi işim yok, doğru dürüst bi ailem yok, doğru dürüst bi dostum, arkadaşım diyebileceğim biri bile yok. Cebimde ay sonunu getirecek kadar param, beni sürekli dışarı çıkıp harcama yapmaktan alıkoyan internet bağlantım ve birde her şeye rağmen sırıtan bi ağzım var. Hani tüm yoklularımın çaresizliklerimin de farkındayım, ama ağlasam, yansam, kendimi parçalasam ne farkedecek ki? Yine aynı çaresizlikle tek başıma mücadele etmek zorundayım.

Doğru dürüst bi ailem olsun istemiyorum, ama en azından tam yorulup her şey bitti diye pes edip yere serilmişken, sırtımı sıvazlayıp ''yaşayacağın güzel şeyler bitmedi kalk, yürümeye devam et gerizekalı'' diyecek bir ailem olsun isterdim. Yani onlardan istediğim şey para değil, zaten para olsa hala onlarlaydım, ammına koyım paranın, ama en azından herkesinki gibi, her şeye rağmen arkamda durabilecek bi kaç oruspu çocuğu olsun istiyorum. Ve o oruspuçocuklarının genel adıda ailem olsun.

Hani sürekli yanımda durmasınlar, sürekli emzirilen çocuk gibiymişim gibi de davranılmasın, ama o bitip tükenmiş anımda söyleyecekleri sözlerle yüreklendirsinler, gaza getirsinler isterdim. Hani ''yediğin boktan dönme, doğruyu yapıyorsun sabırlı ol, senin için iyi olan neyse o olacaktır'' gibi  gerçek olmadığını bildiğim abuk sabuk bir kaç sallamasyon cümle duymak isterdim.

Yok ammına koyım, onlardan böyle bi kaç sözcük duyamayınca hiç bi bok olmuyor. Doğru dürüst bi evim olsun derken, malikane istemiyorum. Öyle şatafatlı bi ev de istemiyorum. Ammına koyım zaten hep sığıntı gibi, orda burda yaşadım. İstediğim şey sadece kendime ait bi ev. Hadi bunları falan geçtim. Sikiyim evi mevide, ailem dediğim insanların, maddi olarak değilde hava cıva sözlerle beni yüreklendirmelerini o kadar isterdim ki. Hatta söyleyecekleri her kocaman yalanın, farkında olmama rağmen onlara inanmaya razıyım.

Hayatımda açtıkları boşluklar o kadar büyük ki artık yalandan etrafa attığım gülücükler bile o boşlukları doldurmuyor. Dışardan farkedilen boşlukları artık anlık gülümsemelerimle kapatmaya çalışıyorum, ama tamamen kapatmak imkansız olduğu için, açık olduğunu gören herkes o boşluklardan  hayatıma doluşuyor. O koca boşluklardan girip, kendi hayatlarını, benim hayatımmış gibi yaşatıyorlar. Ve artık kimin hayatını yaşadığımı bile şaşırdım. Sadece kendi hayatımı yaşamadığımdan eminim.

3 yorum:

  1. inş. her şey gönlünce olur en azından eksikliklerinin farkındasın kendi kendini de yüreklendire biliyorsun :))

    YanıtlaSil
  2. Büyük bir özgüvene sahipsin.
    Ama bir yerde senin de dediğin gibi tek başına dimdik olmak yetmiyor aileye duyulan ihtiyaç hiç geçmiyor.Aslında bu ihtiyaçtan çok , sevildiğini, önem verildiğini bilme arzusu sanırım...
    İnşallah ailen bundan sonra yanında olur ya da çok çok iyi dostların olur...

    YanıtlaSil
  3. Çocukken başka çocukların anne babasıyla ilişkine özenip de içinde kalma duygusu bu. Bir yerden sonra çıkıyor, kendini belli ediyor işte.

    YanıtlaSil

düşüncelerini kendine saklama, benimle de paylaş.